somut olmayan kültürel miras

franz
Sözlü anlatımlar, sözlü gelenekler, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüel ve festivaller, halk bilgisi, evren ve doğa ile ilgili uygulamalar, el sanatları geleneği gibi kültürel ürünleri ve üretim süreçlerini ifade eden kavramdır.

Unesco tarafından Temsili listede yer alan Türkiye'ye ait unsurlar şunlardır:

1. Meddahlık
2. Mevlevi Sema Töreni
3. Aşıklık Geleneği
4. Karagöz
5. Nevruz
6. Geleneksel Sohbet Toplantıları
7. Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali
8. Alevi-Bektaşi Ritüeli: Semah
9. Tören Keşkeği Geleneği
10. Mesir Macunu Festivali
11. Türk Kahvesi Kültürü ve Geleneği
12. Ebru: Türk Kağıt Süsleme Sanatı
13. Geleneksel Çini Ustalığı
14. İnce Ekme Yapma ve Paylaşma Kültürü: Lavaş, Katırma, Jupka, Yufka

Bunun yanısıra halk şiirleri de bunlar arasında.

Tabii somutluk ne pek anlamadım ben açıkçası. Mesela lavaş somut bir şey. Yeyince kayboluyor diye mi somut olmayana giriyor, sorarım.
kam
Görünce sözlükte böyle bilinçli birinin olmasına tam sevinmiştim ki sadece kopyala yapıştır yaptığınızı görünce üzüldüm. Oradaki somutluk şudur, bir gelenek kuşaktan kuşağa aktarılarak devam ettirilir ve bunun aktarıcıları tamamen öldüklerinde o gelenek kaybolur. Mesela tehlikede olan türk dilleri üzerine bir sempozyumdaydım birkaç ay önce, bu diller somut olmayan kültürel mirastırlar, çünkü son birey öldüğünde bu kültürel değer ortadan kalkacaktır. Dünyada çok fazla kültürel değer var ve unesco'ya üye ülkelerin kendi komisyonları yılda 4 dosya sunabilirler, yani kendi ülkelerinden 1 yıl içerisinde en önemli 4 değer seçip sunabilirler ve bunlar incelenir incelenir ve unesco uygun gördüklerini bu listeye alır. Bu listeye şu gözle bakın, bunlar türkiyedeki değerlerdir evet ama bu listeye alındıkları zaman tüm dünyada yaşayan insanların hazinesi olarak bakılır bu değerlere. kültür turizmi açısından da bir ülkeye çok büyük getirileri vardır, sırf bu listedeki ürünleri görmek, tatmak için turistler gelir. Karagöz'ün yunanlılar üzerinde görülmesi sayesinde dünyanın parasını kazanmaktadırlar. Son yıllarda kahve de bizim lokum da bizim gibi iddiaları vardır, bunlar onların üzerinde olursa mesela çok büyük bir gelir elde ederler turizmden. Yemek olayında çok örnek var ama ritüeller, inançlar çok ilginçtirler, önemlidirler ver korunmaları gerekmetedir. Bu sebeple unesco üye ülkelerin kendi ülkelerinde "halkbilim" dersleri okutmalarını zorunlu kılmıştır. Bu bizim açımızdan çok güzel bir girişimdir çünkü adamlar zorunlu tutmasa biz ne kültürümüzü koruyacağız ne kültürün ne demek olduğunu bileceğiz. İlkokulda şu an seçmeli olarak 5-6-7 deydi sanırım halk kültürü dersi veriliyordu. Bu dersi halkbilim mezunları vermesi gerekirken ilahiyatçılar, sosyal bilgiler öğretmenleri vs. herkes veriyor ve niteliksiz bir girişim oluyor. Bence şeriatçı bir toplum yaratmak istedikleri için ülkemiz daha küçükten bu çocukları halk kültürü dersinde şeriatçı hocalarla zehirliyor, bu yanlıştan dönülmesi gerek diyeceğim ama bilinçli olarak yapılan bir şey. Herneyse bu olay burada kısaca anlatılacak bir olay değil, yüzeysel aktardım somut olmayan kültürel miras olayını. Esen kalın