miractanyuvarlananninja

Hayatın anlamı herkesin bakış açısına göre değişebilecek öznel bir yargıdır. Kitap okuyarak farklı insanların penceresinden hayatın anlamı değerlendirilir hatta bazıları benimsenir. Okuyan kişi bu farkındalığa sahiptir de zaten. Bu durumda kitap okuyan kişiler pek çok bakış açısını gözlemlediği için kendi çıkardığı öznel anlam kapsamında hayatı anladığını pekala ortaya atabilir. Zira anladığını düşündüğü hayat onun oluşturduğu "hayat" kavramıdır. Hayatın anlamını anlamış olmakla bunu eyleme geçirmek farklı durumlardır. Hayatın anlamını bulmuş kişi bunu eyleme geçirmek zorunda değildir, sadece anladığını söylüyordur işte. Sonuç olarak nesnellik kapsamı dahilinde olmadığı sürece ben bunu yanlış bulmuyorum. Tabii bunun için de kişinin hayatında kitapların yeri hobi olmaktan öte olmalıdır.

Kendisine saygısı olmayan insanlar

Seslendirilesi en keyifli şiirlerden, daha doğrusu ben seslendirirken çok keyif almıştım. Dinlemesi de bir o kadar hoş.

"ne güzel şey hatırlamak seni.
sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokunmalıyım.
ve hemen
fırlayarak yerimden
penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin süt beyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım."

Sonrasında gelen istemsiz uykuyla kedi gibi hissetmenize sebebiyet veren eylem.

İhk grubundan olduğunu tahmin ettiğim, sözlüğe değişik bir hava katan, yazım hatalarına rağmen bazı entryleriyle güldüren yazar. Nedense tanıdık biri gibi geliyor.

Söylemek istediklerim duyduklarımdan fazla ama duyulmaya hazır değil, bu yüzden bir süre daha hepsi benimle. İçimdeki öfke özgür bir döngü içinde benliğimle piyano çalıyor, onu cümlelerimle kısıtlamak istemiyorum. Öfkemle bile barışığım, küçük bir çocuk gibi büyütüyorum onu. Ne zaman bir şey söyleyecek olsam dolaba saklanıp kulaklarını tıkamayı yeğliyor. Ben ise kucaklayarak avutuyorum onu. Kimseye zararı yok sadece bazenleri gök gürültüsüz sağanak yağışlı. Bu da ıslanmayı güzel kılıyor.

Yıllar öncesinden iki-üç çiftine sahipken ve çatal kullanma gereksinimi bile duymuyorken taşınırken kaybolduğundan dolayı pratiğimi kaybetmiş olmaktan korkuyorum. Aynısından tekrar bulamadığım için almamıştım. (öyle garip takıntılara sahibim.) Aslında kullanma mantığı basittir, sadece pratik gerektirir.

Dişisini etkilemek için çiftleşme dansı yapan peacock spider(tavus kuşu örümceği)
Günümüzde pek çok insana ilham olmuştur swh.

genellikle Sabahın köründe kahvaltıya kalkmayıp uyumayı tercih ettiğimde yediğim trip şekli.
En kötüsü de "sen görürsün." diyerek klimayı açıp üstüme de bir şey örtmediği için hasta olarak uyandıktan sonra çarpık gülümsemeyle intikam aldığını belli eden surat ifadesiyle karşılaşmamdır. Psikomanyak kadın.

Gemi kaptanlığı, pilotluk gibi üniformalı meslekler.
Üniformasız olarak da yazılım, bilgisayar, genetik gibi mühendislik dalları.

Cinsiyetler arasında negatif ayrımcılık yapan, hatalı sınıflandıran, hemcins kategorisine giren bireyler için üstünlük anlayışını benimseyen seksizm savunucularına verilen isimdir.
Ancak bu bayağı hassas bir durum. Genelde seksist bireyleri eleştiren kişiler istemeden seksist ifadeler kullanırlar. Örneğin "seksist ifadeler daha çok/hep/sadece kadınlara yöneliktir." İfadesi bile bir seksist ifadedir.

Burada şiirle ilgili kendi açtığım başlıklar haricinde bir başlık görmenin nasıl mesut ettiğini anlatamayacak olmakla birlikte akabinde müteşekkir olduğumu belirtmekle başlamak istiyorum.

"Yaş otuz beş yolun yarısı eder." Deyip henüz kırk altı yaşında geçirdiği felç sonucu tedavi amacıyla götürüldüğü Viyana'da vefat eden, şiirlerinde genel olarak ölüm ve yalnızlık temalarını işlese de sevginin en güzel tanımlarından birini yapabilecek eşsiz şairlerden biridir Tarancı. "Yahu ölüm ve yalnızlık temalarına yoğunlaşan zaman zaman depresif görünen bir adam nasıl olur da sevgiyi suya yazmayı başarır?" sorusunun cevabı kendisinin döneminin önemli yeteneklerinden olduğu kanaatine pekala vardırabilir. "Desem ki" sevdiğim şiirlerinden biridir, Zannımca en can alıcı dizeleri şunlardır:
"ben sende yaşıyorum,
sen bende hüküm sürmektesin."

Sadece nisan akşamları değil naif bir sesten her akşam dinlenesi.

Hâlâ resmen tanışmamış olmamıza rağmen yaklaşık iki aydır tanımadık kişiye samimi gelmesiyle birlikte her gün görüldüğü için selam verme olayına benzer garip bir tanışıklık var aramızda, entrylerle selamlaşıp anlaşıyoruz diye düşünüyorum Swh. Keyifle takip ettiğim çokça kaliteli bir yazar. Geri dönmelerine sevindim.

Birkaç yazar gibi bana da biraz laiksavar'ı anımsattı. Şahsi olarak ikisinden de bir zarar, hakaret vb eyleme tanık olmadım, o yüzden gözlemlerime dayanarak yorumlayacağım.
Eğlenmek isteyen ve bunu kendi çapında marjinallikle harmanlayıp eyleme dönüştüren genç bir yazar görüyorum. Tek sıkıntı tartışmayı, eleştirmeyi bilememek ve bireylere saldırıda bulunmak. Eğlenceli buluyor olabilirsin fakat bunlar boş işler arkadaşım, hata yapıyorsun. Söyleyeceklerim bu kadardı.

Günün anlam ve önemine özel,
Barış Akarsu-gözlerin

İyi ki doğmuşsun Barış.