pazarda su satmış efsane nesil

zeybek
bunlar hep şehir efsanesi şeyler. garanti bankası reklamını ufakken izleyip ondan hallenmek gibi bir şey. canına yandığımın ülkesinde herkes mi bu klişeler etrafında bi hayat sürdürmüş, merak uyandırcı.
kucuk bir cingen cocugu
Yıl 96. 8 yaşında bir ben ve yanında 10 yaşında arkadaşı. Geceden buzluğa gömdükleri suyu sabah izmir gültepeden alıp levent pazarına satmaya götürürler. Sonuç olarak su ısınır ve paleler g.tüne baka baka eve döner. The end.
ataturkekber
Sanırsam ben olayı birazdaha ileri boyutlara taşımış ve çocukken ülkem insanının zayıf dini duygularından yararlanıp zemzem bile satmıştım.
(O zamandan belliymiş işletmeci olacağım)
Siz benim zemzem dediğime bakmayın.
Olay tam şöyle
Hac&umre malzemeleri satan bir dükkan vardı ve bu dükkan zemzem satardı. Plastik bidonları işi bitince kenara atardı. Bu bidonlar 15 litreye tekabül ederdi ki 10 -12 yaşlarında benim için bunu taşımak zordu. Olsun işin sonunda para vardı.
Bunları doldurur doldurur bir güzel satardım.
Peki nereden doldururdum?
Evden dolduramazdım çünkü olay açığa çıkardı elbet.
Evimizin tam karşısında cami vardı ve suyu kireç gibiydi.
"Ulan günde 5 defa ezan okunuyor hoparlör evin içinde bari şu suları doldurayımda bi işe yara be cami" bakışı attım bian.
Doldurdum ve başladım işe. baya para kaldırdığımı hatırlıyorum. Soranlara mekkeden geliyor dememde işe ayrı bir kutsiyet katarken çevre esnafın tepkisini çekmemde uzun sürmedi haliyle.
Bu işin son bulması bir "hacı abinin" (sakalından dolayı)
Yalancılar diye bağırmasıyla bitti.
Hasılı bizim nesil krizi fırsata çevirebilen nesil vesselam.