merkantilizm

gumpzero
Osmanlı'nın çöküşünü derinden etkileyen düşünce, ticari değerin gümüş altın gibi maddeler olduğunu benimseyerek tarımı bir çırpıda silmiştir.
sophos
Devletin zenginliğini, ülkeye değerli maden girişine bağlayan iktisadi doktrin.

Batı Avrupa'da on beşinci yüzyıldan 18. yüzyıla kadar yaygın olan bu anlayışa göre, bir ülkenin güçlenmesi ve itibar kazanması altın ve gümüşün fazlalığına bağlıdır. Merkantilistlere göre kalkınma, ithalatın az, ihracatın çok olmasıyla mümkündür. Bu sayede ülkeye giren maldan daha fazlası ihraç edilerek değerli maden miktarı arttırılabilir.
1
iron
Avrupa'da 15. ile 18. yy. arasında yani kapitalizmin hemen öncesinde uygulanan ekonomik sistemin adıydı. Kelime, tacir anlamına gelen Latince 'merkator'dan geliyor. Değerli madenlere sahip olmanın zenginlik sağlayacağı inancı. 15. yy.'da kağıt para yoktu. Madeni para altın, gümüş gibi değerli madenlerden üretiliyordu. Bu dönemde sömürgelerden elde edilen altın/gümüş ülkenin zenginliğinin artmasına katkıda bulunuyordu. Merkantilist yaklaşıma göre; ithalat ülkeden metal para (altın/gümüş) çıkışına, dolayısıyla ülkenin fakirleşmesine neden oluyor, ihracat ise bunun tam tersini zenginliğin artmasını sağlıyordu. Merkantilistlere göre, bir ülke ne denli para ya da değerli madene sahip olursa o denli zengin sayılmaktadır.

Gelişen ticaret burjuvazisinin, güçlenebilmek ve yeni bir dünya kurabilmek için her şeyden önce kendisini koruyacak bir üst kuruluşa, ulusal sınırlara, mal ve can güvenliğinin sağlanmasına, belli bir sınır içinde ölçü ve kanun birliğine gereksinimi vardır. Bu gereksinimler ise ancak 'ulusal devlet' biçimindeki bir kuruluşça gerçekleştirilebilirdi. Nitekim, merkantilist ekonomi ve burjuva sınıfı geliştikçe, ulusal devletin kuruluşu da hız kazanmıştır. Diğer ülkelerden daha önce ulusal devlet niteliğini kazanmış olan İngiltere, merkantilizmin –İspanya ile birlikte- ilk uygulandığı ülkedir.