Selami diran capin

hzezel
Ermeni asıllı gazeteci, yazar ve köşe yazarı. Korkusuz köşe yazıları ile beğenileri toplamıştır. isveçte yaşadığı bilinmektedir.
baran anlattı
ODTÜ felsefe mezunu 28 yaşında gazetecidir. Sosyal medya da bulunan yazıları gündeme dair muhteşem analizler bulundurmaktadır. yazılarını daha çok görmeyi umut ediyoruz.
ickial
Türkiyede satışta iki psikanaliz içerikli romani vardır.
ya ölünce bitmiyorsa ve tanrı çok yakın adlı kitapları mutlaka okunması gereken muhteşem eserlerdir.

ayrıca kendisine ait bir yazı.
Bir insanın ateist olması, onun güzel #ahlak sahibi olduğu anlamına gelmez. #Ateizm sadece beli bir konuda belirtilen tek bir görüştür. Bu görüşün kişinin hayatında yer edinen diğer hiçbir konu ya da davranışa etkisi yoktur. Nasıl ki her #dindar #ahlaksız'dır demek #saçmalık'tan ibaretse, her ateist ahlak sahibidir demek de aynı derecede saçmalıktır.
-Şu söylemin gerçeklik payı vardır; #Ateistler genel hatlarıyla hem içerik olarak, hem de #bakışAçısı olarak #teist kesime oranla daha gelişmiş bireylerdir.
-Ancak genel yanılgı kişinin ateist olduğu için geniş bir içerik ve bakış açısına sahip olduğudur. Bu kesinlikle kişisel gelişimini hala yeterli sayılabilecek seviyeye çıkaramamış ateistlerin ortaya çıkardığı egosal bir dogmadan öte bir şey değildir.
- Eleştirel düşünce yapısına sahip her birey, bunun doğal ve mantıklı bir sonucu olarak yaşadığı her an, sahip olduğu içeriği doğru yönde arttırmaya meyillidir. Eleştirel düşünce yapısına sahip bir bireyin daha zeki, daha eşitlikçi, daha merhametli bir görüntü çizmesi, onun düşünce yapısının karakterinde ortaya çıkardığı ürünlerden bir kaçıdır. Varoluşun kaynağına dair küçük bir ayrıntı olan ateizme yönlenmesi de bu ürünlerden biridir.
-Çevremdeki bazı #insanlar ve #sosyal #medya'daki birçok #ateist sayfa tarafından insanlara zorla empoze edilmeye çalışılan 'ateist insan #dürüst #insan'dır' saçmalığına prim vermeyin.
-
#SelamiÇAPIN
-
blackangel65
en son yazdığı yazısı

-Aranızda astroloji bilimi ( bilim! ) ile ilgilenen, ya da en azından burcunun ne olduğunu umursayan kim varsa okumasını ŞİDDETLE tavsiye ederim ;)
----Astroloji neden saçmalıktır;
1- Çünkü #astroloji #Yerküre'nin evrenin merkezi olduğuna inanılan zamanlardan kalma bir inançtır ve hala daha astrolojiyle ilgili bütün hesaplamalar #Güneş'in, gezegenlerin ve yılız kümelerinin Yerküre çevresinde döndüğü kabul edilerek yapılır.
2- #Zodyak kuşağını oluşturan yıldız kümeleri yalnızca Yerküre'den bakılınca #balık, #terazi, #oğlak vb. gibi görünür. Normalde bu yıldızlar küme halinde, birlikte bile bulunmazlar, birbirleriyle alakaları yoktur. Yalnızca buradan bakınca yılık yamuk şekiller oluştururlar. Üstelik bu şekiller #mükemmel bir şekilde balığa ya da aslana benzemez. Örneğin Yunanlıların centaur'a (insan başlı at) benzettikleri yay süt kepçesi ve çaydanlığa daha çok benzer. Belki de #astrolog'lar bunu dikkate alıp yay burcunun özellikleri arasına İngiliz usulu sütlü çayı sevmeyi eklemeliler.
3- Astrologlar Güneş'in her birinde 1 ay konuk kaldığı 12 #burç olduğunu iddia eder. Ne kadar düzenli değil mi? Yılda 12 ay var ve Güneş her burç üzerinde eşit sürede kalıyor. Halbuki gerçek hiç de öyle değil. Zodyak üzerinde 13 takım yıldızı var. Yılancı adında akrep burcunun süresinden çalan 13. bir burç daha olmalıydı. Burç kuşağının sözde düzenliliği yok olacağı için astrologlar bunu görmezden geliyor. #Komik bir şekilde astrologların güya Güneş #akrep üzerindeyken doğduğu için akrep burcu olduklarını iddia ettiği ve “ay tipik bir akrebim, tüm özelliklerini taşıyorum” diyen safların bir kısmı akrep burcu bile değil.
4- Bir de her burcun bir yönetici #gezegen'i var. #Merkür, #Venüs, #Mars, #Jüpiter, #Satürn, #Uranüs, #Plüton, #Ay ve Güneş. Evet astrologlar Ay ve Güneş'i de mecburen gezegen gibi sayıyorlar çünkü gezegen sayısı burç sayısından az. Buna rağmen yönetici gökcisimleri yeterli gelmiyor ve boğalarla başaklar Venüs'ü paylaşmak zorunda kalıyorlar. Her iki burcun da yönetici tanrısı Venüs (#Yunan mitolojisindeki #Afrodit)
5- Plüton artık gezegen sayılmadığına göre akreplerin yönetici tanrısı bundan sonra Plüton(#Hades) değil mi? Astrologlar bu konuda yeni bir düzenleme yapacak mı? Yayların ve akreplerin Mars'ı paylaşmasına karar verilecek mi? Peki ya bugüne kadar yapılan “Plüton Aslan burcuna girdi, iş hayatınızda yeni riskler almanın tam sırası” tarzı yorumlar hiç yapılmamış mı sayılacak? Zavallı akrepler Güneş'i konuk ettikleri sürelerini yılancı burcuyla paylaşmak zorunda olmaları yetmezmiş gibi şimdi de tanrılarını kaybettiler.
6- Gezegen konusuna devam edelim: Eski Yunanlılar astrolojiyi uydurduklarında(!) yalnızca Jüpiter'e kadar olan gezegenlerden haberdardılar. Yani Uranüs'ün kovanın, Neptün'ün de balığın gezegeni olduğunu filan söylemiyorlardı. Bunlar 1781 yılında Uranüs'ün, 1846'da Neptün'ün keşfinden sonra astrologlar tarafından eklendi. Neptün, Uranüs'ün yörüngesindeki düzensizliklerin onun ötesindeki muazzam bir kütlenin hayalet gibi dolaşıyor olmasından kaynaklanabileceğinin anlaşılması üzerine Uranüs üzerinde çekim gücü uygulayan bu hayaletin kütlesinin ve konumunun Uranüs'ün hareketlerine bakılarak tamamen matematiğin gücüyle hesaplanması sonucu bulunmuştur. (Muhteşem değil mi!? Neptün bir matematik problemiydi!) Neptün'ün bulunmasından sonra bütün gezegenlerin ismi Roma mitolojisinden geldiği için bu yeni gezegene de böyle bir ad verilmesine karar verildi. Ve sırf mavi olduğu için (bir de bilim adamlarının canı öyle istedi diye) ona deniz tanrısı neptün (Yunan mitolojisindeki Poseidon) denildi. Uyanık astrologlar da Deniz Tanrısı olsa olsa balıkların tanrısı olur dediler. Neptün değil de Minerva(Athena) adı verilseydi muhtemelen başka bir burca yamayacaklardı.
7- Plüton'un hikayesi de bunu gibi: 1930'da keşfinden sonra kamuoyuna yeni gezegene isim arandığı duyuruldu. Bir lise öğrencisinin Plüton olsun demesi üzerine talihsiz (eski) gezegenimiz ölülerin tanrısı oluverdi. 1930'dan önce doğan akreplerin hiçbirine yeraltı tanrısının etkisinde olduğu söylenmiyordu. Her şey rastgele seçilmiş bir isimden sonra başladı, Rezzan Kiraz yıllarca gözlerini aça aça “Plüton, yeraltının, ölülerin tanrısı Hadestir, çok dikkatli olun” gibi şeyler söyledi. Bakalım şimdi ne diyecek.
8- İnsanlar bu bilimsel açıklamalardan sonra genellikle “Tamam belki yıldızlar bizi etkilemiyor ama belli dönemde doğan insanlar belli özellikleri taşıyamaz mı? Benim tanıdığım tüm başaklar şöyle, tüm kovalar böyle…” derler. İnsanların burçlarının özelliklerini taşıdığı herhalde çağımızın en büyük mitlerinden biri. Üstelik bilimsel olarak çürütülmesi o kadar kolay ki! Örneğin 1988 yılında John McCall adlı bir astrolog bir röportajında insanların burçlarını tahmin etmede %80 başarı gösterdiğini iddia etti. Bunu üzerine Virginia Üniversitesinde iddiasını #test etmek için davet edildi ve 28 denekten yalnızca 8'inin burcunu bilebildi. Rastgele yapılan eşleştirmelerde de aynı sayı elde ediliyordu. Yani John McCall salladı ama tutturamadı.
9- San Francisco üniversitesindeki bir araştırmada da 28 astroloğa kendilerine verilen karakter testi sonuçlarına göre burç eşleştirmesi yapmaları söylendi. Şapşal astrologlar 83 denemede yalnızca 28 doğru sonuç aldı. Bu da yine herhalde üniversiteye sokulacak bir maymunun yapacağı rastgele eşleşmeden çıkacak sonuçla aynıydı.
10- Burç özellikleri yazılırken o kadar yuvarlak ifadeler kullanılıyor, her bir burç için o kadar çok karakter özelliği yazılıyor ki tutmaması imkansız. Dikkat edersiniz burçların özellikler aslında birbirine benziyor. Örneğin duygusallık belirgin özelliklerinden biri olmayan bir burca “aslında içten içe duygusaldırlar” diye yazıp bu burca mensup duygusal insanları da ikna edebiliyorlar. İnsanlar zaten birkaç özellik tuttuktan sonra diğerlerine kendilerini inandırmaya başlıyorlar. Üstelik burç özellikleri genellikle insanların sahip olmak istedikleri özellikler olduğu için herkes burcunu çok seviyor ve gerçek olmasını istiyor. Yani nerdeyse bütün burçlar yaratıcı, zeki ve özgür ruhlu. Aslında dangalağın teki de olsa kimse “yok ben o özellikleri taşımıyorum” demiyor, “meğersem ben yaratıcıymışım” diyorlar.
11- Astrolojinin temelinde evrenin ve dünyanın değişmez ve mükemmel olduğu görüşü vardır. Bu yüzden astrolojiyi ortaya atanlar muhtemelen zodyak üzerindeki takım yıldızların ezeli ve ebedi olarak o şekilde dizildiğine inanıyorlardı. Fakat dünyanın hareketine bağlı olarak yıldızların gökyüzündeki konumları yüzyıllar içinde yavaşça değişmektedir. Bu kısa vadede burçların tarihlerinde kaymaya neden olurken uzun vadede zodyak (Güneşin üstlerinde geziyormuş gibi göründüğü takım yıldızlar kuşağı) üzerindeki burçların başka takım yıldızlarla (ör: orion, ejderha, kuğu…) yer değiştirmesine neden olmaktadır. İlk insanlar bambaşka bir gökyüzünün altında yaşıyorlardı ve onların burçları farklıydı.
12- Bazen burcunun özellikleriyle ne kadar zorlarsanız zorlayın bağdaştırılamayan insanlar da çıkıyor ama astolojide çareler tükenmez: burcunun özelliklerini taşımıyor musun? Demek ki yükselenin seni etkiliyor! Bu durumda şöyle bir şey oluyor: zaten 12 burç var bir de herkesin yükseleniyle birlikte 2 burcu oluyor yani burç özelliklerinin tutma olasılığı 6'da 1'e kadar çıkıyor. Yükseleniniz de tutmadıysa üzülmeyin sakın, kesin doğumunuz sırasında gezegenlerin oluşturduğu (yalnızca astrologların anlayabileceği) açılar size farklı karakter özellikleri kazandırmıştır, astroloji peşinizi bırakmayacaktır.
13- Bir de insanların nasıl burçları tahmin ettiklerine (ya da edemediklerine) dair bir şey anlatayım: Bir gün mor saç boyası almaya kozmetik dükkanına gittim. Tezgahtar teyze ellerinde öyle garip renkler bulunmadığını söyledi ve bana niye öyle iddialı bir renk istiyorsun, gergedan burcu musun dedi. (böyle demedi tabii gerçek bir burç söyledi) Ben hayır deyince o zaman teneke grubundansın dedi. Toplamda 1 burç ve 1 grupla 4 tane burç tahmininde bulunmuş oldu, tutturma şansı 3'te 1'di. Tutturamadı ama tutturma olasılığı çok yüksekti ve bu yüksek olasılık gerçekleşseydi astrolojinin bir kez daha yanılmazlığını gösterdiğini sanacaktı.
İşte böyle sevgili arkadaşım, sen de kesin aslan burcusun, değilsen de kesin su grubundansın.
ya olimpos
genelde sosyal medya profilini takip ettiğim hem pkk'ya hem devlete eleştirilerde bulunan yazar. selami diran capin ODTÜ felsefe mezunudur. hem devletçiler hem pkk'lıların sevmediği buna rağmen hiç bir zaman sözlerini esirgemeyen yazar gibi yazar.
laikus
---İnsanın içindeki kötülüğü ortaya çıkarmasında, sonrasında bu kötülüğün karakterinin neredeyse tamamına hükmetmesinde evindeki musluğun payı çok büyük... Musluk deyip geçme arkadaş! Zira o musluk sayesinde her gün evine su taşımak zahmetinden kurtuldun. Banyo ihtiyacını bir dere kenarında, ya da farklı bir su kaynağında gidermekten kurtuldun. Şu anda 'bunun insanın kötü olması ile ne ilgisi var?' diye içinden geçirdiğini duyar gibiyim... Sabırlı ol arkadaş, anlatıyorum :)
---O musluktu sana her gününden en azından bir saatini boşa çıkaran... Bir saat daha fazla vaktin oldu o musluk yüzünden düşünmek için ve belki o bir saat içinde karar vermiştin sırf senden daha üstün diye komşunu öldürmeyi! Ya da belki o 1 saat içinde karar verdin herkesten üstün olman gerektiğine... Ya da o 1 saat kişisel çıkarlarının her şeyden, herkesten önemli olduğuna inanmanı sağladı kim bilir?
---Tüm suçu da musluğa yüklememek gerek tabi. Elektriğin, motorun, fosil yakıtların... hemen her buluşun parmağı var bu kötü keşifte! Onlar yüzünden fark ettin ne kadar iğrenç bir yaratık olduğunu... onlar sayesinde insan özündeki pisliği fark edecek zamanı buldu! İlkel kabilelere dön bir bak; Sürekli çalışmak, su taşımak, yiyecek aramak zorunda olduklarından, daha huzurlu, daha saf görünüyorlar şehirli insana oranla. Sürekli koşuşturmacalarının içerisinde birazcık boş vakitleri kalsa bile, onu da soluklanmak için harcıyorlar. Zira yarın yeniden başlayacaktır yaşam savaşları...
---İşin en trajik yönü de bu canım arkadaşım... Kimse, hiçbir insan masum değil! İyi ya da zararsız insan diye bir şey yok! Sadece koşullar var; Kimisini durmadan çalışmaya, kimisini de yeni günahlar icat etmeye iten koşullar...
---Yine de hepimiz kendimizi çoğunlukla iyi biriymişiz gibi hissediyoruz. Kötü olduğumuzu fark edebileceğimiz anlarımızda da kendimizi bundan sıyırmak için mutlaka bir bahane buluyor, bir şekilde aklanıyoruz her zaman yine kendi bilincimizin kararıyla!
---Bana öyle geliyor ki arkadaşım; İçinden seyretmek için olabilecek en iğrenç bedenle gelmişiz bu Dünya'ya... Herhangi bir hayvanın masumiyetine sahip olmak varken, hazlara karşı doyumsuzluğu ile övünen insan bedeni reva görülmüş hepimize... Hadi bi sigara daha yakalım o zaman ;)
#hayat #insan #iyi #kötü #ahlak #yaşam #dünya # Selami diran ÇAPIN
laikeycle15
bir birinden muhteşem 2 kitabı vardır. tanrı çok yakın ve ya ölünce bitmiyorsa.
Ayrıca korkusuz bir gazetecidir umarım diğer gazeteciler gibi bu genç abimizide kodese tıkmazlar
0 /