confessions

lux

büyücü  · 31 Ocak 2018 Çarşamba

  1. toplam giri 970
  2. takipçi 14
  3. puan 13644

özlemek

iron
'Özlediğin, gidip göremediğindir;

ama, gidip görmek istediğin

Özlem, gidip görememendir; ama

gidip görmek istemen

Özlediğin, gidip görmek istediğin-

ama gidip göremediğin

Özlem, gidip görmek istemen-

ama, gidememen, görememen;

gene de, istemen'

konuşanlar

zeybek
hasan can kaya isimli insanın yuutupta yaptığı, sahne üzerine çıkıp seyircilerle interaktif olarak konuşup kendince güldürdüğü sikko bir gösteri.

her meslek grubundan toplanan bu güruhu kast olarak nitelendiriyorum en azından başlarda. sonra popi oldukça bilet satıp keriz avlamış olabilir. sadece arkadaştayken onun izlemesiyle 40 dakika şahit oldum ve rezalet bulduğum bir oluşum.

seven nesini seviyor anlamıyorum, yıllarca okan'a küstah vs deyip nefret kusanlar bu herifin aşağılamalarını neden sever anlamsız. son olarak acur beyle anlaşıp yuutuptaki bütün programları silmiş ve kendisi seven fakir halkı izlemekten mahrum bırakmıştır.

yolu kapalı olsun.

konuşanlar

franz
1 bölüm izledim. esprileri izleyici yapıyordu. sunucu saçma sapan laflar sokmaya çalışıp hakarete falan varan konuşmalar yapıyordu.

kaç kere güldüm? bir iki kere. o da yine sahneye çıkan bi seyircinin anısı ile ilgiliydi.

kimin, niye, nasıl, ne zaman, nerede sevdiğini anlayamadığım video yayını.

k-pop kore pop

codex cumanicus
Postmodern bir distopyanın içinde tüm insani elementlerden arı bir imaj çizen korkunç kültür/alt kültür. Bildiğimiz anlamdaki batı sanatı ya da nisbeten daha farklı bir düzlemdeki oryantal kültürle karşılaştırıldığında, oluşturulma sürecinin bünyesine dahil ettiği yapaylık sebebiyle de insana dehşet verir. Buna rağmen ana akım teşvikleriyle de gözümüze sokulmaktadır. Eyyorlamam bu kadar, böyle kültürün anasını sikerim.

fırat çakıroğlu

radis
Kişisel facebook hesabında "Türk ırkı silahlan" başlıkları altında birçok türev paylaşımları olmuştur.Klasik ülkücülerden gözümde hiçbir farkı yoktur.Okuduğu universitede siyasi görüşleri farklı olan öğrencilere kendisi ve tayfası, sosyal medyadan ve sözlü olarak tacizlerde bulunmuştur.İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, her insanın "yaşama hakkı" kutsaldır der.Öldürülmesini tüm samimiyetimle kınıyorum.

zoom

franz
onlayn eğitimde kullanılan altyapı hizmeti.

hayatımda bu kadar saçma bir şey görmedim. onlarca öğretmen var adamlar iki karış ingilizce bilmiyorlar. e sen de bu insanların bilmediklerini biliyorsun, koskaca da devletsin, bir tane türkçe pack attıramadın mı araya?

onu geçtim, teknolojiye uzaklık bilinen bir gerçek. internet desen altyapısını gözüne sokası gelir insanların. ne erişim var ne de mobil devletçilik var.

yahu sinirlenmeyeyim diyorum olmuyor. kaç ay oldu muhtemelen internet veren şirketler milyon dolarlar kaldırdı, belki de trilyonlar! bir tanesi de demedi ki gençlerin çocukların internete ve eğitime ihtiyacı var, her öğrenciye günlük 1/2 gb internet bizden hediye.

hadi bunlar yapmıyor, sen de devlet olarak demiyorsun ki herkese günlük internet veriyoruz. şu platformlarda ücretsiz olarak kullanabileceksiniz.

kimsenin derdi eğitim değil. kimsenin.

içine tükürsünler bu programında. skype kullansak daha kolay halledeceğiz her bir haltı.

bakınız yarım saattir bilgisayar başındayım. yarım saattir öğrenci bekliyorum. şifreyi, id'yi verdim. ben öğretmen olarak 4 saat boş ekranda öğrenci beklemek zorundayım. muhtemelen aralık sonuna kadar öğrenci gelmeyecek. yine muhtemelen ilk yarıyı da kapatacağız onlayn eğitim zırvası ile. ve ben her gün 4 saat boş boş bu amk programının karşısında bekleyip duracam.

sonra da kimi salaklar çıkacak mahmut hoca resmi paylaşıp "okl sadece dört duvar değil bik bik bik" ötecek. gel anlat bu ülkeyi çok sevidiğini söyleyen o velilere bunu. gel anlat haydi okullar açıkken, hatta ne okulu, daha doğmamış çocuğun hesabını yaparken "vatana millete hayırlı biri olsun" diye öten velilere.

hiçbiriniz mi sevmiyordunuz lan bu ülkeyi?? tatlı su milliyetçileri sizi.

amk kafayı yiyecem ya.

laptop önerileri

franz
bir süre daha alınmamasını önereceğim başlık.

yaklaşık 2 ay kadar önce bi laptop aldım. sürekli gözüme takılan bi modeldi, ilife diye bi marka; i3, 4 ram, 1 tb hafıza, 2.0 ghz, x64.

bunu 2bin liraya aldım. 2 ay kadar önce. belki o kadar dahi değil.

şimdiki fiyatı 3.750 tl olmuş.

her işimi görüyor mu, görüyor. gayet memnunum. ancak bu kadar fiyat farkı da dolandırıcılık resmen. fırsatçı kapitalist köpekler.

bir-iki hafta daha sabredin. e-okul'a giremeyen öğrenciler için bi kampanya falan yaparlar diye bekliyorum. ha fiyat farkı çok düşer mi, sanmam. belki en fazla kdv. ama şimdiki piyasaya göre uygun olur. bi tane de yeğen bulursunuz kendinize, yabıştırırsınız laptop'u.

ben bile düşünüyorum hahtta, sonra da karaborsada okuturum. miss.

edit piaf;

piyasaya göre uygun olabilecek bir fiyata satılıyormuş hala. belki birilerinizin işine yarar;

evkur, peşin fiyatına taksit taksit bardağınızdan öber
3

okulların açılması

franz
Normal şartlar altında eylülün 3.haftası yapılan iş.

Şuan seminer dönemindeyiz. Öğrenciler yok, öğretmenler okulda, iki saat kadar sohbet edip gidiyoruz. Arada bir de bir sata kadar toplantı yapıyoruz. Dönem açılana Kadar böyle. Dosya işleri falan filanla uğraşılır. Açıldıktan sonra her şey başlar asıl.

Söylemek istediğim bir şey var.

C19 yüzünden, sadece tek vaka varken okulların kapatılması kararı alındı. Çok hızlı ve yerinde bir karardı.

Sonra diğer önlemler alındı hızlıca.

Ardından yaz geldi diye turistlerin ayağını kesmemek için otellere, tatil köylerine giriş çıkışlar, konaklamalar serbest bırakıldı.

E haliyle c19'lu vaka sayısı arttı. Fahrettin hoca'nın verileri hikaye artık, herkes biliyor. Müthiş bir şekilde vakalar arttı.

Şimdi bunların hepsini bir arada düşününce, insan diyor ki, tatile gidip milletle iç içe geçmiş çoğu dangalaklar yüzünden C19 yayılacağına, okulları açık tutsalardı da, onurumuzla c19'u bulaştırsaydık.

En azından eğitimi engelleyemezdik derdik. Onurumuzla, gururumuzla, doğru bildiğimiz bir şey uğruna çaba göstermiş olurduk.

Tatil yapıp stres atacam diye milletin ağzına ettik demezdik.

abdullah çatlı

darbeli matkap
Genelde ülkücülerin lider olarak kabul ettiği eli kanlı faşistin teki zamanında Ankara'da ki gencecik komünist gençleri evlerinden alı koyarak işkence Edip öldürmesi en bilindik faşist eylemidir. Devlet Abdullah çatlı ya soruşturma açılsa da üstünü çok güzel şekil de örtmeyi başarmıştır... Şuan faşist ocaklarda gençlerin rol model olarak aldığı kişinin eli kanlı cani bir Mafya babası olması aslında ülkede milliyetçiliğin nasıl gericileştiğinin kanıtıdır. Sadece rol model almak değil aynı zamanda hepsinin içinde bir Abdullah Çatlı olma isteği vardır bundandır ki ülkücü ocakların da sürekli liderlik reislik koltuk otorite kavgaları çıkar çünkü hepsinin asıl hayali faşist bir lider olmak
1

liberal islam

jakoben
https://twitter.com/kayikcibusra_/status/1284104379205918727?s=19

sanatta bunu yaratır. kız menzilciymiş. tarikatçı tiplerle takipleşiyormuş. (çocukluk arkadaşı olduğunu söyleyen birisinin iddiasından okuduğum kadarıyla) yani sanatı kofti. böyle olmasa bile kofti. gericilikle çağdaşlık hiç bir yerde bir araya gelemez. dincilerin siktiri boktan fantezisi olur anca. tarikatlerin ellerini kollarını her yere uzatma amacıyla yetiştirip sağa sola serpiştirdiği tiplerden biri. tiksinç yanı, tüm bunlara karşı olduğunu ifade ederek günah,allah,cız,bız,göt gibi salak saçma baskıcı literatürle bu noktaları ele geçirip sonra bir anda tüm bunların ''helal'' seküler aktiviteler oluvermesi. islam gasptır. aq arapçıları resmen sömürüyor bizi. olay bu kadar net. muhammet'te böyleydi. ''mazlumuk bilmem neyik''ten bir anda yarım saatte sıkılıp cariye değiştiren hard core'cuya dönüşmüştü.
he bu boklara bulaşmadan bu noktaya gelseydi ''helal'' derdim ama o şeyi kafasına takıp da kendi emeği ile hele böyle bir noktaya gelen... birbirimizi sikmeyelim şimdi... nadirdir...

siyasal islamcılar en azından bu konuda tutarlı davranıyorlar. bu tiplere laf söylüyorlar. liberal islamcılar yani seküler-ılımlı karışımı ise destekçisi. sanıyor ki aydınlanıyor, öğreniyor, islamdan kurtulacak... sadfasdf lan aq çocuğu niye islamdan kurtulmak istesin? allah diye öttü mü bütün kapıları sopası ile açmak varken, yani senin başarına emekle değil bir ıslık nefesi kadar eforla ulaşmasının yolu varken neden aydınlansın? senin gibi yaşar, yine gaspçılığına devam eder? sen gördün mü bunların parayı ,makamı ,kariyeri elde edipte islamdan uzaklaşanını? senin hakkını gasp etmiş işte gerizekalı seküler liberal. belli lan. hadi senin etmemiştir. siz birbirinizi çok seviyorsunuz. eee başkasının etti? sikinde mi? değil. neden? çünkü sende bir şekilde nemalanıyorsun ucundan. mesela göztepelerde bunların meşhur beşli müteahhitlerinin eserleri olan lüks dairelerinden satın alıyorsun, balkonuna da atatürk bayrağını asıyorsun... senin keyfin yerinde tabi... çünkü orospu çocuğusun. bu ülkede, bu hal varken keyfi yerinde olana kimse kusra bakmasın ben orospu çocuğu derim. senin ben açık başını sikeyim. sekülerin liberali kadar alçağı da yoktur he. bilin.

böyle şeylere şahit olunca sorulması gereken soru şöyle bir hal alıyor;
acaba kaç tane yetenekli gencimiz bu süre gelen dinci baskıcı süreç boyunca ''ya bu ülkede ne bana, ne müziğime yer var'' gibi bir düşünce ile ülkeden gitmek zorunda kaldı yada öyle hissettirildi? kimler yurtsuzlaştırıldı, küstürüldü ? liberal bunu sormaz, hafızası yoktur. önüne bakar, bu gasptan yukarıda örneklendirdiğim biçimde bir aydınlanma çıkarımında bulunur ve ''devam'' der. liberalin olduğu yerde ne canınızın önemi var, ne hatırınızın, ne hakkınızın arkadaşlar. her gün vahşetten vahşete koşan memlekette sahile inin, liberalleri voleybol oynarken, martılarla gezerken orada göreceksiniz.

pozitif ayrımcılık

elif
Kadın, siyahi, eşcinsel vb. tarih boyunca ayrıma maruz kalan toplum üyelerini ayrım yapmayayım derken kayırmaktır. Bu durum her ne kadar şu an için ırkçılık derecesinde olmasa da dünya yok olmazsa epey ilerde işler tersine dönecek gibi görünüyor.

helin bölek

jakoben
yazık oldu kadına. artık ölümün bile değeri kalmamışken ülkede bir de bu salgı meselesi yüzünden zaten hali hazırda patır patır insan ölüyor olmasından dolayı kaynadı gitti.. gerçi zaten öyle olmasa ne olacak hep değersiz hayatlar..

üniversiteye sevgiliyle gitmek

franz
Bi çift vardı üniversitede. İibf'de ikisi de. Oğlan oda arkadaşımdı, kamucu. Kızın adını hatırlıyorum, melisa, bölümünü bilmiyorum.

Bu hani lisede vıcık vıcık olan iğrenç, tiksinç, görünce üzerine kısmak istenen sevgili çiftleri vardır ya? Onlar bunlar işte. Zaten üniversite kafası da yoktu ikisinde de. lise 5'e gidiyorlardı resmen.

Bunlar aynı binada ders alıyorlar İİBF oldukları için. Ben eğitimdendim ama orada çok tanıdık oluyordu ister istemez. Zaten üniversitede herkesin en az beş tane iibf'li arkadaşı vardır. Mecburi bir şey bu.

Her neyse. Bunlar birbirini ders işleyecekleri sınıfa kadar bırakıyorlarmış ya la? Birinin dersi yoksa kapının önünde diğerinin dersi bitene kadar duruyormuş. Sadece kızlarla konuşuyorlarmış. O da kızın kız arkadaşları. Tabii benim oda arkadaşının konuşma izni yok. Oğlan erkeklerle muhatap olamıyor kız yüzünden. Bizle bile zar zor iletişim kurmaya devam etti. Düşünün aynı odadayız.

Odadayken kıza haber verirdi her şeyi. Arardı söylerdi; "aşkım kantine gidiyoruz. Sevgilim sigara içecez. Bitanem yan odadan misafirler geldi."

Bi gece çıktı gitti odadan çocuk. Alelade bi şey bu. Kendini camdan atsa falan tamam hani, insan üzerinde düşünür noluyor diye. Ama kapıdan çıkto gitti. Bi süre sonra Odada kalan 5 kişiyiz, 5'imizi de aradı kız telefonuma cevap vermiyor diye. Bi de bize posta koymaya çalıştı. Onu bi susturduk önce. Sonra Analı avratlı söverek aradık çocuğu. Kızdan nereye kadar sinir çıkartacaksın, paniklemiş sonuçta. çocuğu gömmek rahatlatacak asıl. Neyse. Tuvaletten çıktı herif. Bir saat kadar tuvalete gitmeden haber vermediği için af dilendi kızdan.

Bi gün aldım karşıma bu Asalağı. Mezun olucam. Bunun 2 senesi var daha. Anlattım, dedim kardeş yanlış yapıyorsun, etme eyleme. Tipin iyi, çok zeki değilsin ama bu kıza kadar düşme falan. İyi bi kanına girdim bunun. Bu da haklısın Kanki, doğrusun, ben de sıkıldım, bunaldım falan. Dedim haydi bakalım belki biraz değişir hayatı.

Ben mezun oldum gittim tabii. Bu asalakla da görüşmedim bir daha.

Bir gün telefonum çaldı. Bu asalak arıyor. Acı acı çalıyor telefon. Var bi sıkıntı. Açtım. Naber nasılsın falan derken, kardeşim bir şey diyeceğim dedi, ne dedim?

-franz, melisa hamile. Burada bildiğin bir kürtajcı var mı?

Ya bu asalak kızla aynı eve çıkmış biz mezun olunca. Tamam alan razı, veren razı. Çıkabilirsin. Kızla ilişkiye girmiş. Buna da eyvallah, sevgili sonuçta. Beni niye arayıp işe dahil ediyorsun sayın asalak?

Tamam, az çok tanıdklarım vardı bolca. Ama öğrenciydi lan hepsi. Bu asalak da o yüzden beni bütün bolu'nun pezevenklik işlerini ben yürütüyorum sanıyordu galiba. Ondan beni aramış. Dedim bildiğim bi tane vardı onu da polisler bastı geçen sene.

O günden beri de görüşmedim asalakla.

Üniversite ve sevgili kelimeleri yan yana gelince bana furkan asalağını hatırlatan başlık.

kebapçıda görülen hürmet

radis
Anavatanında yaşadığım için oldukça dikkat ettiğim bir durum haline geldi.
Kişiliğiniz, karakteriniz veyahut kariyeriniz ne olursa olsun mutlaka her cümlenin sonunda "tamam abim/ablam", "buyrun efendim" tarzında hürmet cümleleriyle karşılaşırız. Muhteşem bir saygı ve hürmet vardır.
Çalışan garsonlar işlerine hakimdir. istisnalar hariç asla siparişleri karıştırmazlar, pot kırmazlar veya densizce bir kelime etmezler.
Mekana girildiği vakit üzerindeki kıyafet, kariyerin, ünvanın ne olursa olsun herkese eşit bir hürmet söz konusudur.

Öyle masanın başında hiç bir garson "beyfendi ayranınızı 1 tl farkla büyütelim" demez. Ayakta beklemezsiniz. Çaylar genelde ikramdır. Doyarsınız, fazladan pide isteyebilirsiniz. Yeşillik ve mezeler genelde ücretsizdir ve güzeldir. (Istisna şehirler hariç-adanada full ücretsiz)

Velhasıl insanın bence güzel duygularla çıktığı ender yerlerden bir tanesidir kebapçılar...

Edit: yazım hatası

dehumanize

azadi
Bazıları (hzLethe, kemalisthatun, kargalıkargaleşe, herr muller vesaire) adıma başlıklar - giriler yazıp, bir de utanmadan 'tr ye giremiyor' şeklinde cümleler kuruyorlar.
Benim tr ye giremememin sebebi ne hırsızlıktır, ne arsızlıktır, ne de herhangi bir yüz kızartıcı suçtan ötürüdür. Daha önce hakkımdaki suçlamaların ss ini göndermeme rağmen, bu suçlamaların tamamının atatürkçü, yurtsever vesaire... mevcut yönetime ters düşen ideolojileri savunan herkesin özgür ve eşitce yaşayabilmesi, nefes alabilmesi için savaştığımdan ötürü yapıldığını yukarıda nicklerini yazdığım (yazamadıklarım da var)
ergenler bilmelerine rağmen, bunu bana karşı kullanma acizliğine kadar gitmişlerdir.
Ben sizin çok sevdiğinizi söylediğiniz, klavye başında günde otuz tane karalama yapıp, kırk defa 'biz olmasak ülke çoktan batmıştı' şeklinde kendinizi övdüğünüz, ancak reelde klavyenin ağırlığı kadar cesarete ve ağırlığa sahip olmadıgınızdan ugruna hiçbir bedel ödemediğiniz, ödeyemeyeceğiniz Türkiye cumhuriyeti nin geleceği için radikallerle, cehaleti sizinkiyle boy ölçüşecek caddede olan bağnazlarla, kâh sokakta, kâh sayfalarda savaştığım için bu ülkeye giremiyorum
İnsan utanır böyle bir şeyi eleştiri malzemesi yapmaya... Bunlar şeref, bunlar cesaret, bunlar ümidin madalyaları.
Kimsenin hakkını yemedik, herkesin hakkını savunduk, cezaevleri, sürgünler yaşadık, yaşıyoruz.
Bu nasıl bir şerefsizliktir ki; Başkalarının hakları için savaşan adama, bu savaşı yüzünden ülkeye giremiyor, ailesinden koparılmış, avrupada sürgün yaşayan adama 'önce ülkeye gir, girince beni ara, hee daha ülkeye gelemiyor' şeklinde aklı sıra aşağılamalar yapılır?
Utanın lan utanın.
Önce konuşma kabiliyetinin sadece kelimeleri dogru telaffuz edilmesiyle oluşabilecek bir sry olmadığını kanıtlamam, ardından da her tartışmada siz ergenlerin neredeyse bu yetilerine son vermemin kudurganlığı ile nelere saldırıyor, ne kadar bel altı inebiliyorsunuz kendiniz bi bakın...
5

laik sözlük

deist imam
Yazarların bir çoğunun yanlış anladığı sözlüktür. Arkadaşlar bu sözlüğün ismi nedir? Dikkatli okudunuz di mi? Laik sözlük burası. 22 yaşında insanım heralde ben yanlış okumuyorum. Burası kemalist sözlük değil, solcu sözlük değil, türkçü sözlük değil, liberal sözlük değil, ırkçı sözlük hiç değil, ulusalcı sözlük değil. Ama bunların hepsinin bulunduğu bir sözlük. Laiklik bu grupların hiç birinin tekelinde değil. Bu gerçek ortadayken niye burada sizden farklı ideoloji görünce sözlüğe küsüyosunuz. Her yerde olduğu gibi burada da çeşitli ideolojiden, ırktan, dinden, meslekten insan var burada. Spesifik bir grubun sözlüğü değil burası. Sadece laikliği benimseyen insanların olduğu bir sözlük. Size 3 siyasi partiyi örnek vereyim laikliği savunan:
1)chp=sosyal demokrat,türk ulusalcısı
2)hdp=sosyal demokrat,kürt ulusalcısı
3)tkp=sosyalist
3 farklı parti, 3 farklı ideoloji ama tek bir ortak nokta var: laiklik. Burası da öyle. Burası ortak elemanı laiklik olan insanlar kümesidir. Her hangi bir ideolojinin arka bahçesi değil
4

reynmen ela

the spook
dinlerken ağzınıza kusmuk tadı, burnunuza ise bozulmuş yoğurt kokusu gelen şarkımsı. 10 farklı kelimeden oluşan bu liriğin, 1 hafta sonra milyonlar tarafından dinlenmiş olması kaçınılmaz. Nedense 2000'den sonra ünlenmiş bir tane kaliteli müzisyen yok, acınası.

13 reasons why

ickial
bitirdiğim ve her söylenen söze rağmen sevdiğim roman uyarlaması bir netflix dizisi.

biraz daha derine inecek olursak eğer, bu kitabı okuyan selena gomez, kitabı çok beğenip,
filme uyarlanmasını ve kendisinin başrolde olmasını istiyor. ancak sonradan geniş ve zengin bir olay örgüsüne sahip olan bu kitabın film yapılmasından ziyade dizi olması daha akla yatıyor.

dizinin konusu
liseli genç kız olan hannah baker'ın intiharını konu alıyor. ailesi bu işin peşini hiç bırakmıyor ve ölümünün nedenini bilmek istiyorlar. kendisi hannah baker'ın arkadaşı olan clay jensen ise intiharın üstünden geçen bir zaman sonra kapısına bırakılan kasetlerle hannah'nın ölümüne neden olan 13 sebebi öğreniyor. her bölüm bir kaset olmak üzere sezonu toplamda 13 bölümden oluşan dizinın 2. sezon onayı alındı.

oyunculardan çoğunun ilk deneyimi olmasına rağmen hiç sırıtmayan performansları var.

birçok kişi bu dizinin ergen dizisi olduğunu söylemelerinin en büyük nedeni, büyük ihtimalle lisede geçmesi ve bahsi geçen lisede bir intiharın söz konusu olmasından dolayı. yine de izlemenizi öneririm, anlamak ve anlam çıkarmak izleyicinin elinde zaten.

barış pınarı harekatı

jakoben
liberalizmin o kadar içine battık ki.. bir sürü liberal sağ, bıyıklı adamların youtube'da bu savaşı değerlendirmelerini dinledim hepsi onaylıyor. evet, cumhuriyet ordusu şeriat götürmek için savaşıyor. sözüm bu kadar. altımızda iran, en uzun kara sınırımızda öso'dan oluşacak bir şeri yapı.. bu ülkede emin olun yeni bir cumhuriyet ilan edilir.

barış pınarı harekatı

cemree
dünyanın yarısı türklerden nefret ediyordu kalan yarısıda bu harekat sayesinde nefret etmeye başladı. bu aralar avrupadayım geçen viyana da türkiye yi protesto ediyordular. hepsi bizi ışid sempatizanı sanıyor. bu hükümet bizi dünyanın en nefret edilen halkı yapmayı da başardı ya diyicek bir şey bulamıyorum.

inanılmaz derecede faşizm propagandası yapılması

jakoben
her yerde görüyorum. ciddi anlamda bu memleket yaşanabilirlikten çıkmış. bu ülkede yedi sekiz milyon kürt yaşıyor ve sanki onlar yokmuşçasına siyasi partiler birer birer açıklama yapıyor. tüm yetki ve yönetebilirliğinizi sosyalistlere derhal teslim edin aq. derhal. derrrhal. bitmişsiniz. hepiniz birbirinizden betersiniz. tam bir kriz var. tam bir devrimci durum bence. tüm insanların içinde faşizm ya da cumhuriyetçilik arasında bir kararsızlık var. sanki patlarsa şuan patlar, patlamazsa da şuan patlamalıydı diye tarihe geçsin bu yazdıklarım. herkesin içinde eminim ki bir asalak durum var ve iktidar yoksunu bu yönetilemezlik ancak şuan oluşabilecek bir devrimci hareketle ahlaki tutum ve doğruculuğu yakalayabilir gibi geliyor.

sizlerinde aklı gidip gelmiyor mu?

işte. sanki bu zaman o zamanlardan biri ve yine treni kaçırıyormuşuz gibi hissediyorum.
1

barış pınarı harekatı

pencere
pek değerli kadın bir sosyoloğumuzun da dediği gibi george orwell yaşasaydı erdoğan'ı ayakta alkışlardı. 1984 romanının evrenindeki barış bakanlığını anımsattı bana bu herekat ismi.
zira artık insanın başta kendine sonra soyut somut, iyi kötü her şeye yabancılaştığı bu sistemde normal hal budur. zaten artık ohal'de de değiliz. hal normal haldir.

savaş-barıştır
özgürlük-köleliktir....

kürdün kürtten başka dostu yoktur

jakoben
kürdün cumhuriyetten başka dostu yoktur. kürt kaderini türk faşizminin eline bırakırsa ne hakkı kalır ne hukuku. canını alırlar. karşılığında can aldıkça da daha çok yalnızlaşır. o yüzden kürdün türk'e sarılmasına ondan ''merhamet'' ki merhamet zalimlerin erdemidir, dilenmesine gerek yoktur. onun sahip çıkması gereken cumhuriyettir. o zaman o faşistler tekrar deliklerine girer.

sırrı süreyya önder

pencere
titre metiner geldi gelmekte olan. çıktı iki gözümün çiçeği. bundan sonra demirtaş'a da, yüksekdağ'a da, sırrı abeye de terorist diyene alnını karışlıyarak sorarım. kimsin lan sen? hakim misin savcı mısın? yargı kararıyla aklanan kimseye hiç kimse böyle yaftalar yakıştıramaz.

yaa bu çocuklardan terorist mi olur bir gidin allah aşkına.

işte karşınızda ferhat tunç'un ğaz arkadaşları. polisin attığı var ya işte o.



istanbul'da yaşanmaz

jakoben
amini siktümün medeniyetinin beşiği. siz gece beyaz amerikan kadınların pornosunu izler, asılır, güzel bir uyku çekersiniz. gün başladığında işe ya da okula giderken suriyeliler sıkışık metrobüste arkanızdan dayarken yolculuk edersiniz. böyle bir sayko mekan aq
2

Selahattin demirtaş

pencere
ahim üzerinden hukuka takla attırılan halkların demokratik lideridir. burjuva hukuk bir kez daha komik durumlara düşmüştür. demirtaş soy adı gibi hala sapa sağlam olduğu yerde durmaktadır.

selo bugün yaptığı açıklamada;

''yani yargı yok, adalet yok, kanun yok, hakim yok. sadece bize değil, hiçbirinize yok.''

diyor. bence bir çok şeyin özetidir söylediği. eskiden bu ülkede hukuk sadece kürtler ve solcular için yoktu. şimdi kimse için yok. akp'liler de bizim için var demesin hiç. kendilerinden daha kıdemli bir akp li ile davalık oldukları zaman onlar için de hukuk yok.

sırrı süreyya önder

pencere
halkların demokratik bıyıklısıdır, güzel abisidir. bugün bir gazeteye verdiği açıklamadan şöyle demiş;

'' Kısacası zindanlar “yan gelip yatma yeri değil.” Bizim için mümbit üretim alanları olmakta. Korkarım günün sonunda bizi buralara atanlar “Keşke hiç atmasaymışız” diyecekler.

Mutluların mutsuzlara borcu var. Gülebilmek, mutluluk, zenginlik ancak herkese adil bir oranda üleştirilebiliyorsa bir anlamı olan şeyler… Dolayısıyla başta doğaya sonra da birbirimize çok şey borçluyuz… Borcu hatırlamak, alacaklı olanları unutmamakla işe başlayabiliriz… Bu bazen bir film olur bazen bir ekmeğin yarısıdır…''

yurt yemekleri

sophos
Paramla midemi karşı karşıya getiren; Mideme tecavüz eden yemekler. kullandıkları o iğrenç sanayi yağının kokusunu terimden, idrarımdan aldıkça tiksiniyorum. O berbat yağ ve salça ile en iyi şefe yemek yaptırsan yine leş gibi olur mideni siker.
Sadece bir çorbası akşam doyduktan sonra ertesi sabah midemden çıkana dek kusmama yetiyor.

Fabrika ve Askeriye yemekleriyle yarışabilir ancak.

kalp hastası da hdp önüne geldi

pencere
gazete duvarda okuduğum ilginç haberdir. diyarbakır'da kalp ameliyatı olması gereken ama parası olmayan bir vatandaş durumu protesto etmek için hdp il binası önüne gitmiş. adına ister kürt sorunu deyin, ister terör sorunu deyin memleketin en önemli sorununu bu şekilde nasıl sulandırmayı başarabildiler anlamıyorum. on binlerce canımızı aldı bu sorun.

haberden bazı başlıklar şu şekilde;

''hdp binası önünde çocuklarının dağa gönderildiğini söyleyen anneleri görünce gelme kararı aldığını belirten cenan, "ben de sağlık problemlerime dikkat çekmek ve bir çare için partiye geldim. parti bana da bir çare bulsun. hastaneler bulmadı. kan sulandırıcı ilaç kullanmam lazım. ameliyat çok riskli ama ağrılarım çok. bugün parti önüne gelip çare aradığım için çok iyiyim. partiden rica ediyorum varsa bir çare bulsunlar. ayda aldığım 500 tl engelli maaşı var. geçimimi sağlayamıyorum" diye belirtti.

polisler tarafından il binasından uzaklaştırılan cenan, "geldim oturdum ama polisler, 'gel bizimle konuş' diyor. emniyetin yolunu biliyorum. çözümü emniyette arasam emniyete giderdim. bu kapıda oturan insanların hepsi sizin yanınıza gelmiyorlarsa, ben hastalığımdan dolayı neden sizinle görüşeyim ki" şeklinde konuştu.''

muharrem ince

zeybek
insanları hayal kırıklığına uğrattığı sanılan fizik öğretmeni, siyasetçi. ben sırf cumhurbaşkanlığı seçimi kaybetti diye yahut adam kazandı dediği için bu kadar yerildiğini düşünüyorum. ayrıca kemal kılıçdaroğlu'nun kendi önünden çekilmesi için ince'yi aday göstermediğine de kalıbımı basarım.

bizim insanımız festival gibidir. aksiyon varken çoşar, bittiğinde çöpünü almaz, sonra da niye etrafı kirlettiğine bakmaz. ince de buna maruz kaldı. karşısında öenmli bir rakip vardı. asıl sorun şu gerçekten olmayan demokrasi savaşında akşener, karamolla ya da demirtaş'ın adaylığı dogru muydu?

ikinci tur için bölünen oylar diye ağlanıyor ya. bence bu başarısızlık ince'nin değil herkesindir. siyaset karmaşık olduğu kadar basittir.

Selahattin demirtaş

pencere
yazık ki henüz tahliyesi kesinleşmemiş halkların demokratik lideridir. tutuklu yargılandığı davadan mahkeme tarafından tahliyesi kesinleşse de hala hükümlü olduğu davadan 8 ay yatarı bulunmaktadır. gerçi mevcut yasalarda hükümlülerin cezalarının son 1 senesini denetimli serbestlik durumunda geçirmeleri hususunda amir hüküm vardır. fakat artık ülkemiz hukukunda içtihat diye bir kavram olmadığı için mahkemeler tarafından kafalarına göre uygulanmaktadır bu hüküm.

avukat arkadaşlara göre şu an sayın demirtaş (selo başkan) devletten 4 ay alacaklıdır. tahliyesi için israrlı başvurular yapılmakta umarım bir supriz olur ve demirtaş o duvarlar arasından çıkar.