confessions

pencere

βετεράνος♛  · 18 Şubat 2019 Pazartesi

  1. toplam giri 1284
  2. takipçi 16
  3. puan 32591

anne

pencere
uzun zaman sonra youtube'de karşıma çıkan yeni türkü şarkısıdır. aklıma ahmed arif'in bir anısını getirmiştir. diyabakır'da, ahmed'in annesinin arkadaşları üniversite okuyan çocuklarıyla övünmektedir. diğer anneler der ki; ''benim oğlum ankara'da üniversite okudu mimar oldu, benim kızım, istanbul'da okudu ekonomist oldu...''
ahmed'in gariban anası da şöyle övünür ''hmm, o da bir şey mi? benim oğlum da ankara'da üniversite okudu komünist oldu''

anne ben yapamadım
herkes bir şey oldu
ben olamadım

anne ben bilemedim
yasalar varmış
ben öğrenemedim

anne ben seçemedim
oyunlar oynandı
ben kazanamadım

anne ben bulamadım
inecek duraklar vardı
ben duramadım

anne ben kaçamadım
yaşamak güzeldi
ben saklanamadım

ibni haldun

pencere
tarih boyunca doğudan felsefe de dahil iyi hiç bir şey çıkmamıştır. hatta doğuya akıl uğramamıştır bile diyebiliriz. bütün dünya üniversitelerinde sosyoloji biliminin kurucusu kabul edilen ibni haldun doğudan çıkmış en iyi şeydir. devrimci de bir bilim insanıdır.
''insan babasının değil, ezberlerinin ve alışkanlıklarının çocuğudur'' önermesi bile bütün doğu toplumunun özetini anlamaya yeter.

anahtar

pencere
şimdiki gençler bilir mi bilmiyorum ama eskiden kaset diye bir olay vardı. kasetlerin ''a'' yüzü ve ''b'' yüzü olurdu. her yüzünde ortalama 6 şarkı olurdu. sadece en sevdiğim sanatçılardan değil, en sevdiğim insanlardan da biri olan barış manço'nun o zamana kadar çıkartmış olduğu on bir kasedin orjinali bende mevcuttu. barış abinin bir kasedinde on iki şarkısı varsa, o şarkıların hepsi de bir birinden nitelikli şarkılardı. bu beyin yakıcı şarkısı bile nazarımda çok değerli ve güzeldir.

sınıfın en güzel kızı o yalnız geziyor kimse ona yaklaşamıyor
yine koltuğunda koca koca kitaplar kütüphaneden geliyor
baktım bir cilt şair mehmet akif
iki büyük kitap fatih sultan mehmet
üç kalın cilt mevlana birde mimar sinan

döndü bana dediki eğer beni seviyorsan
eğer kalbime girmek istiyorsan
önce bunları anla beni iyi dinle

beş şair bir abide
iki abide bir sultan
beş sultan bir düşünür
iki düşünür ise bir mimar

düşün taşın bütün gece
benim kalbim bir bilmece
kalbimin bir kilidi var
işte sana anahtar

en sevdiği şair mehmet akif
bir abide fatih sultan mehmet
hayranım dedi sinan bir de mevlana

gece annem evde dedi oğlum neyin var
yemeden içmeden kesildin yine
dedim anne kalbimin sahibi var aşık oldum delicesine

bir gün akif okuyor bir gün mevlana
bir fatihe hayranmış bir de sinana
hem tarihe meraklıymış hem de sanata

annem dedi oğlum anlamadım ben
vazgeç bu sevdadan bu kız fazla akıllı

31 mart 2019 yerel seçimleri tahminleri

pencere
kayyumların siyasal olarak tarihe karışacağını tahmin değil, mutlak olarak bildiğim seçimdir. zaten bu seçimlerle ilgili beni bir tek de bu ilgilendirmektedir. gerisi, halkı kocaman demokrasi yalanlarıyla kandıran çorbacı partilerin düzenden bir pay alma çabasıdır.
hadi yine de biraz gevezelik edeyim.

istanbul'da eko başkanın 1.5 oy farkıyla kazanacağı veya kaybedeceği kanısındayım. kaybetse bile bu mutlaka bir başarıdır. lakin asla kılıştar'ın falan başarısı değildir. halkın haklı tepkisinin ve eko'nun yetenekli bir siyasetçi olmasının tezahürüdür.

ankara'da mansur başgan 5 puan fark atar kazanır.

mersin ve adana'da chp adayları 4 puan farkla kazanır.

biliyorum ki, herkes seçim sonuçlarından çok, uzun boylu sevgi insanımızın bu sonuçlara tavrını merak etmektedir. aydınlatıyorum. ilk tepkisi ''halkımız böyle istemiştir, kazanan herkesi tebrik ederim'' falan türünde geçiştirecektir. bir öfke patlaması beklemiyorum. zira ekonominin durumu ve nereye gideceği ortadadır. bu ortamda kendisine muhalif halka inatlaşacağını sanmıyorum.şöyle bir hülyası olacaktır. ''hele ben şu ekonomiyi yine bir nispeten düzeltiyim, ondan sonra muhalefetin sarı öküzlerini teker teker almaya başlarım''
olur mu olur.

31 mart 2019 türkiye yerel seçimleri

pencere
bu ülkede sandık demokrasisi 3 kasım 2015 günü bitmişti. ne yazık ki bunun tahlilini, ne muhalefet partilerimiz, ne de halkımız doğru bir şekilde yapamadı ve idrak edemedi. zaten burjuva muhalefet partilerimizin demokrasi diye bir derdi de yoktur. kamudan 3-5 çorba ihalesi nasıl ederim de kurtarırım derdindedirler. işte tam bu yüzden bu düzen daha yıllarca böyle gidecektir.
24 hazirandan bu yana mutlaka boykot tavrı sergilenmesi taraftarıydım. fakat bugün, azıcık hatırı için bir değil binlerce çiğ tavuk yiyebileceğim değerli bir dostun ricasıyla, sınıfsal kinim olan bir partiye ve şahsa oy vereceğim. o değerli dostumuz hala insanlıktan ve bir şeylerden umut kesmemişse bana lakırdı etmek düşmez. barış abimizin muhteşem deyişler içeren bir kaç kıtasıyla bitirmek isterim.

insanoğlu haddin bilir kem söz söylemez iken
elalemin namusuna yan gözle bakmaz iken
bir sofra kurulmuş ki halil ibrahim adına
ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok
bir sofra kurulmuş ki halil ibrahim adına
ortada bir tencere boş mu dolu mu bilen yok

yıllardır sürüp giden bir pay alma çabası
topu topu bir dilim kuru ekmek kavgası
bazen durur bakarım bu ibret tablosuna
kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok
bazen durur bakarım bu ibret tablosuna

barış der her bir yanın altın gümüş taş olsa
dalkavuklar etrafında el pençe divan dursa
sapa kulba kapağa itibar etme dostum
içi boş tencerenin bu sofrada yeri yok
sapa kulba kapağa itibar etme dostum
içi boş tencerenin bu sofrada yeri yok

saadet partisi

pencere
ışıklar içinde yatsın, libya lideri kaddafi, muhalefet partileri için ''pusuda bekleyen diktatörlüklerdir'' nitelemesini kullanırdı. bizim gibi, kendine müslüman olmayı yeri geldiğinde, kendine demokrat olma şeklinde deforme eden toplumlar için haklı bir nitelemedir bu.
demokrasinin, sağlıklı bir diyalektik düzlemde içselleştirdiği toplumlarda işler böyle yürümez. ben kendi ülkem için de bir gün mutlaka böyle bir çağa ulaşacağımız adına sonsuz umutluyum.
saadet partisi denen şeriat savunucuları birliğini de, günümüzde içinden geçtiğimiz otoriter rejim altında jelibon gibi tatlı satmakta çok zorlanmıyorlar. aynı, chp'yi kemalist, tkp'yi komünist maçoğlu'nu lenin olarak satmakta zorlanmadıkları gibi.

lakin, chp özü itibariyle nihat erim, maçoğlu lumpen bir fırsatçı, saadet partisi de idris naim şahindir.

tkp

pencere
mustafa suphi'lerin şehit edildiği günden beri sınıf karşıtı politikaların parçası olan partidir. bugün bazı üyeleri, hdp'nin cesedinden, efendileriyle birlikte nasıl bir kaç ısırık kopartırım derdindedir. fakat açlıkları o kadar gözlerini ve burunlarını köreltmiş ki, hdp'nin binlerce üyesinin hapiste olmasına rağmen dimdik ayakta olduğunu bile görmüyorlar.
yapmayın, etmeyin kardaşlar. bugünler geçecek ve elbette doğru bir tarih yazımı yapılacaktır. utanmanızı hiç istemem.

sevmek bir eylemdir

pencere
her cümlesine imza atılabilecek bir ferhat tunç şarkısıdır;

sevmek bir eylemdir yavrum
o karşına çıktığında
nazlı bir gül gibi koru
avucunda tut bırakma

sevmek bir eylemdir yavrum
nefret üste çıktığında
mantığın ne derse desin
kalbine danış unutma

kayıp bir ülke olsa da
aramaktan yorulsan da
sevmek bir eylemdir yavrum
tek başına kalsan da

suya bir taş atar gibi
bir iksiri yutar gibi
sevmek bir eylemdir yavrum
gökyüzünü tutar gibi

18 ayda 22 bin çocuk hamile olarak kayıtlara geçti

pencere
on sekiz yaş altı bütün cinsel birliktelikler yasalarımızca da, insanlık onuru barındıran bütün vicdanlarda da tecavüz olarak kabul edilir. on sekiz yaş altı bir çocukla cinsel beraberliğin rızası da yerin dibine batsın, bunu düşünebilen zihniyet de yerin dibine batsın. uyarıyorum ki, on sekiz yaş altı bir çocukla gireceğiniz birliktelikte ''rızası vardı'' sözü sizi kurtarmayacaktır.

bahse konu 22 bin hamile kız çocuğu da, tecavüz mağduru çocuklardır. bu sadece kayıtlara geçen kız çocuklarının sayısıdır. bunun üzerine bir de tecavüz mağduru erkek çocuklar eklense, korkunç tablo daha beter olarak ortaya koyulabilecektir.

sütaş

pencere
rusya'ya ihraç etti ürünlerde hayvanlarda kullanılmaması gereken antibiyotik tespit edilmiştir. şirket yetkilisi açıklamasında ''az bir şey kullandık, ne var ki bunda'' demektedir.
büyük ihtimalle o ürünler türkiye'de iç pazara sürülecektir. saolsun hükümetimiz bizi içkinin, sigaranın, domuz etinin, namaz kılmamanın zararlarından korumakla meşgul şimdilik. çoluk çocuğumuza sigaradan bin kat zararlı ürünleri yedirmemizin dinen bir sakıncası yoktur.

gecenin şiiri

pencere
ölü

hangi mahallede imam yok,
ben orada öleceğim.
kimse görmesin ne kadar güzel,
ayaklarım, saçlarım ve her şeyim.

ölüler namına, azade ve temiz,
meçhul denizlerde balık;
müslüman değil miyim, haşa,
fakat istemiyorum, kalabalık.
beyaz kefenler giydirmesinler,
sızlamasın karanlığım havada.
omuzlardan omuzlara geçerken sallanmayayım,
ki bütün azalarım hülyada.

hiçbir dua yerine getiremez,
benim kainatlardan uzaklığımı.
yıkamasınlar vücudumu, yıkamasınlar,
çılgınca seviyorum sıcaklığımı...

fazıl hüsnü dağlarca.
57 /