SÖZLÜĞÜN KALİTELİ 4 5 YAZARINDAN BİRİSİDİR
EDİT: KOMPLE DEĞİŞTİRDİM GÖRÜŞÜMÜ TŞK
mö2000: hititliler bize bohmiyir.
mö1200: lidyalılar çok faşik.
mö900 : urartulular imha ve asimilasyon politikası uyguluyor.
ms500 : bizans bize koyun versin parasını almasın.
ms1400 : osmanlı çok rerörörö.
ms 1923: eyalet sistemi istöyorek
-alinti-
Kusura bakmayın ancak atatürk'ün bıraktığı bu topraklardan bir karışına bile dokunacak insan anasinin karnindan henüz doğmadı öyle birisi doğmayacak da
mö1200: lidyalılar çok faşik.
mö900 : urartulular imha ve asimilasyon politikası uyguluyor.
ms500 : bizans bize koyun versin parasını almasın.
ms1400 : osmanlı çok rerörörö.
ms 1923: eyalet sistemi istöyorek
-alinti-
Kusura bakmayın ancak atatürk'ün bıraktığı bu topraklardan bir karışına bile dokunacak insan anasinin karnindan henüz doğmadı öyle birisi doğmayacak da
Aslında türkiyedir her zaman da böyle olmuştur.sadece en sikko zaman aralığında denk gelmiş olmamız can sıkıcıdır
göt
.
n'olur artık konu erkek cinsel organı olmasın.
1-ankara fişek fabrikası (1924)
2-gölcük tersanesi (1924)
3- şakir zümre fabrikası (1925)
4-eskişehir hava tamirhanesi (1925)
5-alpullu şeker fabrikası (1926)
7-uşak şeker fabrikası(1926)
8-kırıkkale mühimmat fabrikası (1926)
9-bünyan dokuma fabrikası (1927)
10-eskişehir kiremit fabrikası (1927)
11-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1928)
12- ankara çimento fabrikası (1928)
13-ankara havagazı fabrikası (1929)
14-istanbul otomobil montaj fabrikası (1929)
15-kayaş kapsül fabrikası (1930)
16-nuri killigil tabanca, havan ve mühimmat fabrikası (1930)
17-kırıkkale elektrik santrali ve çelik fabrikası (1931- genişletildi)
18-eskişehir şeker fabrikası (1934)
19-turhal şeker fabrikaları (1934)
20-konya ereğli bez fabrikası(1934)
21-bakırköy bez fabrikası (1934)
22-bursa süt fabrikası (1934)
23-izmit paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1934 temel atma)
24-zonguldak antrasit fabrikası (1934 temel atma)
25-zonguldak kömür yıkama fabrikası (1934)
26-keçiborlu kükürt fabrikası (1934)
27-ısparta gülyağı fabrikası (1934)
28-ankara, konya, eskişehir ve sivas buğday siloları (1934)
29-paşabahçe şişe ve cam fabrikası (1935 - tamamlandı)
30-kayseri bez fabrikası (1934 temel atma)
31-nazilli basma fabrikası (1935- temel atma)
32-bursa merinos fabrikası (1935 temel atma)
33-gemlik suni ipek fabrikası (1935 temel atma)
34-keçiborlu kükürt fabrikası (1935)
35- ankara çubuk barajı (1936)
36-zonguldak taş kömür fabrikası (1935)
37-barut, tüfek ve top fabrikası (1936)
38-nuri demirağ uçak fabrikası (1936- ilk türk uçağı nud-36 üretildi)
39-malatya sigara fabrikası (1936)
40-bitlis sigara fabrikası (1936)
41-malatya bez fabrikası (1937 temel atma- bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları atatürk'ün sağlığında açılmıştır.)
42-izmit kağıt ve karton fabrikası (1934- temel atma)
43-karabük demir çelik fabrikası (1937- temel atma)
44-divriği demir ocakları (1938)
45-izmir klor fabrikası (1938- temel atma)
46-sivas çimento fabrikası (1938-temel atma)
NOT: bu fabrikalar sayesinde 1929-1938 yılları arasında ağır sanayi üretimi %152 artarken toplam sanayi üretimi %80 artmıştır. kömürde %100, kromda %600, diğer madenlerde %200 artış olurken demir üretimi 0'dan 180.000 tona çıkmış, şeker üretimi 200 misli artmıştır. 1926'da başlayan şeker üretimi 1927-1930 arasında 5162 tondan 95.192 tona çıkmıştır. tekstil sanayi ülkenin tekstil ihtiyacının %80'ini karşılar duruma gelmiştir. tekstil ürünleri ithalatı 1927'de 51.000.000 türk lirası iken bu rakam 1939'da 11.900.000 türk lirasına düşmüştür. 1924-1929 arasında pamuk ürünleri üretimi 70 tondan 3773 tona, yün 400 tondan 763 tona, ipek 2 tondan 31 tona çıkmıştır.
bir kac ay yıl ne gerekiyorsa zaman gectikce googleda bi film hakkında arama yaptıgımda veya bi kitap roman olsun merak ettiklerimi bulmayı umdugum sözlük
bugün karşıyaka'da bir çevirmen ile muhabbet edebildik şans eseri denk gelip. bilirsiniz suç ve ceza okuyan varsa bu eser 700 sayfa civarı olmalıydı yanılmıyorsam. ben yıllar önce bunu bilmeden ''antik'' yayın evinden satın almıştım okumuştum ve bayılmıştım cok akıcı ve 'özet' gibiydi. bu kelimeye dikkat özet gibi. sonra ne zaman ilk denk geldiysem gördüm ki ulan kitap benimkinin iki katı benim okudugum 400 sayfaydı nasıl olur bu. işte bugun bunu denk geldiğim rus çevirmene sordum ve bana bir makale verdi bu konu ile ilgili sırf cevirmenlerden ötürü oluşmuş milyonlarca farklı klasik kitap hakkında. makalenin adı anna karenina'nızı nasıl alırdınız ? linkini de bırakacagım en sonuna harika bir yazıdır. şimdi kısa kısa bu kitaptan ayrı ayrı cevirmenlerin yazıları ile bir kitabı ne kadar başkalaştırıp hata yaptıklarını bırakacagım buraya.
Ergin Altay
“Saatin kaç olduğunu, Bryanski'ye gidecek zamanı olup olmadığını düşünüyordu“(273)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“… saatin kaç olduğunu, Bryanskiy'e gidecek zamanı kalıp kalmadığını düşünmemişti.”(252)
Hasan Âli Ediz
“…saatin kaç olduğunu ve Briyanski'ye gitmeye vakti olup olmadığını düşünmedi bile.”(cilt I, 283)
– Adam düşünüyor mu düşünmüyor mu? Baktım, düşünmemiş. İlk örnekteki düşünüyordu neden?
Ergin Altay
“Onlarla oynamak için anımsayacaksın sen çocuklarını, bense zavallıların mahvolduklarını düşüneceğim hep. Mahvolduklarını biliyorum.” (55)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Sen çocukları, onlarla oynayacağın zaman hatırlıyorsun, bense onları hep düşünüyor ve şimdi mahvolduklarını biliyorum.”(52)
Hasan Âli Ediz
“Sen çocukları onlarla oyun oynamak istediğinde hatırlıyorsun, benimse hep aklımdalar ve şu anda perişan bir durumda olduklarını biliyorum.”(cilt I, 52)
Kip farkı ifadeyi nasıl da değiştiriyor. Ergin Altay yine fark yaratmış:)
Ergin Altay
“… Bir kez de ben çağırmalıyım onları yemeğe, seksen beş kapiklik bir sos yapmalıyım.” (204)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Bizim de onları çağırmamız gerekiyordu. Ben de seksen beş kapiklik bir sos yaptım, herkes çok beğendi.”(178)
Hasan Âli Ediz
“Benim de onları yemeğe çağırmam lazım geldi. Ben de onlara seksen beş kapiklik bir sos ikram ettim, hepsi pek beğendiler.” (cilt I, 209)
Romanda bu durum, geçmiş bir olayın anlatılışı şeklinde. İlk örnekteki kadın, çağırmalıyım diyor hala.
Ergin Altay
“Karenina'nın yüksek sosyeteden olması…” (252)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Karenin'in yüksek mevkide bulunması…” (229)
Hasan Âli Ediz
“Karenin'in yüksek mevkiinden…” (cilt I, 260)
Ergin Altay'ın Karenin ismine eklediği o bir harf, Anna'yı iş yaşamına sokuyor ve hatta yüksek bir mevkiye getiriyor. Sanki paralel boyutta başka bir roman yazılıyor.
(hataların kaynakları :http://www.okunasikitaplar.com/anna-kareninanizi-nasil-alirdiniz/)
(Anna karenina'nızı nasıl alırdınız)
Ergin Altay
“Saatin kaç olduğunu, Bryanski'ye gidecek zamanı olup olmadığını düşünüyordu“(273)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“… saatin kaç olduğunu, Bryanskiy'e gidecek zamanı kalıp kalmadığını düşünmemişti.”(252)
Hasan Âli Ediz
“…saatin kaç olduğunu ve Briyanski'ye gitmeye vakti olup olmadığını düşünmedi bile.”(cilt I, 283)
– Adam düşünüyor mu düşünmüyor mu? Baktım, düşünmemiş. İlk örnekteki düşünüyordu neden?
Ergin Altay
“Onlarla oynamak için anımsayacaksın sen çocuklarını, bense zavallıların mahvolduklarını düşüneceğim hep. Mahvolduklarını biliyorum.” (55)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Sen çocukları, onlarla oynayacağın zaman hatırlıyorsun, bense onları hep düşünüyor ve şimdi mahvolduklarını biliyorum.”(52)
Hasan Âli Ediz
“Sen çocukları onlarla oyun oynamak istediğinde hatırlıyorsun, benimse hep aklımdalar ve şu anda perişan bir durumda olduklarını biliyorum.”(cilt I, 52)
Kip farkı ifadeyi nasıl da değiştiriyor. Ergin Altay yine fark yaratmış:)
Ergin Altay
“… Bir kez de ben çağırmalıyım onları yemeğe, seksen beş kapiklik bir sos yapmalıyım.” (204)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Bizim de onları çağırmamız gerekiyordu. Ben de seksen beş kapiklik bir sos yaptım, herkes çok beğendi.”(178)
Hasan Âli Ediz
“Benim de onları yemeğe çağırmam lazım geldi. Ben de onlara seksen beş kapiklik bir sos ikram ettim, hepsi pek beğendiler.” (cilt I, 209)
Romanda bu durum, geçmiş bir olayın anlatılışı şeklinde. İlk örnekteki kadın, çağırmalıyım diyor hala.
Ergin Altay
“Karenina'nın yüksek sosyeteden olması…” (252)
Ayşe Hacıhasanoğlu
“Karenin'in yüksek mevkide bulunması…” (229)
Hasan Âli Ediz
“Karenin'in yüksek mevkiinden…” (cilt I, 260)
Ergin Altay'ın Karenin ismine eklediği o bir harf, Anna'yı iş yaşamına sokuyor ve hatta yüksek bir mevkiye getiriyor. Sanki paralel boyutta başka bir roman yazılıyor.
(hataların kaynakları :http://www.okunasikitaplar.com/anna-kareninanizi-nasil-alirdiniz/)
(Anna karenina'nızı nasıl alırdınız)
Irkçılık için ban sebebini mantıklı bulmuyorum en ırkçılık karşıtı insan bile günlük hayattaki konuşmasında farkında olmadan ırkçılık yapar be. Şurada tanımıyorum insan ayırmadan veya birini rahatsız etmeden kusursuz giri girmiş bir tane insan. Sebebini görüntü koyarak bize de gösterebilirsiniz sayın atmin
çocukluktan beri rdj ve tony stark idolüm benim. hayat cizgimi bile buna göre cizdim mühendislik boyutu olsun tasarım icin grafikerlik olsun. bir gün umarım imkansızı başaran biri cıkarsa bu ülkede, o kişi benimdir ^^
Hadi uyan melemen yaptım...
Edit: tövbeler olsun menemen yazmıştım degistirdim
Edit: tövbeler olsun menemen yazmıştım degistirdim
bir röportajında sanatını "ben bir aracım ve amacım bilinçaltının derinliklerini keşfetmek" gibi bir cümle ile tanımlamış olan usta.
Bi miktar kanser
Artı şöyle bi durum
+Nasilsin
-Türk'üm sen?
Artı şöyle bi durum
+Nasilsin
-Türk'üm sen?
Siz siz olun Tek eglenceleri ulke ile dalga gecmek olan, ulkeye faydasi dokunmamis ve dokunmayacak insanlardan olmayın. Güzel geceler dilerim
Gece Deniz kenarında havluyu serip sabaha kadar arkadaşlarla ateş yakıp şarapları plastik bardakta götürdüğün üzerine sabaha karşı doğan güneşte henüz mavi olmaya yeltenmiş gri denize atlamaktır. Üzerine bir kahvaltı ve uyku da ciladir.
Puan sistemi ya kalkmalı ya değişmeli. Anasayfadan anladigım kadarıyla soyluyorum baslik acmak entry girmek puan veriyor. Insanların okuması faydalı bulması artı vermesi bi şey etkilemiyor. Zaten bunu anasayfada duran yüzbinlerce okunmadan geçilmiş hepsi bir profile ait giriden anlayabiliriz. Yani puan için google tanım servisi yapılması sanki biraz dadunu bozmuş. Zaten sıralama dediğimiz olay da kaliteli yazardan çok işsiz gibi aklına gelen ilk kelimeyi tanımlamak olmuş sanki.
Çoğu önderinin şuan günümüzde mezarına ziyaretin 6 dolar gibi bi ücreti oldugu gerceğidir.
(bkz:karl marx)
(bkz:karl marx)
Atatürk bu ülkenin en büyük milliyetcisiydi. Ama işte onu anlamayan cocuklardan olusan kitle bu sorunu asla cözemeyecek iclerinde kalacaktır
Eğer bir enstrüman calmaya baslıyorsanız anında tanısırsınız ve 2 3 yıl emek verdikten sonra unutursunuz cünkü gercekten sağlam gitaristler bulursunuz petrucci gibi ve niceleri. yani başlangıç setidir.
sırf başlığın cazibesi yüzünden baya eksilenecek olma durumudur
.
en sevdiğim türdür hemen size 2 dkda aklımda olan en kaliteli listeyi yapıyorum. çıldırmak isteyenler not alsın
-mulholland drive
-lost highway
-eraserhead
-inland empire(bunu en son izlemek lazım yoksa travma yaşatır net)
bu saydıgım 4lü için baya bi lynch kültürü birikimi gerekir asla tek seferde anlaşılmaz ama izledikten sonra bi sözlükten neler olup bittiğini okudugunuzda cıldırmanız garantidir. daha normal bi kac tane daha verip bırakayım
-the usual suspects
-predestination(sağlam ama kısa bi film)
-interstellar
-twelwe monkeys
-prestige
-butterfly effect
-donny darko
bunlar işte bazıları sonu şaşırtır bazıları komple beyin yakar falan yine mükemmel filmler. sadece öyle sanat manat işlerine girmedikleri icin rahat izlenilebilir diyeyim
-persona(lynchin örnek aldıgı yönetmene aittir tamamen sanatsal bana göre o yüzden sağlam bi yorum yeteneği gerektiriyor bu da dikkat ve özenle izlenilecek bir film)
sözlükte ilk defa uğraştım bir şey yazarken herhalde en iyisi bu son girdim olsun en üstte dursun girer girer bakarsınız lool
-mulholland drive
-lost highway
-eraserhead
-inland empire(bunu en son izlemek lazım yoksa travma yaşatır net)
bu saydıgım 4lü için baya bi lynch kültürü birikimi gerekir asla tek seferde anlaşılmaz ama izledikten sonra bi sözlükten neler olup bittiğini okudugunuzda cıldırmanız garantidir. daha normal bi kac tane daha verip bırakayım
-the usual suspects
-predestination(sağlam ama kısa bi film)
-interstellar
-twelwe monkeys
-prestige
-butterfly effect
-donny darko
bunlar işte bazıları sonu şaşırtır bazıları komple beyin yakar falan yine mükemmel filmler. sadece öyle sanat manat işlerine girmedikleri icin rahat izlenilebilir diyeyim
-persona(lynchin örnek aldıgı yönetmene aittir tamamen sanatsal bana göre o yüzden sağlam bi yorum yeteneği gerektiriyor bu da dikkat ve özenle izlenilecek bir film)
sözlükte ilk defa uğraştım bir şey yazarken herhalde en iyisi bu son girdim olsun en üstte dursun girer girer bakarsınız lool
Melemeni yakmasidir. Ne kadar idolüm de olsa kusursuz da olsa o melemeni unutmayacaktı. Ama atamdır sorun değil
Düzenleme: harf hatası düzeltildi. *Melemen*
Düzenleme: harf hatası düzeltildi. *Melemen*
Grifingoo
Rigmo
Weed
Laiksavar
Miractanyuvarlananninja
Valar dohaeris
Bengay
Karga olan adı uzundu :D
Türk düşün
Herkesi seviyorum şimdi yazmaya uğraşmayayım
Rigmo
Weed
Laiksavar
Miractanyuvarlananninja
Valar dohaeris
Bengay
Karga olan adı uzundu :D
Türk düşün
Herkesi seviyorum şimdi yazmaya uğraşmayayım
Arif: Ooo Matrix hesabı ha?
Garavel: Hayır onlar benim tansiyon hapım.
Garavel: Hayır onlar benim tansiyon hapım.
Tuna Nehri'nden kopan buzların Boğaziçi'ni kapladığı 1954 yılı. Buz üzerinde nargile keyfi.
-a-
-a-
.
cumhuriyetin ilk yıllarında bir okul ve duvardaki yazı. iyi geceler
(bkz:heykelini yapalım desek t****** beton yetmeyecek admin)
düzenleme: şuan farkettim bu adam duyar kasıyo karaktersiz bu aslında bizi yiyo
düzenleme: şuan farkettim bu adam duyar kasıyo karaktersiz bu aslında bizi yiyo
her sözlüğün ve forumun olmazsa olmaz başlığıdır. üye oldugum günden beri acaba ilk kim protein tozu yararlı mı zararlı mı acacak diyordum sonunda be !!
tek tek yapamadığım olay. sözlükte en az 30 35 kişiyle yakından muhabbetim var. mesaj kutum tam bir kaşarın gelen kutusu gibi arkadaş. ben şimdi buradaki herkesin yazdıklarını severek okuyorum, bi yandan aynı kişiyle zaten muhabbet ediyor oluyoruz. şimdi herkese beğenilerimi tek tek yazasım var ancak anasayfanızı da berbat etmeyeyim. zaman zaman mesaj kutumdan veya yorumla sataşıp durduğum veya yazdıkca favoriye aldıgım o yazarların hepsi alınabilir bayılarak okuyorum. tşkler.
izmir menemende keko bi kızla aq berbat bi cafede ne çirkindi resmen hayatımdan silebilsem keşke
hayatı yaşamaya değer kılan insanlardan biri. yıllarca her gün, aynı saatte, aynı yerde, aynı yemeği yemiş; her gün meditasyon yapmış; imgelerinin peşinden koşmuş; düşler dünyasının kapısını açmış; tavşanlardan sitcomlar; cüceden patronlar; mavi kutudan dünyalar-arası geçişler yaratmış bir adam.
Zaten doğanın kanunudur
Milliyetciliği beğenmeyen çoluk cocuklar vardır. Bunlar Atatürk milliyetciliği ile seviyesizlerin arasındaki farkı asla anlamamıştır
Interstellar zaten çocuklugumdan beri olan yaşlanınca uzaya gonderilmeyi ve yıldızları izleyerek ölme hayalimi daha da netleştirmiş olan filmidir. Daha dogrusu hayatımın filmidir.
Liseli küçük ateistlerde genelde ygs lys zamanları başlayan geçici zaman aralığıdır
Atlas jetin hepimizin hatırlayacağı reklamidir
KİTAPTIR. BELKİ BEDAVA OLURSA DENERLER
Izmirde oturan hayvansever yazarlar için bi grup kurmak amacım ama aktif iş yapacak insanlarla.
Ilk olarak her gün tanık olduğum bir sorunu çözmek istiyorum. Neredeyse her gün izmir ozdere(gumuldur) /kuşadası arasi yol gidiyorum araba ile. Ve yemyeşil dağlardan geçiyorsunuz uzun bi süre. Yemyeşil olduğuna aldanmamak lazım her taraf köpek dolu resmen ölmek üzere olan incecik kimsenin yoldan geçerken su bile koymaya durmadigi or*spu çocukları tarafından terkedilmiş birsürü köpek. Bir kaç araba yola çıkıp bu hayvanları toplarsak ve insanların yaşadığı daha kalabalık sokakta yaşayabilecekleri yerlere bırakabiliriz. Tek isteğim bu daha fazlası değil ne sahiplenmek ne zaman ayırmak sadece dağda bayırda yemekten sudan uzak sıcaktan ölecek köpekleri kurtarmaktan bahsediyorum.
Edit: şu yaşıma kadar ehliyet almadim hiç merakım olmadı aslında ama şu olaylar yüzünden ilk defa pişmanım en kısa zamanda ona da gireceğim şimdilik yardım istiyorum
Ilk olarak her gün tanık olduğum bir sorunu çözmek istiyorum. Neredeyse her gün izmir ozdere(gumuldur) /kuşadası arasi yol gidiyorum araba ile. Ve yemyeşil dağlardan geçiyorsunuz uzun bi süre. Yemyeşil olduğuna aldanmamak lazım her taraf köpek dolu resmen ölmek üzere olan incecik kimsenin yoldan geçerken su bile koymaya durmadigi or*spu çocukları tarafından terkedilmiş birsürü köpek. Bir kaç araba yola çıkıp bu hayvanları toplarsak ve insanların yaşadığı daha kalabalık sokakta yaşayabilecekleri yerlere bırakabiliriz. Tek isteğim bu daha fazlası değil ne sahiplenmek ne zaman ayırmak sadece dağda bayırda yemekten sudan uzak sıcaktan ölecek köpekleri kurtarmaktan bahsediyorum.
Edit: şu yaşıma kadar ehliyet almadim hiç merakım olmadı aslında ama şu olaylar yüzünden ilk defa pişmanım en kısa zamanda ona da gireceğim şimdilik yardım istiyorum
Aristoteles'in bir deyişi vardır
Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız.
Zira; siyaset dostlukları zedeler.
Siyasetçiler yollarına devam ederken;
Siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.
Sevdiklerinizle siyaset yapmayınız.
Zira; siyaset dostlukları zedeler.
Siyasetçiler yollarına devam ederken;
Siz dostlarınızı yitirdiğinizle kalırsınız.
bir yazar düşünün yazdıkları o kadar gereksiz olsun ki geri kalan herkes onu troll sansın.
Buraya oturmuşsun belli
ya şimdi görmeden boş boş yorumlar olmadan önce söyle diyeyim. anasayfaya girdiğimde bu şahsın affedersin türk diye başlayan entrysini okudum. üzerine dellendim ve yorumlarda cevap olarak bir şeyler yazdıktan sonra bu entryi cevap olarak bıraktım. olay bundan ibaret ben burada bazı değerlerime laf ettirmem kusura bakmayın ırkcılık yapılıyorsa alasını kendisine yaparım onun dısında durduk yere bir şey cıkardıgım yoktur. şimdi görmeden hazırladıgınız o boş görüşlerinizi ve ön yargınızı kendi dışkıladıgınız noktaya sokabilirsiniz sayın arkadaşlar ^^
edit: zaten admin saat ve dakikasına kadar silinmiş entryleri görebiliyorsa görecektir ilk ırkcı söylemi kim yapmış ki ben değerlerime laf edilmesine sessiz kalmam buna cevap verdim daha sonra konusalım tekrar derim.
edit: zaten admin saat ve dakikasına kadar silinmiş entryleri görebiliyorsa görecektir ilk ırkcı söylemi kim yapmış ki ben değerlerime laf edilmesine sessiz kalmam buna cevap verdim daha sonra konusalım tekrar derim.
30 ağustos zafer bayramınız kutlu olsun!!
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
İnsanlara acımak. Hep bu sokuk mülteciler ve duygu sömürüsü konusunda ustalaşmış dilenci itler yüzünden acıma duygum kalmadı