ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı

atticus finch
vladimir lenin tarafından ww1'in sonlarına doğru yazılmış kitap. sanılanın aksine s*kik müfredatın hepimizin beynine ortaokulda kazıdığı wilson ilkeleriyle bir alakası yoktur. üstadın basitçe çok uluslu devletlerde egemen ulus - ezilen ulus ilişkisini analiz ettiği ve ezilen ulusun kendi kaderini tayin etme hakkını anlattığı kitaptır.

üstat kitapta genelde marx ve engels'in irlanda sorununa bakış açısından alıntılar yapar ve ukkth'ye başarılı bir örnek olarak norveç'in isveç'ten ayrılmasını gösterir. çarlık rusya devletinin hakimiyeti altındaki türklere ve diğer müslüman halklara ettiği eziyetten bahseder, sosyalistlerin bu halkların kendi kaderlerini tayin haklarını desteklemeleri gerektiğini söyler.
atticus finch
bizim solda genel olarak yapılan bir hata var. ukkth'nin çok yanlış anlaşılmasıyla alakalı bir durum bu. şöyle sanılıyor; ulusların kendi kaderlerini tayin hakkı öyle bir şeydir ki, bunu destekleyenler kayıtsız şartsız "a" ulusunun "b" ulusundan ayrılmasını desteklemek zorundadırlar. bu anlayışa göre bir kişi (bir sosyalist) aynı anda hem ukkth'yi destekleyip hem de soruna bölünme haricinde farklı çözümler yaratamaz!

kitabı baştan sona okuyan birisi fark etmiştir. lenin, ulusal sorunda sosyalistlere "ayrılığı kayıtsız şartsız desteklemelisiniz" gibi bir zorunluluk dayatmaz. ulusların kaderlerini tayin hakkını desteklemek, adı üstünde bir ulusa kendi kaderini kendisi tayin etmesi hakkını vermek demektir. yani ben bir sosyalist olarak kürtlerin türkiye'den bölünmesini istemiyor, kürtlerle beraber dostça yaşamak istiyor olabilirim (ki aynen de böyle istiyorum) ama ukkth'yi desteklediğim için kararı onlara bırakırım, yani onlara kendi kaderlerini belirleme hakkını veririm. ukkth'nin özü budur, ukkth sosyalistlere "azınlık ulusun devlet kurmasını istemek zorundasın" gibi bir dayatma yapmaz.
1