her seferinde beni Sytherin'e secer sagolsun ♡
(bkz:harry potter)
porno ne yha bi kre izledm midem blandi kpattim .ss.s.s
kesinlikle bilincaltinin yansimasidir ve evet kesinlikle dogru yorumlamayi ancak psikologlar yapabilir. gordugumuz o butun antin kuntin, felaketli melaketli, garip ve egzantirik ruyalarin bilincaltimizda bir anlami var ve nasil cocuklarda bilincaltini cozebilmek icin resim ve boyama teknigi kullaniliyorsa terapilerde, bizler icin de bu teknik ruyalardir. en basiti yani kanimca.
cok genelleme yapmissiniz girilerde. arada benim gibi balli stajyerler de cikabiliyor. gecen sene calistigim x firmasinda kopek gibi calisip az para almistim, 11 saat mesai yapmistim, tatil alamamistim ama isi layigiyla ogrenmistim. gecen sene oyle bir staj gecirdigim icin suan acentelerden zirla teklif yagiyor bana. bu sene calistigim firmada da normalde stajyer almadiklari bir departmana 20 stajyerden sadece beni aldilar ve departmandaki herkes gecen seneki firmadan surekli maillestigim kisiler. 8 saat calisiyorum, 2 hafta tatilim var ve bir stajyere gore bok gibi para kazaniyorum.
burada gidilecek firma ve senin kapasiten onemli. sivrilen ve digerlerinden farkli oldugunu gosterebilen, yetenekli bir veletsen dikkat cekersin ve seni elinde tutmaya calisirlar. bos adama niye bisey ogretmeye calissin ki herif? verir 50 syf tur programi zimbala der. he onu yapmadim mi tabii ki onu da yaptim cicek bile suladim ama 30 tane acenteye bilgilendirme gonderdim her gun 5 tane grubun biletini de kestim vize kiti de yaptim. altin kurallar onemli.
burada gidilecek firma ve senin kapasiten onemli. sivrilen ve digerlerinden farkli oldugunu gosterebilen, yetenekli bir veletsen dikkat cekersin ve seni elinde tutmaya calisirlar. bos adama niye bisey ogretmeye calissin ki herif? verir 50 syf tur programi zimbala der. he onu yapmadim mi tabii ki onu da yaptim cicek bile suladim ama 30 tane acenteye bilgilendirme gonderdim her gun 5 tane grubun biletini de kestim vize kiti de yaptim. altin kurallar onemli.
hakkinda o kadar cok sey duydum ki, beni derinden, ama cok derinden sarsacagini dusundugum ve hala korkup izlemedigim film. Bir sure daha izlememeyi dusunuyorum.
uzun suredir kacip kurtulmak ve yeni bir hayat kurmak ile kalip savasmak arasinda kalmistim. referandumdan sonra degmeyecegini farkettim ve kararimi verdim. kararimi vermis ve ilk firsatta gidecegimi biliyor olmam bir nebze olsun rahatlatiyor.
turkiye de yasiyoruz! bastirmayacaksin da ne yapacaksin? yoksa sana bastirirlar
asiri dincilerin asiri sapik olmalari kadar normal bir sey yok ki?
(bkz:bastirilmis duygular)
(bkz:bastirilmis duygular)
herkesin hayatinda rothmans ictigi bir donem oluyor sanirim.
(bkz:parasizlik)
(bkz:parasizlik)
Bir arkadasimla bulustuk filmin ciktigi gun, Taksim'e gidip, Istanbul Kirmizisi icin iki bilet aldik. Bu filmin onceden yazilmis bir de kitabi oldugunu ogrendim, filmin yonetmeni tarafindan yazilmis ve hemen buldum kitabi, 137 sayfayi yaklasik 3 saatte tek oturusta bitirdim. Hayatimda bir ilkti. Sonra film hakkinda fazlasiyla olumsuz elestriler cikti karsima, okudum hepsini. Biraz hevesim kacti acikcasi ama gitmeye karar verdim. o gun, Cinemapink'in o rahat koltuklarinda, sen sakrak muhabbetimle filmin baslamasini beklerken beklentim fazlasiyla yuksekti. Film basladi, ilk 20 dakika "Allam ben buna mi para verdim, naptim ben" diye dusunmekle gecti. Sonra filmin sakinligine, monotonluguna ve derinligine git gide ayak uydurdugumu hissettim. Filmin birkac sahnesi vardi beni derinden sarsan, dusunduren ama ozellikle bir sahne, beynime kazindi, kafamda fisekler patladi, tam o anda... Eski yazar Orhan, yillardir Londra'da yasiyor ve Londra'ya tasinmasini saglayan basina gelmis o cok kotu olaydan beri ne Istanbul'a gelmis ne de eline kalem almis, asla yazmamaya karar vermis. Istanbul'da bilmem kacinci gunu, bir kafede bir seyler okuyor. Garsondan hesabi talep ediyor. Hesabi yazan kiz, kalemi masada unutuyor. Orhan kaleme, kalem ona bakiyor uzunca. Sonra Orhan, sanki 30 yildir "hapis hayati" yasayan bir "erkek" gibi, kaleme saldiriyor, aklindan gecenleri unutmaya korkarmiscasina hararetle yaziyor. Gunlerce yaziyor. Orhan'in kalemle bakistigi tam o an, yazar olmaya karar verdim. Ben, kendimi bildim bileli sanatin neredeyse her dalinda faaliyet gosteriyorum, edebiyatin her donemine ve turune ilgim var uzaktan ya da yakindan. Ama nedense, bir sanat daliyla yakindan ugrasmaya cabalamak, dunyamin icine sokmak, ozellikle de orkestradan ayrildigimdan beri cok korkunc ve imkansiz geliyordu bana. Bu sefer, yazar kisiligimle ilgili kararim kesin. Rahatlamak ve fikirlerimi, duygularimi ifade etmek, korkularimdan, tramvalarimdan siyrilmak icin yaptigim "yazma" eylemi hakkinda bu karari vermis olmaktan mutluluk duyuyorum ve icimde tarif etmesi guc ve anlamsiz bir rahatlama var, tabii her zamanki gibi korku ile. Film ve filmin bana hissetirdikleri hakkinda annemle uzunca konustum ama nedense bu karari vermis oldugumu anneme soylemedim, kimseye de soylemek istemedim. Sanki birine soylersem, biri bu hayalimi ogrenirse basaramayackmisim gibi hissettim niyeyse. kitabi okuyali ve filmi izleyeli 3 ay oldu sanirim, yaklasik 3 aydir, o karari verdigimden beri haftada en az 3 kitap bitiriyorum ve her gunde en az 1 sayfa yaziyorum. 1 aydir da bir kediyle ilgili roman yaziyorum ama konusunu soylemicem, olur da bir gun basarsam supriz olsun. Sonuc olarak istanbul kirmizisini okuyun, okutun ama film hakkinda cok bisey soyleyemeyecegim, hayal kirikliligina ugratabilir.
(bkz:istanbul kirmizisi)
rizelilere karsi oldum olasi bir nefret, bir kin hissederdim ve sebebini anlamazdim, reisin rizeli oldugunu ogrendigimde bu nefret farkli bir anlam kazandi. tesekkurler reis.
zamaninda offline olmadan hunharca gif paylastigim ve denemeler yazdigim plartformdur. annem bile kullaniyordu ama her guzel sey gibi onun da boku cikti. tumblr bulusmalari hele, bir tanesine katilayim dedim 4 sene once, baktim 30-40 tane green day tisortlu ergen kadikoy rihtimda halay cekiyor kosarak uzaklastim.
bir izmirli olarak sadece memleketimin dugunlerine katilmayi severim. onun haricinde ic anadolu, ozellikle ve ozellikle karadeniz dugunleri, bak yazarken bile boncuk boncuk terledim, benden uzak alla yakin.