confessions

harflervekibrit

Şarap  · 9 Temmuz 2017 Pazar

  1. toplam giri 407
  2. takipçi 10
  3. puan 6321

dizilerde ve filmlerde güzellik ve yakışıklılık sorunu

harflervekibrit
Bir görüntü yönetmeni arkadaşla tartıştığım ve sonunda evrim teorisi ile 'karşı karşıya' bırakıldığım sorundur. Güzel olan seçilir, güçlü-burada güzele karşılık geliyor- olan hayatta kalır, diğer seçenekler, en güzeli varken tercih edilmez, dedi, bu 'sektör'de. Zaten dünyada en çok TV izleyen ülke olduğumuzdan, "Güzel şöyle olur, yakışıklı böyle olmak zorunda" kalıpları her dizide gözümüzün içine içine "dayatıldığı" için de, daha 15 yaşındaki çocuklar burnunu yaptırmayı düşünüyor. Minicik kızlar 30 yaşında görünüyor, bunların 40 yaşındaki anneleri de 18 yaşında görünmeye çalışıyor. Erkekler kaslı olmak için bir yığın aptirik zaptirik haplar kullanıyor.
Eski diziler ne güzeldi be, mahallenin muhtarlarındaki temel ile Fadime örneğin, sonra ekmek teknesi, sonra yedi numara...
Leyla ile Mecnun'da, Burak aksak'ın, onur ünlü'nün diğer işlerinde bunu yaptılar, demek yapılıyormuş.
Televizyoncular ayık olacak arkadaş, nasıl bir şeyi ellerinde tuttuklarını bilecekler.
İşin kötü tarafı: galiba biliyorlar.

Harry potter

harflervekibrit
Yazarının seriyi yazmadan önce evsiz olduğu ve bu seri ile köşeyi döndüğü, 'acaba ben de mi fantastik çocuk kitabı yazsam lan' dedirten fantastik çocuk kitabı serisidir. Müthiş bir hayal gücünün ürünü apayrı müthiş bir evrendir. İlk üçünün kitabını okuyup sonra seriyi izlediğimde filmlerinde -hep olduğu gibi- kitaba göre pek çok eksik bulunduğunu gözlemlediğim ama filmleri özellikle karakterlerin devamlılığı açısından çok nitelikli olduğundan kitapların devamını okumaya üşendiğim seridir. Bi ara oyunu da yapılmış, pek tutmamıştır. Rowling, hikâyede ron'u öldürmeyi ciddi ciddi düşündüğünü bir röportajında beyan etmiştir. Ama sürpriz sonu ile kalıpları yıktığı için de kendisine ayrı bir hayranlık duyarım.
Biz de isterdik, bi "alehomoraa" deyince kapılar açılsın ama kaç sihirli değnek kırıldı minnoş gönlümüzde be harry!

sempati duyulan diller

harflervekibrit
Kulağa şarkı gibi gelen dillerdir. Benim için italyanca'dır. Konuşsunlar, oturur dinlerim. Yüksek müzikal değere sahip diller bence sempatiktir. Türkçe'nin de bu dillerin içinde bulunduğunu -büyük ölçüde ç ve ş sesi sayesinde- dilbilimciler doğrulamıştır. Yapım ekleri ile kökten gövde yapan ve bu gövdenin içinde kökün de halen anlamını devam ettirdiği nadir dillerden biridir Türkçe.(asmak-askı, örtmek-örtü, artmak-artı, sevmek-sevgi-sevinç, göz-gözlemek, okumak-okul vs.) Kendi dilim diye demiyorum çok sempatiktir.

Ali İsmail korkmaz

harflervekibrit
seni anmayacaksak niye yazıyoruz, dediğim, gezi olayları sırasında polisler tarafından bir ara sokağa sıkıştırılan sonra bazı kimseler tarafından dövülerek, tekmelenerek katledilen kardeşimizdir. Deliller yok edilmiştir, katilleri halen serbesttir.
Umudu, inancı, insanlığı sorgulatır.

aydınlanma

harflervekibrit
Avrupa'daki yenileşmenin, rönesans ve reformun genel adıdır. Coğrafi keşiflerden sonra halk(halk dediğim, sonradan zengin olan burjuva sınıfı) zenginleşip de okumaya başlayınca antik Yunan'dan arapçaya çevrilen kaynaklar Arapçadan da yine Avrupa dillerine çevrilmiştir. Yani bunlar birbirini tetiklemiştir daha doğrusu. Bu kaynakları ve baskı makinesi ile artık herkese ulaşan incil'i okuyan insanlar kendi akılları ile düşünmeyi öğrenmiştir. Bu genel itibariyle kanlı bir süreç olmuştur.

İçinde yaşadığımız toplumda halen gerçekleşmeyen eylemdir. (bkz:15 temmuz)

istanbul

harflervekibrit
2013 yılı itibariyle yaşamakta olduğum, çalıştığım, doyduğum yer; kültürel faaliyetleri, bireyselliği -daha doğrusu yalnızlığı- benim için artık bağımlılık olmuş şehirdir. En kötü yanı (hayır trafik değil) ışık kirliliği dolayısıyla nadiren yıldızları görebilmektir bence. "İstanbul'da yaşanmaz, gezilecek yer ama yaşanacak yer değil abi" gibi söylemlere kanmayınız. İstanbul yaşanacak yerdir. Ulaşım, özellikle metrobüs hızlıdır. En sapa yerlerde bile yönlendirme tabelaları mevcuttur, adeta salaklar için inşa edilmiştir. Eğer Balıkesir ayarı küçük bir yerden geldiyseniz kiralar filan pahalıdır. Ama genel olarak yiyecek ve giyim ucuzdur. İstanbul büyüleyici bir şehirdir; yazılan şiirleri, yapılan şarkıları hak eder. (Kendisine bir şiir yazmayacağıma yemin etmişliğim vardır.) Kadıköy'de bir bankta bira içip güneşi batırmak en sevdiğim aktivitedir. boğaz puanlama sistemimizde(kardeşim ile) 1. sırayı boğaz köprüsü 2. Sırayı galata kulesi 3.yü kız kulesi alır. Velhasıl her ne kadar gönlümün tahtında Çanakkale otursa da içten içe, kendimin bile bilmediği şekilde, bu şehirden başka bir yere gidemeyeceğimi biliyorum.

serra

harflervekibrit
Aklıma direk ipek ongun'un yazdığı bir genç kızın gizli defteri serisini getiren kadın ismi. 12 kitap mı ne oldu seri, sanırım halen yazıyor ipek ablamız. Pucca'dan kat kat üstündür gözümde.

18 mart çanakkale şehitlerini anma günü

harflervekibrit
Her sene, "deniz zaferi, hayır savaşların hepsi bir günde olmamış, 18 Mart'ta geldiler ve geçemediler, sonra nisan ayında kara savaşları devam etti, 18 Mart, itilaf güçlerinin sadece denizden savaşarak geçemeyeceklerini anladığı tarih, deniz zaferi, deniz zaferi..." diye dolaştığım gündür. Çanakkale şehitlerini anmak elbette çok anlamlıdır ama Çanakkale savaşları'nı sadece 18 Mart'a indirgemek büyük bir hatadır. 18 Mart Cevat paşa'dır, 18 Mart Koca seyit'tir evet ama sadece 18 Mart, 25 nisan'daki Yahya çavuş'u, 19 Mayıs'ta şehit olan "Darülfünun"u, Ağustos muharebelerindeki Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal'i, daha nicelerini, nicelerini, nicelerini unutturmamalıdır. Ne çok şey var anacak Allah'ım... Ne çok şey... Ne mutlu... Ne yazık, aynı zamanda da.

sigaranın dostluğu

harflervekibrit
tiryakilerin bağımlılıklarına bir anlam, bir duygusallık kazandırmak için uydurduğu safsata. Bir süre sigara içmeyince, bağımlı olduğun için kanın o nikotini istiyor sadece arkadaşım, bunun daha öte bir anlamı yoktur. Sigara eeğ kaka, herkes bıraksın filan demiyorum; sigara içen insan, sadece sigara içen bir insandır; bu dostluk filan değildir. Sigaraya, alkole, maddeye veya bir insana; her türlü bağımlılık zayıflıktır. Her şeyin edebiyatını yapmayın.

sofi'nin dünyası

harflervekibrit
Beyin yakan bir olay örgüsüne sahip felsefe tarihi kitabıdır. İlk okuduğumda (12 yaşıma tekabül eder) felsefeden bi bok anlamamış ama sonra ne olacak merakı ile kitabın sonunu görmüştüm. Sonra lise 1'de ilk felsefe dersinde hoca(halen hayranlık duyarım) önümüzdeki "felsefeye giriş" kitabını gösterip "bu kitap felsefe nasıl anlatılmaz, sorusunun cevabıdır, kaldırın onu." dedi. "Felsefe nasıl anlatılır sorusunun cevabı ise..." O an o öğretmenin çantasından sizin okuduğunuz bir kitabı çıkarması nasıl tarif edilmez bir mutluluktur... Sonra bir daha yutarcasına okudum Sofi'nin dünyası'nı. Bu sefer anladım, dedim. Üniversitede tekrar okuduğumdaysa bu sefer bambaşka anlamıştım. Her zaman kafamda, şimdi okusam ne anlarım, sorusunu sordurtacak kitaptır.

neva

harflervekibrit
Tek gecede okuduğum bir aşk romanıdır. Şimdi olsa okumam ama o zaman(ünv.1' de okumuştum) bayağı etkilenmiştim bu kitaptan. Başı sonu belli, takır takır okunan kitap sevenler için ideal. Canan Tan'dan, Nermin Bezmen'den ya da Grinin Elli Tonu' ndan; yani mıç mıç "masalsı" bir aşk romanından niteliklidir. Yalnız kitap okuma alışkanlığını oturtmuş insanlar için bana kalırsa bu bile zaman kaybıdır. Okunacak o kadar çok "iyi" kitap var ki. Tabi bunu nasıl söylüyorum: okudum da öyle söylüyorum. Buna "çerez kitap paradoksu" denir. (Bunu ben uydurdum, evet.)

vecihi hürkuş

harflervekibrit
"Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz." repliği geçiyordu Devrim arabaları filminde. Vecihi Hürkuş bunun ete kemiğe bürünmüş halidir. 1. Dünya savaşı'na katılmış, Ruslara esir düşmüş, Hazar denizi'ni yüzerek geçip ülkesine ulaşmış kahraman bir gazidir. Ülkeye dönünce Kurtuluş Savaşı'na da katılır. Sınırlı hava desteğini sağlayan pilotlardan biri olur. İzmir'e havadan ilk giren pilottur aynı zamanda kendisi. Savaş bitince pilotluk yetmez artık, mühendislik yapmaya başlar. (buraları önceki giride anlatılmış) Kurduğu okulda yetiştirdiği, canı gibi sevdiği yeğeni bir cumhuriyet bayramı sırasında yapılan gösteride paraşütü açılmadığı için gözünün önünde çakılıp ölmüştür. Acıyı görüp bilmiş, yine de vaz geçmemiş efsane Türk pilotudur.
Sunay Akın'ın ay hırsızı adlı kitabında Vecihi Hürkuş'un hayatı, Neil Armstrong ve Yeşilçam'daki meşhur Vecihi ile ilişkilendirilerek müthiş bir şekilde anlatılmıştır. Okuyacak "ilginç" bir kitap arayana tavsiyedir.
26 /