confessions

sophos

Admin  · 13 Ekim 2017 Cuma

  1. toplam giri 3530
  2. takipçi 77
  3. puan 98235

corleone

sophos
sicilya adasında palermo şehrine bağlı kasaba ve komün.

the godfather romanında ve film serisinde baba'nın doğduğu yerdir:
baba, romanda soyadı corleone'yi isteyerek almıştır. film serisinde ise asıl soyadı andolini'dir, abd'ye giderken göçmenlerin girişinin kontrol edildiği ellis adası'nda ismi sorulduğunda ''vito andolini from corleone'' demiştir, yanlış anlama sonucu soyadı corleone olarak kalmıştır.

ana akım medya

sophos
(ing. mainstream media) devlet ya da büyük sermaye sahipleri tarafından kontrol edilen kitle iletişim araçları.

buna en güzel örnek cnn'dir.

ülkemizdeki kanalların neredeyse hepsi özel gözükse de yayınları devletin kontrolündedir.

ana akım medyada insanlar istenilen şekilde manipüle edilir; yalan haberler yapılır, insanlar din ile uyutulur.
4

tardis

sophos
doctor who dizisinde doktorların (zaman lordlarının) uzayda ve zamanda yolculuk yaptığı, içi dışından büyük olan araç.

ismi, ingilizce ''time and relative dimension in space''in yani ''uzay ve zamanda göreceli boyut''un kısaltmasıdır.

dışı lacivert renktedir. bir polis telefon kulübesidir esasında.

su ayısı

sophos
dünyanın en dayanıklı canlı türü.
omurgasız hayvan şubesinden mikroskobik canlılardır, hemen her ortamda yaşayabilirler.

Latince ismi tardigrada, tardus (yavaş) ve gradi (adımlamak) kelimelerinin birleşiminden oluşur ve ''yavaş adımlı'' anlamına gelir.
4 çift bacağı vardır ve suda yaşar.

İlk olarak Alman zoolog Johann August Ephraim Goeze tarafından tanımlanmıştır. bu canlılar mikroskopla görülebilir çünkü 0,3 ila 0,5 mm arası değişen boyutlardadırlar fakat nadir de olsa 1,2 mm'ye kadar çıkabilmektedirler.


Resimde de gördüğünüz koni şeklindeki uç, başı sayılır. Vücut hücreleri sabittir, yani olgunlaşma döneminde hücre sayıları artmaz. Bazı türlerin her yetişkininde yaklaşık 40.000 tane hücre bulunur ( Karşılaştırmak isterseniz, İnsanlarda 50-60 trilyon kadar hücre bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda bu sayı 100 trilyon olarak da belirtilmektedir). Vücuda gaz değişimin sağlayacak bir solunum organları yoktur.

Baş olarak kabul edilen kısımda bulunan boru şeklindeki ağız ile bitki, alg ve bazı omurgasızları delerek vücut sıvısı veya hücre içeriği ile beslenmektedirler. Çoğu tardigrada bitki yiyerek beslenirken bazıları bakteri yer, bazıları da avcıdır.

Yaklaşık 960 türü bilinmektedir. Küçük olmalarına rağmen olağanüstü ortam koşullarına da dayanıklılardır. Yüksek sıcaklıktaki bölgelerden, denizin derinlerine, kutuplardan, atmosferin üst katmanlarına, radyasyona, susuz ortamlara kadar her yerde yaşayabilirler. Aynı zamanda, göl, tatlı su kaynakları, taş duvarlar ve çatı gibi daha ılımlı ortamlarda da bu canlılar görülebilir. Genellikle nemli ortamlarda yaşayan bu türler, düşük nem ortamlarında da hayatta kalabilirler.

Beyni, iki gözü ve sindirim sistemi var olup kalp ve akciğerleri bulunmayan bir varlıktır. Kuru ortamlarda büzülerek dokularında bulunan suyu buharlaştırıp oksijen tüketimini neredeyse durduruyorlar. Bu kendini koruma evresinde insanoğluna zarar veren birçok şeyden neredeyse burnu bile kanamadan kurtulup, uygun ortamı bulunca normal yaşantısına geri dönüyor. Aşırı uçlardaki ortamlara da böyle uyum sağlıyor; yarı-ölü evreye geçiyorlar. Bu evrede metabolizma hızı neredeyse sıfırlanıyor. Vücutlarındaki su oranını çok çok alt seviyelere getirip (% 3lere) yarı-ölü moda geçiyorlar. Böylece yüksek sıcaklılardan, ölümcül soğuklardan hatta radyasyondan bile etkilenmiyorlar. Nemli bir ortama geçtiklerinde ise hiçbir değişim olmadan eski hallerine dönebiliyorlar.

Tardigradların bu dayanıklıklarını ölçmek için birçok deney yapıldı. Uzay boşluğunda çok uzun süreler bırakıldılar. Burada kaldıkları süre içinde havasız vakum ortama, yüksek radyasyona ve susuzluğa rağmen hayatta kalmayı başardılar. Bu ortama maruz bırakılan tardigradlar, yeniden nemli ortama yerleştirildiklerinde hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler.

https://evrimagaci.org/photo/tr/su-ayisi-tardigrada
http://www.kozmikanafor.com/imkansiz-sartlarin-canlisi-tardigrad/

çele kula

sophos
(sırpça: Ћеле-кула, ćele kula) türkçe: kelle kulesi

Sırp isyancıların kesilmiş başlarından oluşan 952 kafatasından inşa edilmiş, niş yakınlarında bulunan kule.
olmayan osmanlı hoşgörüsünün bir sembolü.

Sırpların bağımsızlık mücadelesi 1804 yılında başlar. Bu sürecin beşinci yılında yaşanan 31 mayıs 1809 tarihinde Çegar Savaşı, Sırp tarihinde büyük bir sembolik öneme sahiptir. Çegar Savaşı'nda, yaklaşık üç bin Sırp savaşçı, kendilerinden çok daha güçlü olan Osmanlı ordusuna bir buçuk ay boyunca direnir. Ancak bu bir buçuk aylık direnişin sonrasında, Osmanlı askerleri Sırpların en öndeki siperlerini ele geçirmeye başlarlar. Savaşın kaybedileceği belli olmuştur. Bu noktada, Sırp komutan Stevan Sindzeliç, saldırıda bulunan Osmanlı askerlerini öldürme ve böylelikle cephenin gerisindekilere kaçmaları için zaman tanıma amacıyla kendi cephaneliğini (barut fıçılarının olduğu depoyu) havaya uçurarak bir grup askeriyle birlikte orada ölür.

Savaşın ardından, Osmanlı ordusunun kumandanı Hurşid Paşa, ölen Sırpların kellelerinin toplanmasını emreder. Toplamda 952 kelle toplanır. Bu kellelerin kafa derileri yüzülür, içleri doldurulur ve İstanbul'a, Padişah II. Mahmud'a gönderilir. Geriye kalan kafatasları ile de bir kule inşa edilir.

1878 yılına kadar yani Sırbistan'ın Osmanlı egemenliğinden kurtuluşuna kadar açık havada ve korunaksız bir şekilde bırakılmış olan kulenin içerisinde gerek hava koşullarından ve gerekse de defin için asilerin akrabaları tarafından götürülmesinden dolayı bugün sadece 58 kafatası kalmıştır. 1892 yılında Sırbistan'ın her tarafından toplanan yardımlarla Belgradlı mimar Dimitrije T. Leko tarafından kulenin her tarafını kaplayacak ve örtecek şekilde bir kilise yapılmıştır.

aiz ezhel

sophos
''uyuşturuyucuyu özendirmekten'' dolayı (şarkılarında esrar kelimesi geçtiği için) hapse atmışlar. bizim am*na koyduğumun çomarlarının kültürüne ters gelmiş tabi.
şarkılarını beğenmiyordum ancak dinleyeceğim.
95 /