Ülke politikası olarak bilemeyeceğim ama millet olarak yahudiler çok ırkçıdır, rahatlıkla söyleyebilirim. Yahudi olmayan (yahudiliği dini ve milli kimlik olarak beraber düşünürler) biriyle evlenmek yasaktır. Birkaç istisna dışında bu pek mümkün değildir. Hatta yahudi(ibrani) olmayanlara da "goyim" derler.
Hami-sami dil ailesine mensup bir dildir. Aramice, eski mısır dili, arapça, berberice, babilde, süryanice gibi dilleri barındırır bu aile.
Neredeyse iki bin yıl resmi olmayan, sadece evlerde ve ibadethanelerde ayinlerde kullanılan bu dil, siyonist yahudilerce başarıyla diriltilmiştir. Bugün israil devleti'nin resmi dili olan yidce(yiddiş) yanında aşkenazi, sefarad, buharim gibi farklı coğrafi lehçelere de sahiptir.
Neredeyse iki bin yıl resmi olmayan, sadece evlerde ve ibadethanelerde ayinlerde kullanılan bu dil, siyonist yahudilerce başarıyla diriltilmiştir. Bugün israil devleti'nin resmi dili olan yidce(yiddiş) yanında aşkenazi, sefarad, buharim gibi farklı coğrafi lehçelere de sahiptir.
Hint-avrupa dil ailesinin slav dilleri koluna mensuptur. İlk duyanların kulağında szcymiş scıyimiş gibi bir yankı bırakır. Diller ile ilgilenen kişilerce zor öğrenildiği söyleniyor.
Çin'in eski başkenti changan'dan başlayıp orta doğu, anadolu ve trakya'ya kadar uzanan kadim ticaret güzergahı.
Türkler tarih boyunca bu yolun hakimiyeti için çinliler, iranlılar ve araplarla mücadele etmiştir.
Hindistan'dan başlayıp anadolu ve orta doğu'ya ulaşan baharat yolu ve sibirya ile hazar denizi'nin kuzeyine uzanan kürk yolu da diğer tarihi ticaret rotalarıdır. Tüm bu yollar coğrafi keşifler sonrası eski önemini yitirdi. Uçak ve gemi teknolojilerindeki ilerlemelerle bu eski rotalar tamamiyle bütünlüğünü yitirdi.
Türkler tarih boyunca bu yolun hakimiyeti için çinliler, iranlılar ve araplarla mücadele etmiştir.
Hindistan'dan başlayıp anadolu ve orta doğu'ya ulaşan baharat yolu ve sibirya ile hazar denizi'nin kuzeyine uzanan kürk yolu da diğer tarihi ticaret rotalarıdır. Tüm bu yollar coğrafi keşifler sonrası eski önemini yitirdi. Uçak ve gemi teknolojilerindeki ilerlemelerle bu eski rotalar tamamiyle bütünlüğünü yitirdi.
İnsanları kastlara ayırmayan, herkesi eşit vatandaş sayan ilkedir. Farklılıklar (köylü, şehirli) vardır ama biri birine üstün değildir. Yani teoride...
İnsanlar haklarını bilmediğinden, hala köle ve tebaa mantığıyla, kendi seçtiği adamlara efendi muamelesi yapıyor. Ee halk için olması gereken devlet de halkı sömüren en büyük güce dönüşüyor.
İnsanlar haklarını bilmediğinden, hala köle ve tebaa mantığıyla, kendi seçtiği adamlara efendi muamelesi yapıyor. Ee halk için olması gereken devlet de halkı sömüren en büyük güce dönüşüyor.
"Yerinde saymak gerilemek demektir" demiş Atatürk. İnkılapçılık da sürekli ilerlemeyi, yenileşmeyi gerektirir. Yani ilim çin'deyse çin'den alınır, istikbal göklerdeyse göğe çıkılır.
Atatürk'e "bize bir doktrin lazımdır. Fikirler başka şekilde yasayamaz" dendiğinde O, "doktrin koyarsak inkılabı dondururuz" demiştir. İşte inkılapçılık, donmaya, yerinde saymaya karşıdır.
Atatürk'e "bize bir doktrin lazımdır. Fikirler başka şekilde yasayamaz" dendiğinde O, "doktrin koyarsak inkılabı dondururuz" demiştir. İşte inkılapçılık, donmaya, yerinde saymaya karşıdır.
Colomb'tan sonra amerika kıtası için kullanılmış. Bugünse sınırları madden daralan ama teknoloji vasıtasıyla giderek esneyen bir dünyadan bahsediliyor. Fiziksel olarak değil bilişsel olarak sınırsız bir dünya. Yeni düzen, yeni insan, yeni fikirler... kimisi için homo- deus olma yolunda ilk adım, kimisi için küreselleşen lanetli yeni dünya düzeni.
Bence çağın gerisinde kalan her toplum için tüm yenilikler tehlikelidir. İnsanlık gelişirken sen izler ve konumunu almazsan colomb karşısındaki yerliler gibi ağzın açık bakakalırsın.
Bence çağın gerisinde kalan her toplum için tüm yenilikler tehlikelidir. İnsanlık gelişirken sen izler ve konumunu almazsan colomb karşısındaki yerliler gibi ağzın açık bakakalırsın.
Nereden baktığına bağlı olarak değişen kavram. Bir yahudi simsar için başka, budist rahibi için başka anlamlar taşıyabilir bu kelime.
Bugün içinse zenginlik, sahibi olduğun taşınır ve taşınmaz mallarla ölçülüyor. Küreselleşen ve kapitalistleşen dünyamızda insanlar, banka kartları ve maaş tutarlarıyla, adlarının önündeki unvanlarla varoluyor.
Bugün içinse zenginlik, sahibi olduğun taşınır ve taşınmaz mallarla ölçülüyor. Küreselleşen ve kapitalistleşen dünyamızda insanlar, banka kartları ve maaş tutarlarıyla, adlarının önündeki unvanlarla varoluyor.
"Saadet kapısı" anlamında kullanılırmış. Demek insanlar için istanbul'un o zaman da taşı toprağı altın görülüyormuş.
Ilımlı islam modelinin en büyük başarısı. Gerçek yüzlerini yumuşatarak halktan saklıyorlar. Örf, adet, gelenek, milli(!) Değerler vs. Diyerek sapkın düşüncelerinin üstünü örtüyorlar.
Kız çocuklarının başını örtmek, kadin-erkek ayrı otobüsler istemek, karma eğitime karşı çıkmak şu anki en popüler istekleri.
Halk içinde bu sapıklara ses çıkarmamak onları onaylamak anlamına geliyor. Cesaretleniyorlar, nabız ölçüyorlar.
Kız çocuklarının başını örtmek, kadin-erkek ayrı otobüsler istemek, karma eğitime karşı çıkmak şu anki en popüler istekleri.
Halk içinde bu sapıklara ses çıkarmamak onları onaylamak anlamına geliyor. Cesaretleniyorlar, nabız ölçüyorlar.
Kendini sadece iktidarın yaptığı şeylere cevap veren bir yapıya indirgemek, kendi fikir ve projelerini üretememek.
Neredeyse bağımsız bir akım değiller, adeta iktidar olmazsa onlar da olmazmış gibi hareket ediyorlar.
Neredeyse bağımsız bir akım değiller, adeta iktidar olmazsa onlar da olmazmış gibi hareket ediyorlar.
Diriliş ertuğrul, mustafa armağan, kadir püsküllüoğlu...
Vallahi oturuyorlar. Oturmasınlar istiyorum ama oturuluyor. Hep şişman, geniş omuzlu kişiler oturuyor. Ter kokuyorlar. Çok yer kaplıyorlar. Off dertliyim biraz toplu taşımadan, lanet olsun dar gelirlilik...
Bazı insanları kafaya takmamak. Ama olmuyor işte, varlıklarıyla bütün enerjisini alıyorlar insanın.
Askerde günde bir paket sigarayı içince oluyordu öyle. Hele acemilikte bütün gün bağıra bağıra marş söylüyorduk, üstüne soğuk. Bütün koğuş köh köh...