orhan veli kanık

sikko
1914 doğumlu türk şair. şiirlerinin yanında birçok deneme, hikaye yazıları da vardır. garip akımının önderi. kendisini "ben orhan veli" şiirinde şöyle anlatmaktadır;

"Yazık oldu Süleyman Efendi'ye"
Mısra-i meşhurunun mübdii..
Duydum ki merak ediyormuşsunuz,
Hususi hayatımı,
Anlatayım:
Evvela adamım, yani
Sirk hayvanı falan değilim.
Burnum var, kulağım var,
Pek biçimli olmamakla beraber.
Bir evde otururum,
Bir işte çalışırım.
Ne başımda bulut gezdiririm,
Ne sırtımda mühr-ü nübüvvet.
Ne İngiliz kralı kadar
Mütevaziyim,
Ne de Celâl Bayar'ın
Sabık ahır usağı gibi aristokrat.
Ispanağı çok severim
Puf böreğine hele
Biterim
Malda mülkte gözüm yoktur.
Vallahi yoktur.
Oktay Rıfat'la Melih Cevdet'tir
En yakın arkadaşlarım.
Bir de sevgilim vardır pek muteber;
İsmini söyleyemem
Edebiyat tarihçisi bulsun.
Ehemmiyetsiz şeylerle de uğraşırım,
Meşgul olmadığım ehemmiyetsiz
Sadece üdeba arasındadır.
Ne bileyim,
Belki daha bin bir huyum vardır.
Amma ne lüzum var hepsini sıralamaya?
Onlar da bunlara benzer.

müşfik kenter'in oynadığı "bir garip orhan veli" oyununu izleyebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. bu şansı yakalayamayanlara sikko'dan dev hizmet. buyrunuz efenim, oyun izlemeye benzemez ama ses kaydıyla idare ediniz.
2
atticus finch
ağlasam sesimi duyar mısınız,
mısralarımda;
dokunabilir misiniz,
gözyaşlarıma, ellerinizle?
bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
bu derde düşmeden önce.
bir yer var, biliyorum;
her şeyi söylemek mümkün;
epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
anlatamıyorum.

orhan veli kanık
harflervekibrit
1914-1950 Orhan veli, yazar sadece mezar taşında. Bu tesadüfi kafiye o kadar hoşuma gitmişti ki hangi yılda ölsem diye düşünmüşlüğüm vardır. Zaten kendisinin de böyle şeylere kafa yorduğunu kitabe-i seng-i mezar şiirinde görürüz.
Bir gün Orhan veli ve Yahya Kemal(aruz ölçüsünün o yıllardaki temsilcisi) vapurda karşılaşırlar. Orhan veli ona aruzla yazdığı bir şiirini okur, Yahya Kemal çok beğenir: "gençler bizi geçecek anlaşılan," der. Orhan veli: "efendim kusura bakmayın, ben bunları dalga geçmek için yazıyorum," der. Aruz ile yazar, kendini kanıtlar, ondan sonra Türk şiirinde istediği devrimi yapmak için adım atar. Divan şiiri sadece Arapça Farsça eğitim almış saraya yakın belirli bir kitlenin yazabildiği ve anlayabildiği bir şiirdi. Orhan veli bu gidişe bir dur demiş, kesin ve etkili adımlar atmak için ilk zamanlar adeta saçma sapan şiirler yazmıştır. Onun amacı sokaktaki insanların da şiir yazabileceğini, şiirin kimsenin değerlendirmesine ihtiyaç duyulmayacak bir kavram olduğunu cümle aleme göstermekti. Gösterdi de. Neden bir şiirde "nasır" kelimesi geçmesin ki, dedi. Neden Süleyman efendi gibi "önemsiz" birine şiir yazılmasın? Tüm kuralları alt üst edip "şiir"in tanımını değiştirdikten sonra kendi kimliğini bulmuş derin şiirler yazmıştır. Yapılamayacak olanı yapmış büyük bir insandır.
zeybek
ölü bulunduğunda cebinde çok parası olmayan ve son şiirini diş fırçasına sarmış olarak bırakan şair.

bir garip orhan veli. izmir devlet tiyatrosu'nda tayfun erarslan hoca tarafından 10 yılı aşkın süredir sahnelenen tek kişilik oyun. üstadın hayatını murathan mungan eserinden izleyebilmek mümkün. müthiş bir dekor ve akıcılık.
edit: oyuna iki yıl evvel gittim. fırsatı olan mutlaka izlesin.

cem karaca da durmamış orhan veli'nin bedava yaşıyoruz şiirini yorumlamıştır. ruhları şad olsun.

betaxx
Benim, bardağın, sürahinin
Önümüzdesin, rengin uçmuş.
Bu; eski, sevdiğim bir duruş;
Elin içinde benimkinin.

İçelim! Madem ömrümüz hoş
Geçmiş, tatmamışız ayrılık.
Madem ne bardağımız kırık
Madem ne de sürahimiz boş.

Bir gün ikimizden birimiz
İçmek veya doldurmak için
Burada olmayabiliriz.
seni sectim aybalam
Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!...
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
di gora bave tenim
kimse duymadan ölmeliyim
ağzımın kenarında
bir parça kan bulunmalı.
beni tanımayanlar
"mutlak birini seviyordu" demeliler.
tanıyanlarsa, "zavallı, demeli,
çok sefalet çekti.."
fakat hakiki sebep
bunlardan hiçbirisi olmamalı
ofelia
Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasın!
Öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın…