yazarların başından geçen doğaüstü olaylar

Yazarların yaşadıkları, normal olmayan olaylar silsilesi.
Benim başımdan geçen olaya gelecek olursak;
Yaklaşık 3 sene evvel, taşınmadan önce güneşli'de oturuyordum. Otelden işten çıktıktan sonra eve uğrayıp arkadaşların yanına çıktım gidiyorum. Saat 19 civarı ve yaz akşamı. Caddenin sonunda bisikletle yanımdan gayet avrupai bir bayan, eski model ama yeni bir bisikletle, alman turist gibi yavaş yavaş geçip gitti. Dedim lan negzel. Bizim güneşli city gelişiyor. Malum, alışık değiliz oralarda böyle estantenelere. Neyse yolun karşısına geçtim, müziğimi değiştirip sigara yaktım. Ve tekrar aynı bayanın karşıdan bisiklet sürerek geldiğini fark ettim. Ama 100 metre karşıdan falan geliyordu. İşin doğaüstü kısmı, 10 saniye önce aynı bayanın, gayet hızlı araçların geçtiği caddenin diğer tarafında görmem ve yine aynı istikamete gidiyor oluşu.
Hadi geçti gitti sokağın üst tarafından dolandı geldi desem, 200 metre en az sokak yok. O hızla gidip yaklaşık 1 kilometre dönüp dolasıp, ben karşıdan karşıya geçene kadar gidip gelmesi imkansız!
Hala bu olay yaşadığım ve oldugundan emin olduğum en doğaüstü olay.

Geçen sene doğum günümü hunharca arkadaşlarımla içerek kutlamıştım Bostanlı'da.sahilden son votkamız da bittikten sonra gecenin 4:30 saatlerine dayandığının farkına vardık ve eve gitmek için otostop çektik.güzel bir araba durdu önümüz de sağolsunlar bizi gideceğimiz yere kadar bıraktılar.arabadan indiğimizde sigaramızın kalmadığını farkettik bir alt geçitten geçip geceleri açık olan bir tekele gidecektik alt geçiti biçimleyim ben size dar ve her tarafı duvar olan yüksekliğin boyumuzdan 15 cm civarı daha yüksek olduğunu düşünün.her neyse merdivenlerden indik ve marketin kapalı olma ihtimali aklımıza geldi babandan çalarız diye dalga geçiyordum arkadaşla önüme baktığımda bir adam bize doğru ilerliyordu ve ışıklar sanki devrede kaçak var gibi sürekli gidip geliyordu arkadaşıma döndüm o da bana döndü tekrar önümüze baktığımızda adam yoktu ve birden çok yüksek sesle etraftan metala vurulunca çıkan sesler gelmeye ve çığlıklar gelmeye başladı tabi biz de ayaklarımız popocuğumuza vura vura kaçtık.bir insanın birkaç saniye içinde uzun tünelden gitmesi imkansızdı çok fazla alkollüydük uyuşturucu kullanmamıştık alkol den halis gördük diyelim ikimizin aynı halisi görmesi de imkansız.

İnception gibi rüya içinde rüya gördüm ilk rüyamda aynanın karşısındaydım. Üstümde sarı bir ceket vardı. Sonra uyandım, aynanın karşısına geçtim. Üstümde mor bir sweet var. Sonra tekrar uyandım sanırım bu gerçek dünya.(yoksa öyle değil mi!)

Issız bir yolda giderken (çöl gibi dümdüz tepe mepe yok) sigaramı yakıp sağa baktım yaşlı bi adam bastonulya bir şey arıyodu yardım edeyim derken bağcıklarım çözülmüş onları bağlayayım dedim kafamı kaldırdığımda adam yoktu girebileceği en yakın apartman 150 metre uzaklıkta ve adam doğru düzgün yürüyemiyordu bile.

8. Sınıf zamanlarımda okulda gezi vardı.Ben gitmemiştim.Okul bom boştu resmen hocalarda gelmiyordu.Sinifta 5-6 kişi hadi dedik cin çağıralım ( çocukluk aksiyonu iste ).İşte bir şey olmadı tabii falan filan.Daha sonra mahalleye geldik klasik mekanımıza gidicektik.Arkadasimi çağırmak için ziline bastım.İki kat çıktım ve merdivenin başına pet sişemi koydum.Kapida birlikte konuşurken ona cin çağırma mevzusunu anlattığım an merdivenin oradaki şişe resmen bana fırladı.Hicbir kuvvet,rüzgar yokken hemde.E tabii o korkuyla bizde merdivenleri atlayarak indik ve apartmandan kaçtık.

5 yaşlarımdayken, bahçeli bir evde kiracıydık. Bahçede camdan görülen bir kömürlük vardı. Gece yarısı uyanıp nedense kömürlüğe doğru baktım. Karanlıkta suratı gözükmeyen iki kişi olduğunu gördüm ve bir anda kendimi bahçede buldum. Çimenlerin arasında yürüdüm kömürlüğe doğru ama bir süre sonra korktuğumu fark ettim ve gökyüzüne doğru baktım. O anda ayaklarım yerden kesildi ve evimizin çatısını görür oldum. Tekrar korktuğumda sanırım uyumaya devam etmişim. Belki bu olay rüya diye düşüneceksiniz ama sabah babaannemin kömürlüğe hırsızların girdiğini söylediğini duyunca şok olmuştum, üstelik benim çimenden yürüdüğüm yerlerde otlar yana yatmıştı (yani yürüdüğüm belliydi). Ayrıca kapı kilidine erişecek bir boyda değildim.

bir zamanlar çok sevdiğim bir insan vardı. bu doğanın şartlarının çok üzerinde iyi bir insandı. ve uzun yıllar boyunca doğa üstü bir mutluluğu paylaşmıştık.
iki yıla yaklaşan ayrılığımızda, doğanın, evrenin yasalarının çok üzeri mutsuzluklarım oldu.

en az bunun kadar başıma gelen doğaüstü olay da, erkan oğur dinlemek. adamın yaptığı müziğin bu doğa yasalarıyla bir izahı olduğunu düşünmemekteyim.