confessions

borpeygamber

Gazoz  · 28 Mayıs 2017 Pazar

  1. toplam giri 4
  2. takipçi 1
  3. puan 49

büyüyünce yapılacağı planlanmış şeyler

borpeygamber
Başlığı gördüm duygulandım açıkçası, Bizim mahallenin ağabeyleri vardı; Hep yaptıkları olayları ballandıra ballandıra anlatırlardı.
"Geçen bir mekana girdik mekan harika ortam alev alıyor alev! Tüm gözler bizim üzerimizde, daha masaya kurulmadan tüm hatunlar yanık yanık bakıyor bize..."
"Bir tavuklar var oğlum var ya... Harika! sürü sürü tavuk, hepsi düzülmeyi bekliyor. " diye başlayıp ballandıra ballandıra anlattıkları olaylara hep özenmişimdir. Hatta şöyle bir hedef belirledim kendime, Ulan! Büyüyünce bunu yapacağım, bunu kesin yapmalıyım. On sekiz yaşına bastım o aralar beynim yoktu sanırım tam olarak hatırlamıyor her neyse. 2012 senesi aylardan eylül Merter köprüsünü muhakkak bilenler vardır, o zamanlar bu yerler hep hayat kadınları ve Trans bireylerle doluydu. bizim mahallenin üst akıllarıyla bir şeyler yapmaya karar verdik. hazır ben de on sekizime bastım milli olmam lazım. bizim üst akıllar ile bakırköy sahilinde manzaraya karşı gece vakitlerine kadar içtik daha doğrusu içtiler ben de dört tane bira devirdim, dört tane bira benim nirvanamdı levent kırca gibi hareketler yapmaya başladım. bizim üst akıllarda yavaş yavaş bitiriyorlardı mahsullerini beş kişi gittiğimiz sahile üç kişi olarak geri döndük. Benim olayım da unutulmasın diye samimi olduğum muhammed abiye ne zaman gidiyoruz dedim. Bu da ne demek istediğimi anladı. Unutmadım kardeşim rahat ol sen!(Bunu söylerken bana bakacağına ön koltukta oturan diğer üst akıla bakıyor.) siz madem gidiyorsunuz beni ileride indirin temiz hava alırım dedi diğer üst akıllı ağabeyimiz. Muhammed ağabey ile yola koyulduk, Merter köprüsüne gittiğimizde gerçekten de köprü cıvıl cıvıl, Muhammed ağabey araba ile yanaştı arabanın yanına gelmeye başladılar hangisini istersin? diye sordu bana. ondan sonra dur veya ben seçeyim sen anlamazsın şimdi. Tamam ağabey olur. "Bak kadın dediğin böyle olacak biraz ince ama tuttun mu ele gelecek, Zıpkın gibi olacak, mızrak gibi kavraya bileceksin." Bunun gibi afilli lafları ard arda sıralayınca; bu işi biliyor dedim tamam ağabey sen karar ver dedim. o sırada da halim böyle;

yanaklarım al al olmuş bir yandan terliyorum, bir yandan ne yapacağım düşünüyorum. Bizim Muhammed ağabey seslendi kadına; "fiiiyyuvvhgt güzelim baksana biraz." kadın geldi harika görünüyordu. içimden dedim bu adam işi biliyor.
Konuştu anlaştılar bindi arkaya yan yana oturuyoruz E-5'ten eve doğru gidiyoruz. yaktı sigarasını içiyor ben heyecandan bakamıyorum bile bizim Muhammed ağabeyde ön aynadan bir kesiyor, kadın korkudan camdan dışarıya bakıyor...
Mahalleye girdik biraz daha rahatladım bizim ağabeyin bekar evine çıktık ben kafamda yapacağım atakları belirlemiştim. Ağabey anahtarı verdi "Hadi aslanım göreyim seni, ben arabada demleneceğim bir şey lazım olursa çekinme kullan."
Tamam ağabey! son kontrolleri yaptıktan sonra içeriye dadandım kadına emrivaki bir şekilde soyun! dedim. kadın şaşkın bir yüz ifadesi ile sakin ol dedi. daha çok zamanımız var dedi. 1.81 boyundayım kadın nereden baksan benden 15 santim daha uzundu elimi önce göğüslerine sonra da cinsel v*jinasına attım, daha doğrusu atmaya yeltendim ama umduğum gibi olmadı! Acı büyüktü belki de hayal kırıklığıydı ne olduğunu tam anlamadım ama tuttuğum organ "v*jina" değildi. Elime gelen şey daha çok "yumurtalığa benziyordu yani bildiğimiz t*aşaktı" hem de bıngıl bıngıl. titreye titreye elimi geri çektim elim koptu sandım, çok acı bir durumdu. İlk önce şaşkınlığımdan dolayı konuşamadım ondan sonra, lan sen benimle t*aşak mı geçiyorsun? Trans kadının ses tonu da değişmeye başladı. "sen ne bekliyordun y*rağım?"
Şöyle oldu biraz;
Artık sekis benim için bitmişti, Yoktu böyle bir kavram benim için. Bitti bitti başlamadan bitti! gömleğimi sırtıma geçirdim üç kat aşağıya inmem ile Muhammed ağabeye anahtarı vermem bir oldu.
Muhammed ağabeyde komik insandı yiğidi vur hakkını yeme! "Ne oldu lan kireç gibi olmuşsun. ahaha haahah güzel geçti mi bari?"
(bkz:ağam bizimle eğlenir.)
Bir de üst akılın Translar ile ilgili kalıplaşmış sözleri vardı; "G*t s*ken gitsin babasının g*tünü s*ksin!.."
Normalde solak bir insandım, o geceden sonra sağlak olmaya başladım.
İnanmadığım halde camiye gidip namaz kıldım tövbe ettim ama ne fayda herkes tuttuğunu alırmış bu hayatta...


(Dip not: Amacım trans bireyleri ezmek veya ötekileştirmek değil!)

yavşaklık

borpeygamber
Canınız sıkılınca okursunuz motivasyon niteliğinde bir yazı mk. :)

Başlamadan önce bir not bırakayım ve başlayalım. Olay tamamen gerçektir kuruntu veya abartıya yer verilmemiştir, olayda geçen isimler farklı olacak çünkü kendisi de bu gibi yerlerde gezmektedir zaten umuyorum ki yakın zamanda cereyan eder bu yazı…
Normal monoton yaşantısı olan bir insan olaraktan sabah kalk okula git, akşam gel sporunu yap sonra git eve uykun gelinceye kadar zaman geçir, uykun geldikten sonra uyu bu olayları tekrar tekrar her gün yaşa. “Ulan! Başka yapacak hiçbir şeyin mi kalmadı? be hey mk!“ Diyecek olursanız. Sandıktan evet çıktıktan sonra ben tüm insanlarla olan bağlantımı kopardım kitap ve spor arasında bir yerde yaşamaya karar verdim! Neyse diyorsun dışarıya çıkayım hava alayım oturuyor yanına bir vatandaş seninle konuşmak istiyor sen de kafan dağılsın diye karşılık veriyorsun konuşuyorsun… Adam kemal SUNAL çok komik adamdı ”haha ha aha” diye gülmeye başlıyor. Sen de ayıp olmasın diye inceden tebessüm ediyorsun, ondan sonra adam diyor ki; “allah razı olsun cumhurbaşkanımızdan, rahat rahat İstanbul'u Geziyorum zamanında böyle değildi biz; bir yerden bir yere gidebilmek için saatlerce yürürdük…” Sanırsın daha tekerlek icat edilmemiş mk. Sadece bununla da sınırlı değil siyaset her yere sıçramaya başladı okulda, sokakta, spor salonunda, televizyonda her yerde siyaset konuşulmaya başlandığı için mide bulandırıcı oldu, bir de anlasalar tamam diyeceğim adamlar biliyor ama öyle de değil. Kendi kendimi sorgulamaya başladım kalk git oğlum ne işin var bu yobazların arasında? Kaçak yollar ile kaçma planı yapmaya karar verdim ondan sonra ta ki biri çıkıp gitmeme mâni olana kadar…
Yaşantımdan hiç menün değildim bir şeylere küfür etmekten sıkıldım her şeyden sıkılmaya başladım hiçbir şeyin tadı yoktu, kalmamıştı artık. Uyandım küfür ede ede Marmaray'a bindim, çıkışta bir dal sigara yaktım ayaklarımı yere sürte sürte bizimkilerin takıldığı mekâna doğru yol almaya başladım… Canım sıkkın deli dana gibi dolaşıyorum, liseden bir arkadaş ile karşılaştım kendisini de hiç sevmem mk evladı hep nefret etmişimdir. Beni gördü mutlu oldu lafladık biraz kendisi de Sosyoloji okuyor.(Karl Marx olacak başımıza pezevenk ) nereye gidiyorsun? Dedim kendisine sıkıldım mk artık. “Bizim arkadaşlar bekliyor bir konu belirleyip o konu hakkında tartışıyoruz.” Ulan dedim gideyim ben de şunun bir ortamını göreyim, gelsem sorun olmaz değil mi? Dedim hayır aksine sevinirim dedi aklı sıra bilgi yönünden ezecek beni mk evladı. X kafeye doğru yol aldık üst katı mesken tutmuşlar masa cıvıl cıvıl selam kelam faslı bunlarda yok! sanki selamı yaymaya gitmiş gibi herkese merhabalar dedim. Kimse beni iplemedi bile kendi çapında entelektüel, elitist, sapyoseksüel takınan tiplerdi neyse ben de bozmadım oturdum bekliyorum bu kahpe evladı da hiç bakın tanıştırayım bu benim arkadaşım falan hiç oralı bile olmadı. Kahve söyledim, birisini bekliyorduk başlamak için beş dakika sonra beklenilen kişi geldi. İçeriye bir girişi vardı Efsane e-f-s-a-n-e yok böyle bir kadın ulan dedim sanrı mı görüyorum, kadın geldi birleştirilmiş olan masanın başına oturdu. Sıcak kanlıydı arkadaşımız yeni mi katıldı aramıza? Gün geçtikçe güçleniyoruz dünyayı fetih edeceğiz falan latife yapıyor. O masada beklenilmeyen bir hareket yaptı normalde o hareket o masaya çok tersti. Merhaba arkadaşım aramıza hoş geldin elini uzattı, elim eline değse ölecektim sanki mk ciddi anlamda heyecan doruktaydı elini tuttum, erimek üzereydim ilk defa bir kadın karşısında süzülmeye başladım.
Arkadaşımızda aramıza yeni katıldığına göre güncelliğini koruyan Evrim konusunu tartışalım; beni yobaz olarak gördüler sanırım mk. Sakallarımı sıkıntıdan uzatıyordum bunlar beni kesin yobaz sandı Meral(Gerçek adını söylemeyeceğim.) Bu bizim pezevenkte o yüzden getirmiş olmalıydı beni. Oysa en sevdiğim olaylardan biridir Evrim, ben bile kendimi ara form olarak görüyordum. Severek araştırdığım hatta ömrümde ilk defa evrimi araştırarak sabahladığımı biliyorum. Masada birden herkes bana oynamaya başladı ama yanıldıkları bir konu vardı yanlış ata oynuyorlardı…
Evrim hakkında ki görüşlerin nelerdir?
Evrimi doğru buluyor musun?
Darvin'i biliyor musun?
Dağdan indim şehre edası ile gülmeye başladım, Meral: “bizi ciddiye almıyorsun galiba. Peki” dedi. Hayır! Alakası yok dedim… Sormuş olduğunuz sorular komik geldi çünkü ben evrimi çok severim sabaha kadar konuşursanız dinlerim, kütüphanelerce dolusu kitap olsa ömrümün yettiği yere kadar okurum hiç sıkılmadan. Bu cevabı duyduktan sonra masada oturanlar kurusıkı atıyorum sandı Meralin ağzı bir laf yapıyor seçerek söylüyor sanki kelimeler akıyor ağzından o konuştukça ben de eriyorum…
Kendisi de bunun farkına vardı, bakmamaya çalışıyorum ama gözlerime engel olamıyorum, gözlerimi kaçırıyorum hayvan gibi bakmayayım diyorum olmuyor. O masada zaman nasıl geçti anlamadım resmen çile doldurduğum günleri unutuyordum sudan karaya çıkan organizma gibiydim. Masadan kalkmaya başladılar. Sırtlan gibi Meral'e nereye gideceksin? Dedim. Dersim başlayacak okula geçeceğim beraber gidelim dedim. Tamam, olur dedi. Yolda yürürken bıyık altından sorular soruyorum, enişte de burada mı okuyor falan “Bu okulda ilgimi çeken hiçbir erkek olmadı, basit buluyorum” dünyam başıma yıkıldığı anlardan biriydi, içim kan ağlıyor ama bir yandan da espri yapmaya çalışıyorum hatta itin kıçına girip çıkıyorum espri yapmak için. Yaptığım esprilere gülüyor karşılık veriyor neyse biraz sempatik gözlerle bakmaya başladı bana. Kendimi Habeş maymunu gibi hissetmekten vazgeçtim, kütüphaneye bıraktım kendisini dersin ne zaman biter dedim bu gün iki dersim var; 16:45'te çıkarım tahminen. Bana sormadı bile ben de kendimi konuya dâhil ettim benim de 16'da bitiyor dersten sonra müsait olursan bir kahve ısmarlarsın artık. Güldü, tabii dedi…
Derse girmedim, yemekhaneye gittim yemekler güzel değildi normalde o yemeği yemezdim ama mutluluktan her şeyi yapabilirdim, yemeği yedim, çıktım bahçeye o sırada diljin koveki'nin şiir kitabına göz gezdiriyorum bir yandan da ulan bu kadınla nasıl etkileşime geçebilirim. Çünkü zaman geçtikçe eksildiğimin farkındayım, bilgi olarak eksik hissediyorum kendimi Binali yıldırım mağduriyeti yaşayacağım diye korkuyorum…
Feleğin çemberinden geçen bir birey olarak görüyordum kendimi ama eğer bu kadını kaybedersem sonum olur, aramızda bir şey olmamasına rağmen çok feci bağlanmıştım. Zaman geçti aramaya koyuldum kendisini gittim kütüphane tarafına bizim konsolos köpeği lise arkadaşım ufukta belirdi, nerede Meral dedim amfideler daha çıkmadı onlar dedi. Ben de onların bulunduğu amfiye doğru gittim yolda karşılaştık, Aa geldin demek bana kahve ısmarlamayı kabul ediyorsun yani… Yine güldü hadi gidelim dedi, bu sefer yol boyunca hiçbir şey dememe kararı aldım Efor harcamayacaktım, tüm gösterimi masada yapacaktım Kesin hamleler yapmak zorundaydım, bu yüzden yormadım kendimi. Neden sessin çıkmıyor ya? Bir şey mi oldu? Hayır ders sıkıcı geçti biraz ondan herhalde dedim.
Bir kafeye gittik köpek bağlasan durmaz mk, içerisi camii gibi kokuyor sesim çıkmıyor, buraya mı geliyorsun genelde?
-Evet kahve içmek için buraya geliyorum, çok güzel yer değil mi? Harika, Harika bir yer daha önce hiç gelmedim ama bundan sonra hep buraya gelirim kahvesi de çok güzelmiş… Masada elle tutulur sağlam bir muhabbet dönmedi, Ben de sürekli dinlediğim için onunda hoşuna gitmeye başladı. İşte hayat böyle akıp gidiyor, dediği her şeyi onaylıyorum ne derse doğrudur diyorum. (bkz:Sistemin köpeği)
Felsefeyi çok seviyordu, bir olaydan bir olaya atlıyordu ama böyle güzel bir anlatım olamaz ya! Bir insanın ağzına bu kadar mı yakışır? Bende çiçek olmuş sabiler gibi ağzına bakıyorum, bu sefer fark etti pür dikkat izlediğimi, ya kusura bakma hep ben konuştum, hep bir şeyler anlattım. (Ulan ben kimim ki? Anlat işte ne güzel dinliyorum, benim gibi dinleyeni nereden bulacaksın?)
Oğlum dedim bu kadının çizgisinde bir şeyler anlat aynı tempoda olsun, fal bakmayı biliyor musun? Hayır! Al işte nereden girdik konuya dakika bir pot bir. Gitti bir kere tamam abi yakın limanı moduna bürünmeye başladım Sonra karanlıklar içinden bir el uzandı, “fala inanmıyorum ya!” dedi.
Doksan artı üçte dönen top gibi bana imkân verdi, soru sorarak ilerlemeyi tercih ettim, Hegel ne büyük insan değil mi? Evet çok severim. Diyalektik materyalizmi biliyor musun?(Salakça sorular soruyorum amacım onun konuşmasını sağlamak, bir başladı iki gözümün nuru…)
Zamanım azaldı tanıştığıma çok memnun oldum, el sıkışma seansı yine başladı bu sefer tuttuğumu koparamam lazımdı son çırpınışlarımdı, ya batacaktım ya çıkacaktım Ben de çok memnun oldum Meral hanım Bir mahsuru yoksa telefon numaranızı verir misiniz? Sohbetiniz çok hoş insanı dinlendiriyor(Bu ciddi anlamda böyleydi) lütfen hayır demeyin. Tepkisiz kaldı ondan sonra bir kere söyleyeceğim aklında tutacaksın tamam mı?
Tamam, tamam dedim, Freud'un köpeği gibi komut bekliyordum, elimi alelacele çantamda ki kaleme attım ve yazmaya başladım, elimi kanatırcasına yazdım silinmesin diye. Bu hareketler onun da pek hoşuna gidiyordu o sadece gülmeyi tercih ediyordu, Nede olsa hiçbir erkek onun ilgisini çekmiyordu! Ben kimim ki?
Gideceğin yere kadar sana eşlik edeyim, Hayır cidden çok teşekkür ederim ama ben giderim. Kafeden çıkana kadar teşekkürler, rica ederimler havada uçuştu… Yine Sokak edebiyatına bürünmeye başladım telefon numarasını hemen rehbere ekledim Whatsapp'tan yazmaya başlayayım dedim. Numarayı ekledim arama kısmına “M” harfini tuşlar tuşlamaz Fotoğrafına bakayım dedim ama umduğum olmadı fotoğraf yoktu, olur ya Fotoğraf koymamıştır dedim, Son görülme de kapalıydı. Habeş maymunundan rahatsız ediliyorsun yazdım, tek tik oldu eve gidince görür nasıl olsa dedim…
Eve gittim ben de; spora falan gitmedim gündelik işlerimin hiç birini yapmadım, mesaj hâlâ tek tik mk. Ne oldu lan kadının başına bir şey mi geldi, Beni tanıdı hayata küstü… Saat 22:10'a gelince artık ben dayanamadım SMS attım. “Meral hanım iyi misin?” mesaj ulaşır ulaşmaz telefonum çalmaya başladı, arayan kişi meraldi; iyi akşamlar kusura bakmayın rahatsız ediyorum… Demeye kalmadan ne Merali ulan!.. Kimsin sen? İnsan bir özür diler bir de alay ediyorsun hâlâ Meral diyorsun.(Şaka yapıyor herhalde dedim, ama adam baya iyi oynuyordu.) Özür dilerim Ağabey kusura bakma. Pardon ama meral orada mı? Adamın siniri dindi biraz güzellikle dedi ki; Kardeşim telefon numarası bana ait, Sen yanlış numarayı çevirmişsin bir daha kontrol et!(Şaka maka adam baya baya ciddiydi, Havsalam almadı, beynime kan gitmedi meğer beni trollemiş be! Vay be ulan bizim hayatımız olmuş troll kalksınlar bizim gibi sırtlanı trollesinler, Resmen maskara olduk.) O gece uyuyamadım İbrahim Tatlıses gibi okula gittim gözümden uyku akıyordu bahçede oturdum yaktım sigarayı cehennemden çıkmış cennete doğru yol alan bir kul gibi içiyorum, gelen geçenleri göz ucuyla kesiyorum…
Oturduğum banka tahmin edemeyeceğim birisi gelip oturuyor ve güleç bir ifadeyle “Ee neden yazmadın bana?” Oha! Beklediğim kişi ama o kadar heyecanlı değildim mk uykusuzluktan tepki verecek durumda değildim… Ben de ki tepkisizliği görünce “Bu kadar üzüldün mü ya sen?” Ciddi bir yüz ifadesi ile evet üzüldüm dedim, hatta hastalandım, mutlu musun? Kadının yüzü birden düştü. Çok özür dilerim, böyle olacağını tahmin edemedim, Mesaj atarsın sonrasında gelecek tepkiyi ciddiye almazsın diye tahmin ettim. Mağdur edebiyatını çok iyi yaparım ben de lanet olsun fırsat görmeyeyim, Başladım yakınmaya; Benim bugün sınavım vardı ona çalışamadım ondan sonra bu hâlimle nasıl spora gideceğim nasıl çalışacağım ya işimden olursam? Gibi ağlamaklı bir ağızla bir yakındım… Peşinden koştuğum kadın artık avuçlarımın içerisindeydi dediklerimi yapmak zorundaydı bu sefer işi şansa bırakmamak için; telefonunu verir misin? Acilen arkadaşımı aramam lazım da. Hemen çıkardı telefonu verdi. Kendi numaramı aradım ondan sonra kendimi kayıt ettim dedim bu numara bana ait, Numarayı almak için illa hasta mı olalım? Tekrar özür dileyerek benim gitmem lazım derse gireceğim, tepkisiz kaldım tamamdır ne zaman biter dersin demeye kalmadan. Dersim bittiğinde seni arasam müsait olur musun? Sen iste ayaklarının altına paspas olurum diyesim geldi ama egosunu tatmin etmeyeyim, klasik bir cevap verdim; İşim olmazsa dün gittiğimiz yere gideriz olur mu? Tamamdır anlaştık o zaman, Görüşmek üzere…
Biraz dinleneyim ondan sonra ondan gelecek telefonu bekleyeyim dedim, uyuya kalırım korkusuyla okulda yatamadım, en iyisi dün gittiğimiz yere gideyim dedim, en azından uyuya kalırsam bile telefonu kasaya bırakırım oranın işletmecisi kadın hem telefona bakar hem de beni uyandırır.
Kafeye gittim kadına dedim çok önemli lütfen telefonla konuşun buraya çağırın, Okuldan kafe nereden baksan on dakika sürüyordu. Kadın tamam dedi, şu anlık her şey yolundaydı üç saatim vardı, masaya oturdum gözümü açtığımda kadın kolumdan çekiştiriyordu evladım uyan arkadaşın gelecek. Sigarayı sıkıştırdım dudaklarımın arasına elimi yüzümü yıkamaya gittim, kendime gelmek için bir kahve söyledim. Ha geldi ha gelecek kapıya bakıyorum aradan beş dakika geçti hâlâ yok. Hayda yine mi troll yapacaktı? Cidden pis söverdim bu sefer uykusuz olduğumda cinnet geçirmeye el verimliyim.
Telefonu elime aldım Direkt SMS attım neredesin? Dedim kafamı bir kaldırdım karşımda biti verdi. Sinirlerim birden yok oldu, gülerek merak ettim de seni yazayım dedim… Göstermiş olduğum ilgi hoşuna gidiyordu hatta pek beğeniyordu ama kabak çiçeği gibi açılmamdan korkuyordu. Ben yine dinleyici olarak oturdum köşeme tertipli bir şekilde dinlemeye başladım bu da bir güzel anlatıyor; sabahlara kadar dinler insan… Konu bu sefer farklıydı kendisinden bahsediyordu, basit insanlar sayesinde egosu doruklardaydı. Ailesinden söz etmeye başladı annesi babası ayrı, Tek çocuk Annesine istediği her şeyi aldırmış haliyle, ciddi anlamda her şeyi hak eden bir insandı ama bu kadar ego fazlaydı be!.. Babası ast subay beraber yaşamıyorlardı ama babasını her gün haberdar ediyormuş.
Ve konu istediğim yere geldi; Neden erkekler ile ilgilenmiyorum biliyor musun? Hayır dedim bilmiyorum!(Bisiklet kazası falan sandım ama öyle değilmiş fesat olmayın mk.) Hiç kimse dediği gibi olamıyor herkes bir şeylerden bahseder ama dediklerini yapamadıktan sonra bir hiçtir! Yapamadığın şeyleri dile getirmeyeceksin ya da yapacaksın. Bu yüzdendin hiçbir erkek bana dürüst gelmiyor.(Kadın resmen tüm erkekleri düzdü attı bir kenara) Haklısın! Bu erkekler hep böyle hepsinin köküne kibrit suyu. Ciddiyeti yine bozdum güldük, peki ben de öyle miyim? –bilmem bunu sen göstereceksin, bir beklenti içerisindesin çocuk değiliz davranışlarının farkındayım, başta ilgi çekmek için yapıyorsun sandım ama doğal hâlinmiş diye devam etti. Uzun uzun konuştuk, masadan ne o kalkmak istedi ne de ben. Hadi kalkalım geç oldu tamam kalkalım diyorduk ondan sonra yine kendimizi konuşurken buluyorduk, iki defa tekrarladı bu durum, Burada kalacağız böyle devam ederse. Bu sefer kalkabildik dışarıya çıktık çok rahattım bu kadın hakkında bilgi toplamam gerekiyordu, sosyal medya hesaplarına baktım takip ettiği sayfalar, Müzikler, Filmler benimle çok uyuşuyordu, mesajlaşmalarda Harika zaman geçirdik! Gag, memes, capsler yollamaya başladık telefon konuşmaları derken baya baya sevgili rollerine bürünmeye başladık. Sabahlara kadar mesajlaşmalar, konuşmalar, şiir okumalar falan günler dolu dolu geçmeye başladı. Bir hafta geçtikten sonra sabah mesajlarıma görüldü atmalar(Ben hiçbir şey yapmadım trip atmak veya neden böyle yapıyorsun gibi, umursanmayacak kadar küçük olaylardı.) Bir şey mi oldu demek için aradığımda telefonu meşgule attığında bir şeylerin ters gittiğini anladım.
Okula gittiğimde takıldığımız yere gittim, Merhaba çirkin şey nasılsın bakalım? Gülerek yanına gittim. Ciddi ol biraz bu laubali hareketler. Beynimden vurulmuşa döndüm, özür dilerim bir şey mi oldu canım, iyi misin? Hiçbir şey demeden hızlıca yanımdan gitti, of olay daha kötüydü hevesim geçsin diye benimle zaman mı geçiriyordu? Vay mk! Öz güven zedelenmesi yaşadım sigara istedim arkadaşımdan tinerci gibi sindim yere yılmaz güney oturuşu yaptım, yaktım sigarayı…
Derslere girmedim dört saat boyunca düşündüm neden bir anda böyle oldu? Diye, tüm ihtimalleri göz önünde bulundurdum, kendime pay biçmek istedim ama benim payıma düşen hiçbir şey yoktu. Aşağılık kompleksi yaşıyordum kafeye gittim yüzümden düşen bin parça oranın işletmecisi Merali tanıyordu araları da iyiydi. Meral yok mu? – yok abla gelecek birazdan. Oturduğumuz yere geçtim beklemeye başladım, mesaj yazacaktım ama yazmadım gurur devreye girince beynimle düşünemiyorum, kafa ile g*tüm yer değiştiriyor. Mesaj atmadım, aramadım sürekli girdim Whatsapp'a ama yazmadım. Gelmedi iki saat boyunca bekledim gelmedi, kadın acıdı hâlime geldi yanıma oturdu; ne oldu kavga mı ettiniz? Hayır abla! Bir şey anlamadım sabah bir geldim tanımadığım bir insan ile karşı karşıya kaldım. Evet, meral biraz değişiktir dedi, ne kadar zamandır tanıyorsun abla? Nereden bakarsak sekiz ay oluyor, bazen bana zorla yardım eder bazen masayı çamur gibi bırakır gider kasten yapmıyor sanırım, ne diyor bu kadın diyorum mk! Alay mı ediyor benimle? Ama haklı bir yandan ben de ona bir şey demedim sabah bir geldi tanımadığım bir insan karşımda, küfür edip dövmediği kaldı…
Çift kişiliğe mi sahipti? Deli mi lan yoksa? Korktum biraz sonuçta deli deliyi görünce sopasını gizlermiş… Belki de ortak noktamız buydu, ama yok yok öyle olamaz bu işin içerisinde bir şey vardı.
Kadınla konuşurken mesaj gelmiş farkına varmamışım “Kaç saat oldu beni hiç merak etmedin demek, yazıklar olsun! Bu mu senin sevgin?” Havsalam almadı şaka yapıyor sandım, saatlerce bekledim onu kafede, gelmedi. Seni kafede bekledim saatlerce neden gelmedin? Demez olaydım anamdan emdiğim sütü burnumdan getirdi. “Ya sen nasıl bir insansın ya? Hemen zeytinyağı gibi üste çıkıyorsun! Beni merak bile etmedin, öldüm mü? Kaldım mı haberin yok! Bir de kalkmış alay eder gibi bekledim seni gelmedin diyorsun… ”(Özet geçtim destan yazmıştı, türeyiş destanı yanından pasif kalır.)
Demir attığım deniz birden hırçınlaşmaya başladı, alabora olacağım galiba kesin bitti! Daha da öyle samimi olamayız bu olaylardan sonra, ben de hiç üstelemedim battı balık yan gider mantığı ile Peki iyi geceler Meral hanım…
Yine geldik başa resmen kuş uçuverdi, üzülmemeye çalıştım ama elimden bir şey gelmedi gittim tekel bayiden köpek öldüren şarap aldım. Odama inzivaya çekildim geceye kadar içtim, mesaj falan gelmedi geceyi yarıladım yatma zamanı geldi. Telefonuma bir mesaj geldi Fatura bilgilendirmedir diye tahmin ettim, telefona baktım Meralden mesaj var. Kesin elveda mesajıdır diye tahmin ettim; “Devam etmek istiyor musun? Uzunca bir yazı, vaat istemiyorum yaşayıp göreceğiz, zamana bırakacağız, zamanla göreceğiz. Evrim mantığı ile hareket edeceğiz güçlü olan değil! Ayak uyduran yaşar…” İçtiğim şaraptan olsa gerek sol gözüm tam olarak görmüyordu kör öldüm sanırım, alaylı bir cevap verdim; Ama bu hiç adil değil hep Babun olarak mı kalacağım? Tekrar gülmeler, konuşmalar başladı ama bu sefer seviye atlamıştık galiba biraz daha ciddiye binmişti ilişkimiz, Seviye atladıkça benim değerim düşüyordu. Bir sistem oluşuyordu sistemin zayıf halkası bendim durumdan şikâyetçiydim ama dile getirmiyordum, nasıl olsa böyle devam etmez diye düşünüyordum ama hiçte düşündüğüm gibi olmuyordu, gün geçtikçe mum gibi eriyordum. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik böyle bitmesin diye uğraşırken daha fazla ezilmeye dayanamadım ve patladım Allah kitap sövdüm en yücesinden en değerlisine kadar saydım sövdüm!(Çileden çıkardı mk) (Bknz: Tuttuğumuz iki meme yediğimiz y*rağın haddi hesabı yok!)
Bu sefer kesin bitti! Ben inatçı bir yapıya sahibim bir şeye kızmayı vereyim, Takıldığımız yerlerin hiç birine gitmedim Whatsapp'tan fotoğrafımı o gün okulda denk gelmediğimiz iyi oldu. Karşılaşmadık ertesi gün dayanamayıp bana mesaj attı “Sinan bey hemen engellemişsiniz ha hah ha…” Ne tasadüf mesajlarınızı okuyorum ben de. Engeli kaldırdın demek, yazık ne diyeyim?(Tam ayar olunacak model, Psikolojik savaş yürütüyor.) Hayır! Böyle bir acizlik yapmadım bu güne kadar hiç kimseye yapmamda bir de ekledim senin Engellediğin gibi kimseyi engellemem yani… Zoruna gittiği bariz belliydi sinirlendi ama istifini bozmadı. Aradan bir saat gibi kısa bir zaman geçti; ulan eskisi gibi samimi konuşmalara başladık. Bu sefer kuralları ben koymalıydım tek başın yapınca her seferinde olduğu gibi b*ka batıyorduk.
Aradım konuştuk biraz soğuktuk ikimizde laf lafı açınca kendi kurallarımı benimsetmek için isteklerimi söyledim sesini çıkarmadı kendisi de istiyordu.(o buralar çok iyi ne çektim be! Ne acılar, of be!) Nude atmasını istedim isteklerim istediğim gibi gelmeye başladı. Sınırları zorlamayayım dedim ama bu sefer o beni kaybetmemek adını istediklerimi yapıyordu, her türlü fotoğrafları attı, final olarak bir de şiir oku uyuyalım dedim. Şiir'de geldi!..
Ben temkinli davranıyorum olayı retrogasm'dan sıyırarak devam ettiriyorum, konuşmadığımız tüm olayları konuşuyoruz. Bir daha konuşuyoruz bana iyice güvenmeye başladı ama bu sefer öyle olmamalı. Bir yandan da kendi kurallarımı devreye sokuyorum bu gün okuldan sonra bize gidelim dedim, yine her zamanki cevabı alacağım sandım ”Hayır canım! Mis gibi temiz hava varken neden kendimizi betona mahkûm edelim? ”(ulan illa bir kılıf uyduracak) Ama öyle bir cevapla karşılaşmadım. Tamam, olur canım az işim var oraya uğrar sonra sana geçeriz, inanılmaz bir andı…
Okul çıkışı Sahafçılar çarşısına gittik dediği kitabı bulduk sonra bize geçtik.(Ulan sonunda istediğim oluyor, şeytanın bacağını kırdık.)
Bize geçtik balkondan çiçeklerim var onları gösterdikten sonra içeriye geçelim dedim beraber yemek yapalım dedik, sonra da bir güzel kahve yaparız dedim. Ne desem tamam diyor, Ulan bunun amacı ne? Neden böyle davranıyor? Yemek yapalım dedik ama zaman kısıtlı mk o zamanda ne yapabiliriz diye beyin fırtınası yapıyorum. Ulan yemek yapmak için eşya var ama zaman yok! Diğer kadınlarda eşya yoktu zaman vardı bu sefer tam tersi; Meral dört ayak üzerine düşmüştü. Salata yapalım mı dedim? Çok iyi olur, salata olursa daha iyi olur. Hemen şip şak salatayı yaptık, ulan çabuk bitsin diye Besili dana gibi yiyorum, yoksa diğer türlü zaman kalmayacak. Kahveleri ben yaparım, sen otur yorulma, çok hoşuna gitti. Türk kahvesini sakladım dedim ki Türk kahvemiz kalmamış ya, Filtre veya sade içsek olur mu? Bana uyar dedi…
Kahveleri hazırladım oturduk yan yana neden böyle oluyoruz? İkimiz de yıpranıyoruz dedim, bir yandan da Nuri alçonun gerilim müziği kulaklarımda canlanıyor. Öpmek istedim; yercesine öptüm. İnanılacak gibi değildi istediğim her şeyi yapıyordu, Normalde yanaktan öpmek için saatlerce uğraşmıştım. Madem istediğim her şey oluyor ileriye gitme zamanı gelmiştir; Atağa kalktım ses yine yok! Tamam, bu sefer olacak hay şom ağzımı s*keyim! Öldüğümü bilse babam beni arayıp sormazdı bu gün ne hikmetse beni görmeye gelmiş, hay mk bu nasıl olaydır ya?(Bu nasıl cenabetliktir lan? Kerhaneye gitsem kadınlar rahibe olur. Gökten kitap yağsa bana Kur'an düşer. Öyle bir bahtsızlık oldu babam geldi konuştuk okul nasıl gidiyor kızım? Ailen nasıl kızım? Klasik soruları dizdi de dizdi ondan sonra Merali eve bıraktım ağlaya ağlaya eve geldim…)
Yoldayken bana mesaj attı ama oralı bile olmadım okumadım hayal dünyam yıkıldı bu nasıl bir acıdır ya rab!
En yakın nalbura gidip selülozik tiner aldım bu acıyı tiner dindirir! Çekmeye başladım gelen mesaja baktım nasıl bir tepkime yaşadıysam mesajı anlamadım, daha doğrusu ciddiye almadım… Ara ara aklıma geldi ama halüsinasyon sandım.
Duş aldım ondan sonra bir mesaj daha geldi mesajları görüldü yapıyorsun demek, uzunca yazılar tekrar gündeme gelmeye başladı… Oku oku bitmiyor, Özet geçeyim: Benim tek bir amacım varmış sekis tövbe tövbe sekisle ne işim olur benim?
Ben nasıl böyle gafil avlandım? Meğer kadın kendisini canlı hedef olarak sunmuş kendisini bunun gibi bir olay geçmişte de vardı olayın adı şöyle; “Marina Abramovic- Rhythm 0”(Bu gösteriyi de siz araştırın bulun, kadını resmen s*kiyorlar ya…) gösterisini kendisine uyarlamış, ben bunu nasıl düşünemedim? Yukarıda da belirttim zaten böyle durumlarda kafam ile g*tüm yer değiştiriyor.
Bu sefer baltayı sert taşa vurduk koçum! Olay sarpa sardı (bkz:Doğu perinçek)180° dönsem bile fayda etmez hatta 360° dönsem bile bu iş olmaz! Perinçek olsam fayda etmez yani, ne diyeceğim ki hem Suni teneffüs yapıyordum aşkım ya. :S
Bu sefer bitti neyse daha fazla eşmeyeyim Sosyal medyaları kapatayım, numaramı değişeyim yoksa bunun diliyle baş edemez her hangi bir insan evladı. Mesaj geldi telefonu aç son kez konuşalım dedi. –Tamam, ama son olsun burada bitirelim. Tamamdır anlaştık, Açtım telefonu.
Başladı konuşmaya çok sakindi bitiyor diye huzurluydu hatta Tıpkı ilk zamanlarda ki gibi davranıyordu ezen tavırlarına geri dönüş yapmıştı. Sana bir soru soracağım ama bana net ol! Tamam.
“Amacın sadece benimle zaman geçirmek miydi?”
-Hayır! Kesinlikle böyle bir amacım yoktu ama sen bu kerteye getirdin, zor durumda bıraktın beni yapmış olduğun olaylar sıradan olaylar değil! Şimdi kalkıp her şeyi buna indirgeme, hem bu bir ihtiyaç daha önceleri de hayır dedin. Bunu sen kendin istedin her ne kadar ben istemiş olsam da bir nevi sen de o kadar istemiş oluyorsun…
“Saçmalama seninle yapacağın son iştir hatta dünyada yapacağım son kişi sensin, kendini nimetten sayma.”(Bak bak nasılda stratejik ataklar yapıyor, çok iyi psikolojik hamleler yapıyor.)
Bu lafları hazmedemedim tabii ilişki bitti, eve kapattım kendimi ulan ne yapayım? Nasıl yapayım? Ne yapsam da şunu g*t etsem?
Aradan bir gün geçti hiçbir şey bulamadım zaman geçmiyor, Adnan şenses gibi (S)oldum
Saçlarıma aklar düştü bir günde. Neyse ya bitti daha da çare bulunmaz buna, Andrey Tarkovski gelse buna senaryo uyduramaz. Telefon geldi yakın arkadaşımda kolon kanseri tespit edilmiş, depresyona da giremedik lanet olsun. Apar topar hastaneye gittim, moral olsun diye bizim çocuklar saçlarını kazıtacak; Beni de kervana dâhil etmek istiyorlardı ama ben saçımı 3 ayda uzattım evlat acısı gibi ama kararsız kaldım. Bana biraz zaman verin dedim geçmiş olsun dedim çıktım eve gittim…
Beyaz atlet, şort, terlik Televizyon izleme itemlerimi kuşandım; kuruldum televizyonun karşısına kanalları geziyorum. O değil de mk televizyonda da bir b*k kalmamış ulan hangi kanalı açsam bizim galaksi liderimiz çıkıyor. Bari kaynağından izleyeyim dedim açtım şanlı kanlı ATV'yi Cumhurbaşkanımız K0nya da anlamsızca izliyorum, bu kadar kalabalığı etrafında topluyor ama nasıl topluyor? Çok basitti cevabı. Kendimden utandım af edersiniz akp'nin lambası kafamda belirdi. Bu olay tamamen şöyleydi “Krizi fırsata çevirmek!” İşte bu be! Ummadık taş baş yarar dedikleri bu olsa gerek. İlk işim kapattığım instagram hesabını geri açmak oldu; hesabı açtım. Sabah ilk işim saç kazıma eylemi oldu beş arkadaş saçları kazıdık. Ben de ajitasyon olarak Fotoğrafı paylaştım bunu da atlatacağız elbet!.. Birkaç timsah gözyaşı alta gelen yorumlar da iç açıcıydı; Beklediğim kişi de yemi yuttu!


Evet, işte bu be! Balık zokayı yuttu…
Şimdi pot kırmadan oyunumu oynamam lazımdı, Meral çok şüpheci çoğu şeyi birçok kaynaktan araştırır. Önüne bir şey geldi mi ona inanmak yerine araştırmayı tercih eder. Sorgular, soruşturur ona göre bir adım atar. Düşman çetin kurallar koymuş olabilir, ama bizde simitçi değiliz hani. Evime geleceğinden adım gibi emindim geldiğinde bir şeylerin farkına varmasın diye karşı komşularımı da tembihledim. Ev tamamdır şimdi sıra geldi telefona Whatsapp'ı kendi telefonumda onayladım, kendime başka hat aldım. Kullandığım hattı külüstür bir telefona takıp arkadaşımın yanına bıraktım, Aradığında sadece ona cevap verecekti bir hafta gibi bir zaman sürecekti. İnandırmak zorundaydım Faşo ağanın bir sözü vardı. “Eğer bir yalanı yeterince uzun, yeterince gürültülü ve yeterince sık söylerseniz, insanlar inanır. İnsanları, bir yalana inandırmanın sırrı, yalanı sürekli tekrar etmektir.”(mk örnek verdiğim kişilere bak, yazının sonunda vatan partiye partizan olmaya giderim büyük ihtimal…)
İlk gün mesaj atmadı İmansız af edersiniz “atayiz” bunlar. Bekle bekle gece oldu ne bir arama ne de bir mesaj anlayacağınız geri dönüş yapmadı. Açtım yeşil çam takıldım bu gece. Sabah uyandığımda yine arama yoktu, ulan ölsek zütünde olmayacağız. Demek ki hâlâ araştırıyor, aradan geçen onca saatten sonra beklenilen mesaj geldi… “Sinan böyle bir durumda neden bana haber vermedin, düşman mı olduk?” Rol yapayım derken ciddi anlamda ağlayaraktan iyiyim dedim. Meralin böyle olaylara zaafı vardı, hemen o da ağlamaya başladı. Tamam, ağlama ya ben kimim ki zaten? Duygu sömürülerini kombo olarak döktürdüm. Ya böyle konuşma lütfen, çok pişmanımlar ağlamalar falan. Tamam, seni çok düşünmekten oldu, önemli değil oldu bir kere öleceğim belki ama seni sevdiğimi bil!(Arabesk rap'a bağladık mk: Ben seni çok sevdim sen neden bena böyle yaptın?) “Biliyorum zaten sana söylediğim kelimelerin içi boştu, bir anlam yüklendiği doğrudur sinirlendiğim için söyledim. Lütfen Sinan yanında olmama izin ver…”(zaten tek isteğim buydu.) Tamam, son günlerimde yanımda ol bari. Ailem duymamalı biliyorsun zaten babam kalp hastası ona bari bir şey olmasın…(Hal bu ki komodo ejderi gibi hiçbir şeyi yok.) bu nasıl bir fikirdir aman tanrım?
Aradan iki saat geçti eve geldi Meral, ilaçların nerede? Nasıl kullanıyorsun?(al işte o kadar plan yap ilaçları hiç düşünme bile, olayın içine sekis girince böyle oluyor…) Canım ilaç tedavisine daha başlamadım, kemoterapiye bir daha gireceğim ondan sonra ilaç kullanımı olacak…
“Yemek yedin mi?” hayır hayatım daha yiyemedim.(yemek yapmayı da bilmiyor; Beceriksiz!) pizza söyleyelim mi hayatım? Hayır! olmaz öyle ev yemekleri yemen lazım, ben sana bir güzel çorba kaynatırım şimdi; sıcak sıcak içiriveririm sana. Ne günah işledik kim bilir ne içeceğiz şimdi…
Uzunca bir uğraş sonunda tabaklara bir şeyler doldurdu ama çorba olduğundan emin değildim. Kanser ilacı yapmış sanki mk ikinci kaşığı alan kör olur. Bir de demez mi” nasıl olmuş canım? ”güzel tam olarak tadını alamıyorum hastalıktan dolayı ama çok güzel olmuş, derinden bulaşık deterjanı tadı geliyordu o zaten ayrı bir güzellik katmıştı.
Velhasıl kelam; dört beş gün böyle devam etti, Sonra doktora kontrole gideceğim dedim. Evet, kontrol günü bomba gibiydim hastalığı yenmiştim yani öyle cereyan ediyordu…

Velhasıl kelam; dört beş gün böyle devam etti, Sonra doktora kontrole gideceğim dedim. Evet, kontrol günü bomba gibiydim erken teşhis olduğu için hastalık ilerlemeden yenmeyi başarmıştım…
Normalde deli gibi sorgulayan insan bu konuda biraz sessiz veya pasif kalmayı tercih etti. Artık istediğim her şeyi yapacaktı şimdi gelelim planları hayata geçirmeye, ne olacaktı peki? Şimdi ne yapacaktım?
-Şimdi dediklerimi yapma zamanı; Madem elimdesin o bana sarf ettiğin laflarını yedirme zamanı, Beni eve bırakır mısın canım? “Tabii seni bırakayım, nasılsın iyi hissediyor musun? ” Sen yanımda olunca çok iyi hissediyorum.(Şaka maka tutuldu bana, tüm cenabetlik saçlardaydı sanırım.)
Eve geldik ben üzerimi değiştim geldim içeriye canım çıkarsana üstünü rahatla biraz, zaman geçirelim sonra gidersin. Hayır dememesi için aba altından sopayı gösterdim(eğer beni bırakırsan şöyle ölürüm, Böyle ölürüm falan.) bu sefer dediklerimi yaparken düşünerek yapıyordu kendisini bir obje veya meta olarak sunmayacaktı bana. Lafı hiç uzatmadan şahin ağabey samimiyeti ile birazda coşkun rahatlığı ile Bismillah dedim başladım. Senin göğüslerin mi büyümüş? Hayır be! Ne saçmalıyorsun. (bkz: Kezban mod:on) yanaştım yanına ya allah dedim avuçladım, ön sevişmeyi özet geçeyim detaylara inmeyeceğim daha fazla aralıksız azgın teke gibi uzunca dakikalar boyu seviştik böyle bir tahribatı ömrü boyunca yaşayamaz…
Sözlerimin sonuna gelirken şimdi ne oldu? Elime ne geçti? Yılın yavşağı olabilecek miyim?
Olan olaylar gündelik hayatta karşımıza çıkan tiplemelerden, elime hiçbir b*k geçmedi ama bu kadar ego bir insana fazla nesin sen? Herkes gibi bir insansın, basit insanlar sayesinde bu hâle gelmişsin onlara şükür etmen gerekirken, sen kalkmış onları aptal ilan ediyorsun…
Dip not: seni ifşa etmedim ama sen kendi kendini ifşa etmek istiyorsan buyur gel hırrımın!
(bkz: Ben yavşak değilim moruk)
(bkz:Yılın yavşaklığı.)
Öpüyorum bye.


3