Hayatı bu kadar çok düşünme, çok plan yapma, yaptığın hiçbir plan gerçekleşmedi. Amerika'ya gidemedin mesela... Ama öylesine çıktığın bir kız vardı ya? Heh, onunla 5 senedir çıkıyorsunuz. Huyunu suyunu çok değiştirdi, olgunlaştırdı, odunken Pinokyo yaptı seni. Biliyorum şu an kendini pek sevmiyorsun ama 5 sene dayan.
Hala Seher vakitlerinde kuşlar ötüyor penceremde
Hiçbir şey yapmadık değil, henüz hiçbir şey yapmadık!
Tek çözümü hayatın normal akışını devam ettirmektir. Sonuçta ondan önce de bir hayatınız vardı, ondan sonra da mutlaka ki olacaktır.
O bir şey anlatırken gözlerinin içine odaklanmak. Dedikleri umurunuzda değildir o an, algı seçiciliği dudak hareketlerine, gülüşüne, mimiklerine, kaşlarına, gözlerine, teninin tonuna odaklıdır. Hani o an "seni diri diri gömüp üzerine sönmemiş kireç atacağım" dese 'hıı hı" diyeceksinizdir.
Öyle ki, çok aç olduğunuz olduğunuz zaman dahi karşılıklı yemek yerken yemeyi falan bırakıp onu izlersiniz.
Öyle ki, çok aç olduğunuz olduğunuz zaman dahi karşılıklı yemek yerken yemeyi falan bırakıp onu izlersiniz.
Yaşamadığım durumdur. İlişki unutulamayacak kadar iyi olsaydı eski sevgilim olmaz, yanımda kalırdı diye düşünüyorum.
Bu hayata bir kere geliyoruz ve hiç kimse için kendimizi üzmeye değmiyor. Öyleyse mutlu olmanın yollarını arayalım. Bitmiş, canımız yanmış eyvallah, ama bu acıyı devam ettirmemek görevimiz.
Bu hayata bir kere geliyoruz ve hiç kimse için kendimizi üzmeye değmiyor. Öyleyse mutlu olmanın yollarını arayalım. Bitmiş, canımız yanmış eyvallah, ama bu acıyı devam ettirmemek görevimiz.
O'nun kokusu!
Dünyanın en güzel kokusuna hasret kaldım, aklıma geldikçe yarama tuz basılıyor gibi oluyor.
Burnumda tütüyorsun be güzellik.
Dünyanın en güzel kokusuna hasret kaldım, aklıma geldikçe yarama tuz basılıyor gibi oluyor.
Burnumda tütüyorsun be güzellik.
Hayat zevk alınması gereken bir şey değildir zaten. İnsanlar mutsuzken de rahatsızlıkla yaşayabilir.
Psikolojik bir acı türü. Yaşamayanın bilemeyeceği, yaşayanın ise tarif edemeyeceği bir durum. Göğüs kafesinin sol üst kısımlarında kendine yer edinmiştir.
Bu acıyı tetikleyen ana etken mazideki kalp kırıklıkları, yürek burkulmalarıdır. Aniden başlaması ve uzun süre devam ederek kademeli şekilde azalması ile karakterizedir.
Bu acıyı tetikleyen ana etken mazideki kalp kırıklıkları, yürek burkulmalarıdır. Aniden başlaması ve uzun süre devam ederek kademeli şekilde azalması ile karakterizedir.
Bunu şu zamanlar herkes söylüyor sözlüğün uygulaması yok diye. Oysa ki var. Bir kaç ay önce iron admin facebook grubunda paylaşmıştı, telefonumda halen bulunuyordu. Buyrun google drive linki: https://drive.google.com/file/d/0BzY-9Bx4cmgvV042WTBnWHFhd3c/view?usp=drivesdk
Ayrıca uygulamada bug var bir miktar. Ve sözlüğün mobil site versiyonunun aynısı, yine kullanmak isteyen olursa kullansın. Ayrıca apk dosyası olduğu için sadece android işletim sistemli telefonlara indirilebilir. Indirdiğinizde apk dosyasının üzerine tıklayın, bilinmeyen kaynaklardan uygulama yükleme iznine izin verin. Daha sonra uygulamanız indirilecektir.
Ayrıca uygulamada bug var bir miktar. Ve sözlüğün mobil site versiyonunun aynısı, yine kullanmak isteyen olursa kullansın. Ayrıca apk dosyası olduğu için sadece android işletim sistemli telefonlara indirilebilir. Indirdiğinizde apk dosyasının üzerine tıklayın, bilinmeyen kaynaklardan uygulama yükleme iznine izin verin. Daha sonra uygulamanız indirilecektir.
1-Sübyancı/pedofil. (kendi 50 küsürken, 9 yaşında kızla beraber olan insana pedofil ya da sübyancı demekte sakınca yoktur)
2-Zorba, tecavüz zanlısı (11. Eşi safiyenin kardeşini, kocasını öldürüp, aynı gün koynuna almıştır. İslam fıkıhı bunun safiyenin tercihi oldugunu söyler. Ancak biraz mantıklı düşünecek olursanız, kocanızın kellesini kesen adamın, kestiği gün koynuna girer misiniz, böyle bir prenses olabilir mi' diye, eminim size de saçma gelecektir. Ayrıca evli kadınla evlenmek için bir süre de beklemesi gerekmez miydi? Ya safiye hamile olsaydı?)
3-Gözünü altın bürümüş, bu uğurda savaşlar çıkarıp, aynı surede birbirini yalanlayan iki ayet vermek bedbahtlıgına girişmiş 3.sınıf diktatördür. (Enfal suresi 1. Ayette ganimetlerin tamamını allah adına istemiş, baktı millet yemiyor, hemen akabinde aynı sure 41. Ayette payını 1/5 e düşürmüştür. Ayetlerin nuzul şeysi diye savunurlar ancak acınası bi savunmadır)
4-Yüzlerce masumun, çocuğun kellesini Ali'ye kestirmiş, bir de oturup seyretmiş eşi görülmemiş bir canidir. (hayber kalesi fethinde 13 yaşından büyük bütün erkeklerin kafasını kestirmiş, kadınlara da mal misali tecavüz ettirip, köle olarak almış, satmış, diğer askerlere sunmuştur. İslam fıkıhı bu olayı övünerek anlatır.)
5-Tamamı vaad, tehdit ve kendi çıkarlarına hizmet eden ayetlerden oluşan Tevrat bozması kitabı ilahi diye yutturmuş, hala da insanların birbirlerini öldürmesini, ülkemin resmen buna inananlarca talan ediliyor olmasına kadar suçlu, bugün yaşasa tavukların bile kaale almayacağı bir tiptir.
2-Zorba, tecavüz zanlısı (11. Eşi safiyenin kardeşini, kocasını öldürüp, aynı gün koynuna almıştır. İslam fıkıhı bunun safiyenin tercihi oldugunu söyler. Ancak biraz mantıklı düşünecek olursanız, kocanızın kellesini kesen adamın, kestiği gün koynuna girer misiniz, böyle bir prenses olabilir mi' diye, eminim size de saçma gelecektir. Ayrıca evli kadınla evlenmek için bir süre de beklemesi gerekmez miydi? Ya safiye hamile olsaydı?)
3-Gözünü altın bürümüş, bu uğurda savaşlar çıkarıp, aynı surede birbirini yalanlayan iki ayet vermek bedbahtlıgına girişmiş 3.sınıf diktatördür. (Enfal suresi 1. Ayette ganimetlerin tamamını allah adına istemiş, baktı millet yemiyor, hemen akabinde aynı sure 41. Ayette payını 1/5 e düşürmüştür. Ayetlerin nuzul şeysi diye savunurlar ancak acınası bi savunmadır)
4-Yüzlerce masumun, çocuğun kellesini Ali'ye kestirmiş, bir de oturup seyretmiş eşi görülmemiş bir canidir. (hayber kalesi fethinde 13 yaşından büyük bütün erkeklerin kafasını kestirmiş, kadınlara da mal misali tecavüz ettirip, köle olarak almış, satmış, diğer askerlere sunmuştur. İslam fıkıhı bu olayı övünerek anlatır.)
5-Tamamı vaad, tehdit ve kendi çıkarlarına hizmet eden ayetlerden oluşan Tevrat bozması kitabı ilahi diye yutturmuş, hala da insanların birbirlerini öldürmesini, ülkemin resmen buna inananlarca talan ediliyor olmasına kadar suçlu, bugün yaşasa tavukların bile kaale almayacağı bir tiptir.
Bekaret çoğu toplum için sembolikleşmiş bir değerdir. Her kültürde farklı bir yeri olan bekaretin Okült ritüeller için ise önemi bambaşkadır.
Tarih boyunca gerek tapınma gerekse isteklerin gerçekleşmesi adına yapılan bir çok ezoterik ritüelde bakire kızlar kullanılmıştır. Stonehenge'de çok eski çağlardan günümüze kadar gerçekleştirilmekte olan pagan ritüellerinin en önemlilerinden bir tanesi ekinoks döngüsü için yapılan pagan sabbat ayinleridir. Öncelikle çıplak vücutlarına baldıran otundan hazırlanan özel bir macun süren tarikat üyeleri çırıl çıplak ateş etrafında dönmeye başlar ve bir süre sonra macunun etkisi ile farklı ve halüsilatif bir boyuta geçerler. Bu durum ateş tamamen sönene kadar devam eder.
Ateşin sönmesinin ardından tarikat üstadı çemberin içerisine girerek müridleri etrafında dönerken bakire bir kız ile ilişkiye girer. Ritüel güneş doğmadan sonlandırılır. 1969 senesinde Anton Szandor Lavey tarafından kurulan ve şeytana tapınmayı ilk defa bir forma sokan Şeytan Kilisesinde de her ayın 13 ünde yapılan şeytana tapınma ayinlerinde pagan ritüellerinden esinlenerek hazırlanmış olgular bulundurur. Üyeler genellikle hayvan kemiklerinden yapılmış kadehlerle şarap içer ve uyuşturucu kullanırlar. Metal müzik eşliğinde baş rahibin iki yanında ve arkasında toplam 3 bakire kız çıplak olarak özel figürlerle dans ederler. ritüelin sonlarında kızların vücuduna sürülen keçi kanı üyeler tarafından yalanarak temizlenir ve son olarak ortada ki kız ile baş rahip diğer iki kız ile ise topluluğun iki seçkin üyesi ile ilişkiye girerek ayini sonlandırırlar. Paganist ritüeller pagan tanrılarına teşekkür etmek amacıyla yapılırken Satanist ayinler ise şeytana adak amacı ile gerçekleştirilir. Bir kaç asır önce Japonya'da büyük Himuro ailesi kendi adlarını taşıyan arazide cehenneme açılan bir kapı olduğuna inanıyordu. Bu kapının bulunduğuna inandıkları noktaya Japonya'nın en esrarengiz yapılarından bir tanesi olan devasa boyutlarda ki Himuro malikanesini yaptırdılar. Kendilerini Cehennem kapısının bekçileri olarak gören aile'nin zamanla inançlarını aşıladıkları kişilerden hatırı sayılır bir mürid kitlesi oluştu. Malikanenin bodrumundaki gizli labirent ağından ulaşılan cehennem kapısının olduğu oda da kapının mühürlü kalması için müridleri ile beraber yüz yıllarca kaçırdıkları bakire kızları şeytana kurban ederek ritüeller yaptılar. Himuroların küçük kızı bir gün ansızın ortadan kaybolunca aile reisi üm müritleri ve ailesini öldürerek intihar etti. Bölgede yaşayan yerlilerin yaklaşmaya korktuğu bu uğursuz mekan bir süre atıl kaldı. Ryozo Munakata adlı bir araştırmacı 8 kişilik bir ekiple malikaneyi araştırmaya gitti fakat ekibiyle beraber hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Polis memurları mekanı araştırmak yerine istifa etmeyi tercih ettiler. Bir süre sonra Junsei Takamine liderliğindeki bir gurup maceracı aileleri ile birlikte malikane civarına taşınarak incelemeler yapmaya başladılar. Kısa bir süre içerisinde araştırmacılar aileleri ile birlikte arkalarında hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldular. Günümüzde oyunlara ve filmlere konu olan Himuro malikanesi gizemini halen korumaktadır.
Tarih boyunca gerek tapınma gerekse isteklerin gerçekleşmesi adına yapılan bir çok ezoterik ritüelde bakire kızlar kullanılmıştır. Stonehenge'de çok eski çağlardan günümüze kadar gerçekleştirilmekte olan pagan ritüellerinin en önemlilerinden bir tanesi ekinoks döngüsü için yapılan pagan sabbat ayinleridir. Öncelikle çıplak vücutlarına baldıran otundan hazırlanan özel bir macun süren tarikat üyeleri çırıl çıplak ateş etrafında dönmeye başlar ve bir süre sonra macunun etkisi ile farklı ve halüsilatif bir boyuta geçerler. Bu durum ateş tamamen sönene kadar devam eder.
Ateşin sönmesinin ardından tarikat üstadı çemberin içerisine girerek müridleri etrafında dönerken bakire bir kız ile ilişkiye girer. Ritüel güneş doğmadan sonlandırılır. 1969 senesinde Anton Szandor Lavey tarafından kurulan ve şeytana tapınmayı ilk defa bir forma sokan Şeytan Kilisesinde de her ayın 13 ünde yapılan şeytana tapınma ayinlerinde pagan ritüellerinden esinlenerek hazırlanmış olgular bulundurur. Üyeler genellikle hayvan kemiklerinden yapılmış kadehlerle şarap içer ve uyuşturucu kullanırlar. Metal müzik eşliğinde baş rahibin iki yanında ve arkasında toplam 3 bakire kız çıplak olarak özel figürlerle dans ederler. ritüelin sonlarında kızların vücuduna sürülen keçi kanı üyeler tarafından yalanarak temizlenir ve son olarak ortada ki kız ile baş rahip diğer iki kız ile ise topluluğun iki seçkin üyesi ile ilişkiye girerek ayini sonlandırırlar. Paganist ritüeller pagan tanrılarına teşekkür etmek amacıyla yapılırken Satanist ayinler ise şeytana adak amacı ile gerçekleştirilir. Bir kaç asır önce Japonya'da büyük Himuro ailesi kendi adlarını taşıyan arazide cehenneme açılan bir kapı olduğuna inanıyordu. Bu kapının bulunduğuna inandıkları noktaya Japonya'nın en esrarengiz yapılarından bir tanesi olan devasa boyutlarda ki Himuro malikanesini yaptırdılar. Kendilerini Cehennem kapısının bekçileri olarak gören aile'nin zamanla inançlarını aşıladıkları kişilerden hatırı sayılır bir mürid kitlesi oluştu. Malikanenin bodrumundaki gizli labirent ağından ulaşılan cehennem kapısının olduğu oda da kapının mühürlü kalması için müridleri ile beraber yüz yıllarca kaçırdıkları bakire kızları şeytana kurban ederek ritüeller yaptılar. Himuroların küçük kızı bir gün ansızın ortadan kaybolunca aile reisi üm müritleri ve ailesini öldürerek intihar etti. Bölgede yaşayan yerlilerin yaklaşmaya korktuğu bu uğursuz mekan bir süre atıl kaldı. Ryozo Munakata adlı bir araştırmacı 8 kişilik bir ekiple malikaneyi araştırmaya gitti fakat ekibiyle beraber hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Polis memurları mekanı araştırmak yerine istifa etmeyi tercih ettiler. Bir süre sonra Junsei Takamine liderliğindeki bir gurup maceracı aileleri ile birlikte malikane civarına taşınarak incelemeler yapmaya başladılar. Kısa bir süre içerisinde araştırmacılar aileleri ile birlikte arkalarında hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldular. Günümüzde oyunlara ve filmlere konu olan Himuro malikanesi gizemini halen korumaktadır.
farklı kültürel değerlere sahip kişilerce tanımı yapılmış ve güzel yanıtlar sunulmuştur.
1) kadının yanına herhangi bir şekilde (yürüyerek, vapurla, arabayla, taksiyle, uçakla, helikopterle) gidin.
2) kadına uygulayabildiğiniz iletişim yöntemlerince (mektup yazmak, güvercin uçurtmak, telgraf çekmek, mors sinyali göndermek veyahut konuşmak) iletişimde bulunup numarasını sorun.
3) numarasını kaydedebileceğiniz bir nesne bulun. (Telefon, defter, el-kol, hafızanız)
4) numarasını bir şekilde (kalem, tebeşir, sprey boya, pastel boya, kömür, zihniniz, elleriniz) numarayı kaydedeceğiniz nesneye kaydedin.
5)olmuştur! Hanfendinin numarasını aldınız!!!!!
2) kadına uygulayabildiğiniz iletişim yöntemlerince (mektup yazmak, güvercin uçurtmak, telgraf çekmek, mors sinyali göndermek veyahut konuşmak) iletişimde bulunup numarasını sorun.
3) numarasını kaydedebileceğiniz bir nesne bulun. (Telefon, defter, el-kol, hafızanız)
4) numarasını bir şekilde (kalem, tebeşir, sprey boya, pastel boya, kömür, zihniniz, elleriniz) numarayı kaydedeceğiniz nesneye kaydedin.
5)olmuştur! Hanfendinin numarasını aldınız!!!!!
sevgili annemin 2009 yılında yakalandığı ve pes etmeden yendiği hastalıktır. ne zaman duysam bunu anlatırım herkese, çünkü annem tanıdığım en cesur kadın. düşünün ki onu hayata bağlayan bir tek kızı varken bile asla moralinden ödün vermemiş, hastanelerde sürünmüş, günlerce kızını görmemesine rağmen zaferi sabırla beklemiştir. annemle hayatımıza yeni bir başlangıç yapmıştık kurtulduğumuzda.
onun için saçlarımı da kestirmiştim, tabii kazımama izin vermemişti. günden güne çöküşünü kendi de ben de farketsem de, ikimiz de moral olarak asla çökmedik. inandık. bazıları çoktan karalara bağlamıştı ama ne ben annemden, ne o benden umudunu kesmedi. seviyorum seni anne. yazasım geldi...
bu hastalığa yakalananlara şifa diliyorum, mutluluğun yenemeyeceği şey olmadığını bizzat kendim gördüm. kanseri yenebiliriz, yeter ki kalpten inanalım.
onun için saçlarımı da kestirmiştim, tabii kazımama izin vermemişti. günden güne çöküşünü kendi de ben de farketsem de, ikimiz de moral olarak asla çökmedik. inandık. bazıları çoktan karalara bağlamıştı ama ne ben annemden, ne o benden umudunu kesmedi. seviyorum seni anne. yazasım geldi...
bu hastalığa yakalananlara şifa diliyorum, mutluluğun yenemeyeceği şey olmadığını bizzat kendim gördüm. kanseri yenebiliriz, yeter ki kalpten inanalım.
televizyonda aptal programları takip etmesindense anime izleyen kızla ciddi düşünürüm daha iyi
iyi geceler sayın yazar size ban atmış mıydık?
"bir nevi gençlik ritüeli, edebiyatta bekaretini kaybetmek gibi bir şey"
salinger belgeselinde geçen, şahsımca kitap hakkında yapılmış en hoş açıklamalardan biri. pek çok kişinin edebiyatta bekaretini kaybettiği kitaptır. çoğumuz kitabı ergenken okuduğumuz için de kitabın ergen ana karakteri holden'ın çabuk değişen ruh halleri ve hayattan sıkılmış tavırlarında kendimizden bir şeyler bulmuşuzdur.
salinger belgeselinde geçen, şahsımca kitap hakkında yapılmış en hoş açıklamalardan biri. pek çok kişinin edebiyatta bekaretini kaybettiği kitaptır. çoğumuz kitabı ergenken okuduğumuz için de kitabın ergen ana karakteri holden'ın çabuk değişen ruh halleri ve hayattan sıkılmış tavırlarında kendimizden bir şeyler bulmuşuzdur.
Babama sarıldım, yıllar sonra
Erken kaybedenler-Emrah Serbes
Erken kaybedenler-Emrah Serbes
hep bir şeyler içimde, kayboluyor sessizce. tükeniyor umutlar, yaşanmadan gizlice... yavaş yavaş ayrılıyor dostlar masadan. şu sözlükte doğru düzgün yazabilen, bazı şeylerin farkında olan ve kurulmuş tabulara "dur" diyebilen yazarlardan biriydi kendisi. o da gitti. onun yokluğunu hissedeceğim ve özleyeceğim. valonqar come to yönetim. sisteme karşı sırt sırta verdiğimiz mücadeleyi asla unutmayacak ve onun bütün putları yıkışını her zaman hatırlayacağım. haksızlıkla verdiğim mücadeleyi onsuz da sürdüreceğim.
If the truth has been forbidden
Then we're breaking all the rules
-emeli sande
If the truth has been forbidden
Then we're breaking all the rules
-emeli sande
Konyada oturduğu için gey olduğunu itiraf edemeyen yazar. Bu konuda yardımcı olabilecek iyi kalpli arkadaşlar mesaj atarak kendisini rahatlatabilir.
toz kokan , eskitilmiş , rahatlatıcı bazen solo enstrüman bazen ince bir puslu ses ile yapılan bir şarkı türüdür yazar kadrosu olarak dinleyenler varsa güzel linkler isterim.
Söylemeye dilim varmıyor...
"Tas kirilir, Tunç erir, ama Türklük ebedidir" demiş sayın atatürk... türk olmak ve bir türk gibi yaşamak, yani her zaman ileriyi düşünmek, bir bireyin karakteristik açıdan her doruk noktasına ulaşması demektir. aynı şekilde türklük ile övünmek ve bunu genişletmek insanın kendi mevcudiyetini kabullenip hiçe saymamasından başka bir şey de değildir. kemalisthautn amk. artık türklüğü hiçe sayıp, bunu "faşizm" olarak göstererek insanları provoke eden sözde "evrensel" zihniyetten kaçınmalı ve bir TÜRK olarak yaşayıp özümüze dönmeliyiz. bunun için elimizdeki yegane güç başta atatürk olmak üzere atalarımızın bize bıraktığı mirastır
Baba tarafı berlin anne tarafı adana :d
Belirgin iki özelliği vardır; bir doğuştan gelen doğal güzellik, iki kahramlık ve yiğitlik için evrilmiş mangal gibi yürek...
Çeşitli savaşlarda, çeşitli günlerde, giyimiyle, kuşamıyla ve davranışlarda Türk kadını her zaman farkını hissettirmiştir. Onlar geleceğin temellerini atmışlardır, hem garp kadınından hem de şark kadınından kalite farkını her zaman hissettirmektedirler. Onlar bir kadının ulaştığı en üst düzey noktadırlar
Çeşitli savaşlarda, çeşitli günlerde, giyimiyle, kuşamıyla ve davranışlarda Türk kadını her zaman farkını hissettirmiştir. Onlar geleceğin temellerini atmışlardır, hem garp kadınından hem de şark kadınından kalite farkını her zaman hissettirmektedirler. Onlar bir kadının ulaştığı en üst düzey noktadırlar
canlı türlerinin popülasyonlarının nesiller içerisindeki değişimi sürecidir!
biyoloji derslerinin temeli evrimi anlamaktan geçer! evrim bilinmeden, anlaşılmadan ve temele oturtulmadan bu dersi anlamak tamamen ütopyadır, ezbere dayalı öğrenmenin kanıtıdır, gelecekte çomar olacağınızın ilk aşamasıdır! ve, ne yazık ki, evrim müfredattan bu yıl ki sistem değişiklikleri ile birlikte çıkarılmıştır! düşünebiliyor musunuz, elli yıl sonra bizler emekli olduğumuzda üretken nesil dediğimiz neslin nasıl olacağını? burada iş ebeveynlere düşmektedir! eğitim politikaları evrimi, evrimsel süreci öğrenmelerini engelliyorsa, siz onlara yardımcı olun, kaynaklar sunun, bir kez de instagram için değil de, bunun için internette saatlerce zaman ayırsınlar!
evrimi öğrenmelerini istemiyorlar; çünkü evrimi öğrenince sorgulamayı öğreneceklerini, ve bir daha inanmayacaklarını biliyorlar!
biyoloji derslerinin temeli evrimi anlamaktan geçer! evrim bilinmeden, anlaşılmadan ve temele oturtulmadan bu dersi anlamak tamamen ütopyadır, ezbere dayalı öğrenmenin kanıtıdır, gelecekte çomar olacağınızın ilk aşamasıdır! ve, ne yazık ki, evrim müfredattan bu yıl ki sistem değişiklikleri ile birlikte çıkarılmıştır! düşünebiliyor musunuz, elli yıl sonra bizler emekli olduğumuzda üretken nesil dediğimiz neslin nasıl olacağını? burada iş ebeveynlere düşmektedir! eğitim politikaları evrimi, evrimsel süreci öğrenmelerini engelliyorsa, siz onlara yardımcı olun, kaynaklar sunun, bir kez de instagram için değil de, bunun için internette saatlerce zaman ayırsınlar!
evrimi öğrenmelerini istemiyorlar; çünkü evrimi öğrenince sorgulamayı öğreneceklerini, ve bir daha inanmayacaklarını biliyorlar!
Kemalisthatun ve yönetim
Gözyaşlarıyla ıslanmış yüzüne şefkatle baktı .Sonra hızla eğilerek ayaklarını öptü.
Geç kız sapsarı kesildi.Islak gözlerini Raskolnikov'a dikti.Bütün vücudunu bir titreme nöbeti sardı.
Elleriyle onu uzaklastırmaya çalışırken;
-Ne yapıyorsunuz?Yalvarırım kendinize gelin efendim!Bu yaptığınız deliliktir! Hemde benim gibi bir kızın...diye kekeledi.
Raskolnikov ayağa kalktı.Pencereye doğru yürüdü.Gölgesi Sonya'nın üzerine düştüğü sırada geri döndü:
-Ben senin önünde yere kapanmadım! dedi. "Çektiği acılara rağmen , inancını yitirmeyen tüm insanların önünde eğildim ...!"
*suç ve ceza*
Geç kız sapsarı kesildi.Islak gözlerini Raskolnikov'a dikti.Bütün vücudunu bir titreme nöbeti sardı.
Elleriyle onu uzaklastırmaya çalışırken;
-Ne yapıyorsunuz?Yalvarırım kendinize gelin efendim!Bu yaptığınız deliliktir! Hemde benim gibi bir kızın...diye kekeledi.
Raskolnikov ayağa kalktı.Pencereye doğru yürüdü.Gölgesi Sonya'nın üzerine düştüğü sırada geri döndü:
-Ben senin önünde yere kapanmadım! dedi. "Çektiği acılara rağmen , inancını yitirmeyen tüm insanların önünde eğildim ...!"
*suç ve ceza*
"Geceleri gökkuşağına boyamak mıdır suçum? Herkes bağırırken şiirler okumak mı, susmak mı sözün bittiği yerde, kusmak mı sindirebildiklerinizi? Apansız uykum kaçıyor kaç gece, bu da mı aleyhime kanıt? Sondan saymaya başladım adları, böyle hoşuma gidiyor. Beğenmeselerde seviyorum ellerimi, hep olmayacak düşler görüyorum, yenileceğim kavgalara giriyorum durmadan.
Silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. Yalan övgülerinize ihtiyacım yok. Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
Bir sürgün nereye sürülebilir? Gölgeler kelepçeye vurulur mu? Çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin."
Silin adımı listenizden, yokum; aslında bir oyun olan kavgalarınızda ve aslı bir kavga olan oyunlarınızda. Kirli sevinçlerinize ortak etmeyin beni. Gözyaşlarınızı da paylaşmıyorum. Yalan övgülerinize ihtiyacım yok. Gıyabımda kesinleşmiş hükümler verin.
Bir sürgün nereye sürülebilir? Gölgeler kelepçeye vurulur mu? Çekilin, yürümediğiniz yollarımı kirletmeyin."
hala izlememiş olan varsa tavsiye ederim.
edit: celal şengör hoca bu konuda çok iyidir.
edit: celal şengör hoca bu konuda çok iyidir.
bana herhangi bir zararı dokumuyor, istediklerini yapabilirler bu kadar nefret söyleminin nedenini merak ediyorum, dinsel değerlerine hakaret yada zihnindeki herhangi bir olguyu mu yıkıyor. bunlar olabilecek şeyler ben de yok. ya da tüm internet dünyasında olan meme-caps-gag sayfalarındaki düşüncelerin etkisi altında mı kaldın, gözlemlediğim kadarıyla o sayfalarda bu kitlelere karşı baya fazla kin kusan gönderiler var.
neyse bunların hepsini bir kenara bırakalım. veganlık bana saçmalığın daniskası olarak geliyor ama istedikleri gibi yiyip içebilirler ya da düşüncelerini göstermek için eylem yapabilirler benim umrumda değil açıkçası başımı çevirip takmam. ama bunu merak eden, ilgilenen insanlar pekala olabilir düşüncelerini paylaşabileceği insanlarla tanışmanın en iyi yolu da sokaktan geçer.
feminizm konusu ise çok ayrı konu, günümüz feminizmine dışardan bakınca ben de hoşlanmıyorum çok saçma geliyor ancak tarihine baktığımız zaman ne kadar ilerici bir hareket olduğunu görüyoruz.
farkındaysanız feministler mor rengi kullanıyor sanki kendilerine özelmiş gibi, evet biraz öyle gerçekten. eskiden eşitlik kırmızı rengin altında aranırdı hiçbir cinsiyete ait olmadan bu mücadeleyi verenlerden rosa luxemburg, Simone de Beauvoir gibi feministler benim değerli bulduğum kadınlar, verdikleri mücadeleyi anlamlı buluyorum ancak hala ülkemizin her yerinde batı dahil kadınlar erkeklerle eşit şartlarda aynı ücretleri almamasına rağmen sosyal adalet ve eşitliğin rengi kırmızıyı unutup sürekli cinsel özgürlük gibi acelesi olmayan ihtiyaçlara dem vurmaları birçoğunun feminizmin asıl tarihsel amaçlarından birini unutup kendi aralarında kurdukları yeni popüler kültür malzemesi olduğunu düşünüyorum.
bu popüler kültür konusu da emma watson gibilerinin "ben de feminsitim" gibi çıkışlarından sonra daha geniş bir alana açılabilir.
neyse bunların hepsini bir kenara bırakalım. veganlık bana saçmalığın daniskası olarak geliyor ama istedikleri gibi yiyip içebilirler ya da düşüncelerini göstermek için eylem yapabilirler benim umrumda değil açıkçası başımı çevirip takmam. ama bunu merak eden, ilgilenen insanlar pekala olabilir düşüncelerini paylaşabileceği insanlarla tanışmanın en iyi yolu da sokaktan geçer.
feminizm konusu ise çok ayrı konu, günümüz feminizmine dışardan bakınca ben de hoşlanmıyorum çok saçma geliyor ancak tarihine baktığımız zaman ne kadar ilerici bir hareket olduğunu görüyoruz.
farkındaysanız feministler mor rengi kullanıyor sanki kendilerine özelmiş gibi, evet biraz öyle gerçekten. eskiden eşitlik kırmızı rengin altında aranırdı hiçbir cinsiyete ait olmadan bu mücadeleyi verenlerden rosa luxemburg, Simone de Beauvoir gibi feministler benim değerli bulduğum kadınlar, verdikleri mücadeleyi anlamlı buluyorum ancak hala ülkemizin her yerinde batı dahil kadınlar erkeklerle eşit şartlarda aynı ücretleri almamasına rağmen sosyal adalet ve eşitliğin rengi kırmızıyı unutup sürekli cinsel özgürlük gibi acelesi olmayan ihtiyaçlara dem vurmaları birçoğunun feminizmin asıl tarihsel amaçlarından birini unutup kendi aralarında kurdukları yeni popüler kültür malzemesi olduğunu düşünüyorum.
bu popüler kültür konusu da emma watson gibilerinin "ben de feminsitim" gibi çıkışlarından sonra daha geniş bir alana açılabilir.
Gençler arşivlerimi çikartıyorum böyle bilgiler daha çok gelecek. Bunu 4 yıl çalişanın ağzından okuycaksiniz.
Not: Denedim oldu
Bu olaydaki ben değilim
Merhaba arkadaşlar KFC'de 4 yıl çalıştım.
Oraya gidince hakları saklı olduğundan dolayı çalışanlara her ay yemin toplantısı yapıyolar ben bu yemin törenini hep bahanelerle aksattım.
Neyse KFC tavuklarını ben ilk gittiğim zamanlar keskinoğlundan alıyordu şimdi ise banvitten alıyor.
1 adet tavuk göğsü yada tercihe göre tavuğun kemikli parçaları
1 çay bardağı mısır unu
1 çay bardağı un
1 çay bardağı nişasta
1 paket baharatlı mısır cipsi (doritos)
1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı hazır karışık tavuk baharatı
İstediğiniz miktarda kırmızı toz biber
1 tatlı kaşığı tuzot (baharat-tuz karışımı marketlerde bulabilirsiniz)
Hazırlanışı ise şöyle beyler:
Tavuk göğsünü/butunu büyükçe parçalar halinde doğrayın. (kibrit kutusu büyüklüğü iyidir)
Unu, mısır ununu, nişastayı, tuzotu, karışık baharatları, toz biberi bir kapta iyice karıştırın.
Yumurtayıda ayrı bir kapta çırpın.
Mısır cipsini rondoda doğrayın iyice ufalansın, sonra onuda ayrı bir kapa koyun.
Böylece üç ayrı kabınız olacak. Biri unlu sos, biri yumurta, biride mısır cipsi kırıntılı.
Sonra tavuk parçalarını sırasıyla önce unlu karışıma, sonra yumurtaya en sonra mısır cipsine bulayın.
Fritözde kızgın yağda altın rengini alana kadar kızartın.
BİTTİ GENÇLER AFİYET OLSUN
Not: Denedim oldu
Bu olaydaki ben değilim
Merhaba arkadaşlar KFC'de 4 yıl çalıştım.
Oraya gidince hakları saklı olduğundan dolayı çalışanlara her ay yemin toplantısı yapıyolar ben bu yemin törenini hep bahanelerle aksattım.
Neyse KFC tavuklarını ben ilk gittiğim zamanlar keskinoğlundan alıyordu şimdi ise banvitten alıyor.
1 adet tavuk göğsü yada tercihe göre tavuğun kemikli parçaları
1 çay bardağı mısır unu
1 çay bardağı un
1 çay bardağı nişasta
1 paket baharatlı mısır cipsi (doritos)
1 adet yumurta
1 tatlı kaşığı hazır karışık tavuk baharatı
İstediğiniz miktarda kırmızı toz biber
1 tatlı kaşığı tuzot (baharat-tuz karışımı marketlerde bulabilirsiniz)
Hazırlanışı ise şöyle beyler:
Tavuk göğsünü/butunu büyükçe parçalar halinde doğrayın. (kibrit kutusu büyüklüğü iyidir)
Unu, mısır ununu, nişastayı, tuzotu, karışık baharatları, toz biberi bir kapta iyice karıştırın.
Yumurtayıda ayrı bir kapta çırpın.
Mısır cipsini rondoda doğrayın iyice ufalansın, sonra onuda ayrı bir kapa koyun.
Böylece üç ayrı kabınız olacak. Biri unlu sos, biri yumurta, biride mısır cipsi kırıntılı.
Sonra tavuk parçalarını sırasıyla önce unlu karışıma, sonra yumurtaya en sonra mısır cipsine bulayın.
Fritözde kızgın yağda altın rengini alana kadar kızartın.
BİTTİ GENÇLER AFİYET OLSUN
denedigimdir. sadece tuzot keşke bir tatlı kaşığı değil de daha fazla koysaydım. ama harika oldu 👌🏻 hamarat değilim ama üşenmedim yaptım valla.
Parası olanın çocuğunu göndermesi gereken okuldur. Şimdi gerçekçi olalım ülkede değil dünyada öyle bi yer yoktur ki ; devlet okullarında öğrencilere yüzde yüz güzel eşit bi eğitim verilsin.
Bir kaç tane örnek ile sizi özel okula isindirayim. Ben alman kolejinde okudum bu sayede 8 sene almanca eğitim ile daha çocukluktan gelen dil becerisini geliştirdikleri için en salak olanimiz bile almancayi b2 seviyesinde öğrendi cıktı.
Üzerine inglizce almancanın küçük tırnağı gibi bi dil olduğu için herkes tanıştığı anda kusursuz bi inglizce öğrenebildi.
Kesinlikle okula 15 dk geç kaldığınızda anneniz arandı ve haberiniz var mı başına bir şey gelmiş olmasın diye uğraşıldı.
Sizinle özel ilgilenen onca öğretmen ve pdr ile başarıya koşar adımla ulaştınız.
Aldıkları paranın belki ucuza kaçarak da olsa size gerçekten faydalı ders kitaplarını sağladılar. (Kendi isimleri için de olsa karşılıklı kârdan söz ediyoruz şikayet etmek cocukluktur)
Kaliteli arkadaşlar edindiniz, pisliğe bulaşmadınız ve güvenli bi ortamda okudunuz.
Daha tonlarca madde sayabilirim ki bu daha sadece ilkokul en basiti en küçüğü.
Üniversiteden en küçük tek bi örnek ile kapatayım. Yeditepede okuyorum yüzde yüz bursluyum(geçmişteki özel yerler sağolsun yalan yok ^^) bogazicini kazanacak puanım yoktu, daha doğrusu vardı ama istediğim bölüm değildi ve itude bi elektrik elektronik okuyamazdım. Ama bu okula girdim ve okul aldığı parayı gidip bogazicinden ituden en kaliteli hocaları kiralayıp sizin ayağınıza getiriyorlar. Özel okulları sevin. Paranız varsa özel okulu kullanmak kadar doğal bi şey yoktur herhalde
Bir kaç tane örnek ile sizi özel okula isindirayim. Ben alman kolejinde okudum bu sayede 8 sene almanca eğitim ile daha çocukluktan gelen dil becerisini geliştirdikleri için en salak olanimiz bile almancayi b2 seviyesinde öğrendi cıktı.
Üzerine inglizce almancanın küçük tırnağı gibi bi dil olduğu için herkes tanıştığı anda kusursuz bi inglizce öğrenebildi.
Kesinlikle okula 15 dk geç kaldığınızda anneniz arandı ve haberiniz var mı başına bir şey gelmiş olmasın diye uğraşıldı.
Sizinle özel ilgilenen onca öğretmen ve pdr ile başarıya koşar adımla ulaştınız.
Aldıkları paranın belki ucuza kaçarak da olsa size gerçekten faydalı ders kitaplarını sağladılar. (Kendi isimleri için de olsa karşılıklı kârdan söz ediyoruz şikayet etmek cocukluktur)
Kaliteli arkadaşlar edindiniz, pisliğe bulaşmadınız ve güvenli bi ortamda okudunuz.
Daha tonlarca madde sayabilirim ki bu daha sadece ilkokul en basiti en küçüğü.
Üniversiteden en küçük tek bi örnek ile kapatayım. Yeditepede okuyorum yüzde yüz bursluyum(geçmişteki özel yerler sağolsun yalan yok ^^) bogazicini kazanacak puanım yoktu, daha doğrusu vardı ama istediğim bölüm değildi ve itude bi elektrik elektronik okuyamazdım. Ama bu okula girdim ve okul aldığı parayı gidip bogazicinden ituden en kaliteli hocaları kiralayıp sizin ayağınıza getiriyorlar. Özel okulları sevin. Paranız varsa özel okulu kullanmak kadar doğal bi şey yoktur herhalde
*Çaldığın o fotoğrafı yerine koy lutfen*
Mustafa kemal atAtürk
Sadece kaliteli ve güven veren insanları aynı çatı altında topladığımız yer. Bundan sonra geceleri sesli sohbetlere muhabbetlere katılmak isteyen yakışıklı ve güzel kardeşlerimiz ulaşabilirler bi sıfat taraması yapıp ardından aramıza katılsınlar ^^
ben,
şeriatçı kardeşiniz, padişahınız ben...
aylar önce bu durumu yüksek vizyonumla ön görerek bu başlığı açmıştım
(bkz:kimin eli kimin cebinde belli değil)
iyi bayramlar....
şeriatçı kardeşiniz, padişahınız ben...
aylar önce bu durumu yüksek vizyonumla ön görerek bu başlığı açmıştım
(bkz:kimin eli kimin cebinde belli değil)
iyi bayramlar....
Bu gece hislerimize tercüman olan kişi için adıyorum
ohaa lan, ekşi'den daha dinamik olduğu söylendi buranın, ama bildiğin ölü burası! tanrı aşkına, şu entry'i kaldırın! hayır, "laik" sözlük denilince, insanlar bu kelimeden tiksinecek! moderatörler de oturmuş halay çekiyor entry'nin altında! kadın haklı olarak kırılmış, ve gergin bir anında yazmış, hormonsal değişimlerden de mi haberiniz yok? özelden halledin, özelden!
ayrıca, şu "senin iyiliğin için sustuk'" olayını da kapatın lan! nesiniz siz, 15 yaşında mı? kim inanır buna? dürüst olun! saklı tutmanız, yalancı olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor! yemin ederim, ben bile sinirlendim okuyunca!
"Lea"
ohaa lan, ekşi'den daha dinamik olduğu söylendi buranın, ama bildiğin ölü burası! tanrı aşkına, şu entry'i kaldırın! hayır, "laik" sözlük denilince, insanlar bu kelimeden tiksinecek! moderatörler de oturmuş halay çekiyor entry'nin altında! kadın haklı olarak kırılmış, ve gergin bir anında yazmış, hormonsal değişimlerden de mi haberiniz yok? özelden halledin, özelden!
ayrıca, şu "senin iyiliğin için sustuk'" olayını da kapatın lan! nesiniz siz, 15 yaşında mı? kim inanır buna? dürüst olun! saklı tutmanız, yalancı olduğunuz gerçeğini değiştirmiyor! yemin ederim, ben bile sinirlendim okuyunca!
"Lea"
zaten yunanlıları yenen de tanrıydı. (bkz:mustafa kemal atatürk)
yok silik istedim de hede hödö. bu nedir yahu? bi insan neden silik yemek istesin? sigara mı lan bu site? uyuşturucu mu, bonzai mi? bırakamıyorum abi bağımlısı oldum lütfen bana silik atın yoksa kurtulamayacağım bu illetten geyiği mi? madem sözlüğe girmek istemiyorsun, girme! bu kadar basit yahu. yok millettle vedalaşmalar, helallik istemeler, her şey için teşekkür etmeler... cepheye mi gidiyorsun pezevenk! maksimum 1 hafta sonra başka bir kullanıcı adıyla geri dönüyor böyle tipler. çok sevdiğiniz, bayıldığınız arkadaşınıza kavuşacaksınız. umarım beni yanıltır ve dönmezsin.
18 Mart “kurtuluşumuz”
23 Nisan “çocukluğumuz”
19 Mayıs “gençliğimiz”
30 Ağustos “zaferimiz"
10 Kasım "unutamadığımız
#30AgustosZaferBayrami
23 Nisan “çocukluğumuz”
19 Mayıs “gençliğimiz”
30 Ağustos “zaferimiz"
10 Kasım "unutamadığımız
#30AgustosZaferBayrami
