confessions

harflervekibrit

Şarap  · 9 Temmuz 2017 Pazar

  1. toplam giri 407
  2. takipçi 10
  3. puan 6321

aleviler

harflervekibrit
1500 sene önceki siyasi kavgalar nedeniyle müslümanlığın ayrı bir kolu olarak ayrılmış mezhep. O da kendi içinde mezheplere ayrılır. Aslına bakılırsa bunlar çağımız insanının konuşup tartışacağı konular değildir.
Alevilik -caferilik gibi uçları dışarıda tutmak kaydıyla- islam' ın biraz daha esnek olduğu bir mezheptir. Kendilerine has ibadetleri vardır, pek çoğu müziklidir. Türküleri harikadır. Tasavvuf felsefesini benimsemiş filozof kişiler genellikle alevilerden çıkmıştır.

ahmet hamdi tanpınar

harflervekibrit
İroni ile mizah yapmanın kurucusu, bu sanatın başyapıtı olan saatleri ayarlama enstitüsü'nün de yazarıdır. Okuru genellikle huzurcular ve enstitücüler olarak ikiye ayrılır. Huzur'da çok daha derin bir doğu-batı fikri olsa da kendimi enstitücülere katıyorum. Tanpınar, önce kendiyle dibine kadar dalga geçip başkasıyla dalga geçme hakkını kaleminin hakkıyla kazanmış bir yazar, o kitapla.
Beş şehir'de de şöyle demiş: "bütün hilkat, geniş ve eşsiz kudretinde canı sıkılan bir tanrının kendi kendini eğlendirmek için icat ettiği bir oyundur. hayat nimetlerinin değişikliği içinde bize, yaratıcı işaretten kalan en büyük miras bu can sıkıntısıdır."
Şiirinin edebiyatı apayrı güzeldir. Bunu da yapabiliyorum, dahası, bunu da mükemmel yapıyorum, demiştir adeta. En sevdiğim şiirini şöyle bırakayım:
bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
Kaybetmek için erken, sevmek için çok geç

sevmek zamanı

harflervekibrit
1965 yapımı metin erksan filmidir. Aşkı irdeler, aşkın muhatabını bağlamaması gereken kişisel bir duygu olduğunu savunur. Ne güzel aşk be, ne güzel, dedirtir.
Eski, ağaçlı istanbul'u özlemle yad ettirir. Bu film ile müşfik kenter'e ufak çapta aşık oldum galiba...
Şuraya da bu filmden bir diyalog yazmıştım: (bkz:empresyonizm)

3 fidan

harflervekibrit
Bir zamanlar derya köroğlu trt'de her şey dahil elektirik hariç adlı bir program yapıp hüsnü arkan da o programda bu şarkıyı söyleyebiliyordu. Şimdi, "ben Allah bilmezdim, dergâhım oldun" dizesi için adamın şarkısını yasakladılar. 6 mayıs için yapılmış en güzel şarkıdır:

ah deniz...
ah yusuf...
ah hüseyin...

sanat toplum içindir

harflervekibrit
Katılmadığım önerme. "Sanat" çok genel bir kavram. Toplumun yapısına ve durumuna göre değişir. Toplumcu gerçekçi dönemde, bu şekil bir sanata ihtiyaç varmış. Ama kollektivizmin bir kenara atıldığı, bireyselliğin öne çıktığı günümüzde sanat toplum için değildir.
Kendi halimde şiir yazan bir insanım, yazdığım hiçbir şiiri toplum okusun diye, bundan bir şey öğrensinler, ders çıkarsınlar diye yazmam. Kelimelerle oynamak hoşuma gittiği için yazarım. Keza edebiyatla ilgili sanatlar veya bireysel düş gücüne dayanan resim, heykel gibi sanatlar bana kalırsa sanat içindir.
Sahne sanatlarında da bence yine bireysel olanı yani mesajı öznel olanı makbul. Ama toplum için olmaya en müsait sanat sinema ve tiyatrodur.
Ha, gönül ister ki toplum sanattan anlayacak kadar gelişmiş olsun da sanat için yapılan sanat, aynı zamanda da toplum için olsun. Günümüzde herkesin anlayıp "çoğunluğun" seveceği işler malesef direk niteliksiz iş demek oluyor. (bkz:recep ivedik)
3 /