her seçimde acı bir şekilde yüzleştiğim gerçektir.
partilerin seçim propagandasını bırakıp oylarına sahip çıkmaları lazım. yoksa bu adamlar mümkün değil gitmezler
yarın bir bokun değişmeyeceği durumu ile yüzleşmek
son 10 yılın (bazı illerde) en çekişmeli seçimi olması ile, en azından bazı iller için saçma bulduğum yargı. İyi parti'nin çoğu ankette balıkesir gibi bir ilde önde götürmesi, beni kat kat heyecanlandırıyor.
sevindim tabi büyük şehirleri akp kazanamadı chp kazandı diye ancak sistem aynı. komünizmin de değiştereceğini sanmıyorum. doğrudan demokrasi gelmedikçe. halk, adamları değil kararları seçmeli.
Aslında ülkedeki mali akışın yerel yönetimlerden hazineye doğru olduğu gerçeğini düşündüğünüz zaman değişimden umutlanmak o kadar da mantık dışı değildir. Zira belediyelerdeki kadrolardan ödeneklere, projelerden yolsuzluk dosyalarına kadar her şey el değiştireceği için bu seçmen nezdinde iktidarın itibar kaybetmesiyle sonuçlanır.Buna istinaden devrim olgusu da daima özelden genele sirayet eden bir süreçler silsilesidir. Yerel yönetim tabanında çoğunluk olarak destek bulamayan bir iktidar kimseye sözünü dinletemez. Ekonomi zaten berbat bir durumdayken şayet kayyum atama hatasına düşerlerse de bu defa işler iyice zıvanadan çıkar, olacakların önünü kimse alamaz.
Muhalefet partileri kendini aşıp adalet yürüyüşleri yapmazsa, yerellerde insanları katılimcı siyasete katmazsa hiçbir sey değişmez. Chp'nin bi ara yaptığı adalet yürüyüşü enteresan bir çıkıştı ama arkası gelmedi. Demek ki chp yönetimi ve arkasındaki güçler çok mutlu olmasalar da halinden memnundurlar. Ekmek elden su gölden geçiniyorlar. Tbmm faaliyetiyle Maaşlarını alıp çatır çatır yiyorlar.