oportünist

tarihsel maddeci
bu kelime, siyasi tartışmalar sırasında sık sık kullanılır ve kullanan bir anda tartışmada haklı konuma "yükselmiş gibi olur". o kelimenin anlamını, bir de hikmet kıvılcımlı'dan dinleyelim.

"oportunizm" : son yıllarda türkiye "sol" unun en çok kullanılan "sözcük"lerinden biri oldu.
"türkiye" de bir şey "çok kullanıldı" mı, mutlak en az anlaşılan ve en çok adam korkutan umacı olmuştur. saltanat zamanı "gâvur", cumhuriyet zamanı "komünist" ne idiyse, bugün, büyük çoğunluğumuz için gene odur. daha doğrusu komünist sözcüğü finans - kapitalist için ne ise, gâvur sözcüğü tefeci - bezirgân için odur. solcular için de oportunist sözcüğü aynı şey oldu.
gençler gördük. en içerledikleri kişiyi bir vuruşta yerin dibine batırmak için kullanabildiği en müthiş sıfat "oportunist" oluyordu. dedesinin "gâvur", babasının "komünist" sözcüklerini kullandıkları yerde, genç "oportunist"i kullanıyordu. o tür gençlerin kendilerine yahut "oportunist" yıldırımı ile yere serdiklerine sırası düşüp içtenlikle, ne demek istendiğini sorduğumuzda düşmanlık duygusundan başka bir yorumla karşılaşmadık.
hemen hepsince : "oportunist" : "beğenilmiyen adam" dı! çoğu kez, adamın beğenilmeyişi bile, onu "oportunizm"le damgalıyanın kendi öz kanısı değildi. işitmişti bir yerden. ve inanmıştı ki, o "oportunist" sayılan kişi, iflâh olmaz bir "oportunist" idi. tıpkı, köylümüzün "gâvur"; esnafımızın "komünist" (son zamanlar "anarşist") dediği şey önündeki tepkisi idi bu. nedenini, içyüzünü bilmeden, araştırmayı ise ulu günah : "günah'ı kebiyr" sayarak kullanılıyordu bu sövgü...
biraz da haklıydı gençler. kimse onlara "oportunizm"in ne olduğunu aydınlatmıyordu. herkes onlara parmakla bir sürü "oportunist" gösteriyordu. örnek gösterilen kişi olunca, başka derinlemesine çabaya hâcet kalmıyordu. aslında hepsi aydın gençlerin bir bölüğü idiler. günlük derslerinden, sınavlarından, hele son zamanlardaki heyecanlı "eylem" lerinden vakit bulup ta şu oportunizmin ne olduğunu araştıramıyorlardı. içlerinden en dürüstleri, haklı olarak oportunizmin herkesçe kolay anlaşılacak bir tanımlamasını vicdan azabıyla kıvranarak rastgeldiklerine soruyorlardı. " (Hikmet Kıvılcımlı - Oportünizm Nedir? 1970)