confessions

sasanist

votka  · 9 Kasım 2016 Çarşamba

  1. toplam giri 242
  2. takipçi 2
  3. puan 3408

tüm dinlerin yalan olduğunun kanıtı

kargalı karga paşa
Entry giren yazarı boşu boşuna zahmet ettiği parmaklarına yazık ettiği konudur. Ilgili konunun kurulu olduğu argüman en basit mantık ve ontolojik argümanların konusudur. Yok olan şeyi kanıtlayamamak, pembe fil, tetikçi, ölümcül deney etc.

Hep söyledim yine söylüyorum bu konularda eleştirel tutarlı veriler ortaya atmak için önce felfese ve teoloji ve teolojinin kavramlarına hakim olunmalı daha özgün ve geçerli veriler ortaya koyulmalıdır. Aksi takdirde yukarıda entryde bahsedilen örümcek ve eşek arısı, guguk kuşu gibi bir takım önerme ve analojilerin öncelikle hatalı, bu tür önermelerde straw man denen mantık hatasını peyda ettiğinizi ve boş retorikten ileri gelen savlar ortaya attığınızı fark etmeyeceksiniz. (bkz:mantık hataları ) (bkz:karikateist +9 itemleri)

Evrenin içerisindeki değişim oluşum süreç ya da argümanın diliyle felaketlerin "kusursuzluk" kavramıyla ilgisi yoktur. Zaten yaratılışın (eleştirilen şey Kur'an olduğu için) Kur'an da kusursuz olduğuna dair bir iddia yoktur. Aksine her şeyin sebepler doğrultusunda yok olabileceği Tanrı'nın söylemidir. Bu noktada argüman kendi içinden çökecektir.

Verilen argümandaki rakamlar tamamiyle çöp olmakla birlikte uydurmadır. Var olan peygamberlerin seceresi gibi bir durum söz konusu değildir. Hele ki Musa'nın 2.000.000 kişi ile mısırdan kaçması istatistiği damamen demogaji ve safsatadan ibarettir.

Kur'anı anlamak için okuduğun söyleyen argüman yazarı arkadaş eğer kur'an ı gerçekten anlamak isteseyerek okumuş olsaydı bence ayetler hakkındaki sorularına yine başka ayetlerle cevaplar bulacaktı. Hatta farkında olmadan soru olarak sorduğu ayetlerden birisine muhattap olmuş durumdadır.

Kuran'ın metodolojisinde sorgulama yasağı sorgulamaktan korkutmak gibi kavramların aksine sorgulamaya tesvik vardır. Kur'an'da yer alan ve insanlara yapmasi en cok soylenen seylerden biri dusunmek ve akletmektir. Ayrica Tanrı Kur'an'da yine kimseye inanacaksin inanmak zorundasin gibi bir metodoloji sunmaz. Tercih sistemi devrededir.

Tecavüzü veya pedofiliyi açıkça yasaklayan bir ayet yoktur diyerek argüman kendini bir kez daha içten içe çökertmektedir. Tecavüz sadece bedenen değil hak ve hukuk alanında da Kur'an da işlenmiştir.

Ayrıca genel bir yargı ile argumanı tuş etmek gerekirse, Tanrı tanımının iyi bilinmesi gerekmektedir. Monoteizmin savunduğu Tanrı modeli mutlak iyi, mutlak kötü olmak gibi kavramlar barıdırmamaktadır. Mutlak iyi veya mutlak kötü Tanrı modelleri evvela Tanrı tanımına felsefi olarak terstir. Antropomorfizm ya da Deizmin ön gördüğü bir tanrı modeline inanıyorsanız o başka tabi. Ancak onlarda farklı sorunlar doğuracaktır.


Sanırım daha fazla uzatmanın anlamı yok. Sözlükte her geçen gün karikateist ve efe aydal +9 itemli sözde din tanrı eleştirisi ve bilimcilik kasma entrysi görmekten midem bulandı artık. Kayda değer bir eleştri bilmediğim ilgilenebileceğim insanlarda özel mesajdan ekleşip skypetan ordan burdan zaten fikir alış verişi yapar eder görüşürüm ki bunlardan birisi de bir süredir pek görüşemesek de siz onu genelde karikateist admini Alfa (bkz:mehmet mirioglu) olarak tanırsınız kendisidir.

He birde. "Bilim! Bilim! Tinri yilin bilim gircik!" yapmayın cidden komik oluyor. Bilimin amacı Tanrı'nın varlığını ya da yokluğunu ispat etmek değildir. Tanrı yada inançlara meydan okumak hiç değildir.

Element uydurmayın.
2

bakara-191 onları nerede yakalarsanız öldürün

herr muller
Başlamadan önce şöyle diyeyim ben ne zamandan beri hiç bir dine inanmadığımı hatırlamıyorum. Ha bir zamanlar sebebi buydu sonra başka sebepler yerini aldı bu farketmez. Önemli olan doğru bilgiyi ogrenildiginde paylaşmaktır. Ben bunları daha dün öğrendim açıkçası baya şaşırdım ve ilgimi çekti devamını da okuyacağım. Umarım aranizda çocuk vs yoktur okumadan eksileyip geçecek. (Yazı uzun gelenler ikinci paragrafından başlayabilir ilgisini çekerse en baştan bir daha devam edebilir)

Öncelikle belirtmekte fayda var sadece islam dini değil hristiyanlık ve musevilik de savaşa şiddete öldürmeye karşıdır. Barıştan kardeşlikten ve hoşgörüden yanadır. Bu dinlerin kutsal kitapları da savaş ve şiddeti dışlayan mesajlar ile doludur. Peygamberleri de bu mesajları konuşmalarında aktarır. Islâm dininin sözcüsü hatta avukatı olma iddiasındaki bazı çevreler cihad için "kutsal savas" demekte ısrar ederler. Söz konusu çevrelerden çıkan örgütler dünyanın dört bir yanında düzenledikleri saldırıları cihad kavramı icin e oturtarak kutsal savaş verdiklerini savunurlar. Cihadı şiddetle ilişkilendirerek anlatanlar ve bunu uygulayanlar islamin saldırgan yakıp yılan öldüren bir din olarak algılanmasına yol açarlar. Batılı medyada müslümanların şiddet yanlışı olarak tanıtılacak haberlerin yapılmasına sebep olur. Oysa savaş durumları dışında şiddet uygulamasına izin vermediğini bir çok ayette açıkça ortaya koymuştur. Her şeyden önce cihadın arapçada çaba harcamak ve mücadele etmek anlamına geldiğini söylemek gerekir. Yani bu kavramlardan kutsal savaş tanımlaması mümkün değildir. Cihadın islam için kafirlere savaş ilan etmek olduğunu savunanlar bakara nisa nur vs vs (bir çok isim var tek tek sizi yormayayım) bunlardaki bazi ayetlere atifta bulunurlar.


Ornegin, bakara 191. Ayeti gösterirler. Ama ayetin sadece "onları nerede yakalarsanız öldürün" ifadelerini öne çıkarırlar.zaten konunun püf noktası da buradadır. Çünkü birçok masum insanın ölümüne yol açan saldırıları düzenleyenler, ısrarla ayetin ikinci bölümünü yok sayarlar.
Söz konusu ikinci bölüm ise; "onların sizi çıkardığı yerden siz de onları çıkarın unutmayın ki baskı ve zulüm öldürmekten daha kötüdür." Der. Hepsinden de önemlisi bu ayetin tamamı sadece savaş zamanlarını anlatmaktadır. Bunun gibi bir çok başka ayetten cihad kelimesinin savaş yerine uğraş anlamına geldiğini gösterince çoğu ayetin anlamı değişiyor aslında.
1