merdo

kargalı karga paşa
Çok sevdiğim ancak bir o kadar da dinleyemediğim bir Aşık Mahsuni Şerif türküsü. Neden dinleyemediğimi aşık mahsuni şerif başlığında anlatmış ve buradan bunu yapacağımı duyurmuştum.


Biz altı kişi kadar aynı sokakta doğmuş büyümüş insanlardık. Her birimiz farklıydık tabi. Ama hepimizden çok ayrı olan biri vardı o da Cenk.

Cenk 16'lı yaşlarına kadar ailesinin tuttuğu bir dükkanda yaşamak zorunda kalmıştı. Odası dükkan içerisinde karton koliler ile bölünmüş bir alandı. Sonra bizim sokağa taşındılar mutlu olduk.


Cenk inanılmaz zeki bir adamdı. Lise bitti. Bir çok üniversite kazandı ve hepsi de kıyak fiyakalı bölümlerdi. Ama Cenk okul bittiğinde çok paraya sahip olmak hemen iş bulmak istiyordu. Bu yüzden sürekli okul değiştirdi. Sürekli olarak bıraktı ve sınava girdi. En son izmir'de gemi kaptanlığı okuyordu.


İnanç konusunda kafası çok karışıktı. Alevi bir aileden geliyordu. Kendisi bir hristyan, bazen müslüman, çoğunlukla ateist, yoğunlukta deist olabiliyordu. Sorguluyordu elbet ancak cenk biraz becemiyordu bu işi sanki. En son görüştüğümüzde her zaman ki gibi çardakta oturuyorduk. Cenk için Eko (Ekrem) bana dedi ki "kanka biliyor musun Cenk budist olmuş?!" dedi. Ben de "Ya kardeşim ben saygılı insanım bu tür şeylere ama inek boynuzuna mı tapınıyosun len!" diyince cenk "ineğin boynuzu olmaz sanki ama..." dedi. Tabi ki olurdu ama o kadar gülmüştük ki cevap vermedim o an.


Cenk ruh gibiydi. Yolda yürürken birden aramızda bitiverirdi. Sessiz sakin konuşurdu. Birden konuştuğumuz konu hakkında konuya girince hepimiz bir irkilirdir. "Hay a**** k***** senin cenk! Ruh gibi nerden geliyorsun a***** k*****!" deyince "Olm selam verdik ya!" diye sakince çıkışırdı. Giderken de ruh gibi birden kaybolur. Yanımızdan gittiğini "olm cenk nerde lan? Yine nereye kayboldu bu deli?!" diye aramızda tartışarak fark ederdik.

Cenk'in lakabı firavun idi. Cenk firavunlara insad edilen tarzda uzun bir top sakal bırakırdı. Yakışıklı da çocuktu cenk.


Ayrıca ticarete kafası hiç basmazdı. Çok ticaret denemesinde bulundu. Tek tekeri kırık bir mısır arabası aldı. O arabayla bimden aldığı colayı vs. satmaya çalıştı falan ama olmadı.


Bu arada cenk doğuştan oyuncuydu. Türkiye'nin ilk internet dizisini çekerken kendisine bir çok rol vermiştik. Bunları beceremem dediyse de bizi şaşırtmıştı performansıyla. Orijinal bir ses tonuna sahipti cenk. Aynı zamanda bir çok bilgisayar oyununu legendary seviyesinde oynardı.

Buraya kadar sabırla okudu iseniz teşekkür ederim. Burdan sonrası içinde biraz çok az sabır rica edeceğim.

Hani o yukarda anlattığım inek boynuz muhabbeti vardı ya. Heh o gün cenk yanımıza da biraz zorla geldi aslında. Bize selan vermeden eve transit girmek istemişti. Apartman kapısında uğraşırken "ulen pezemenk selamsızdan mı geliyon?!" diye bağırınca "ooo beyler napıyonuz kankimler!" deyip hepimizle tokalaşıp yanımıza oturdu. Giderken de "kanka hep burda mı takılıyonuz artık?" diye sordu. Yarın için sözleştik. Kendisini özlediğimizi yarın da piiz yapacağımızı anlattık. Tamam dedi.

Biz orda oturduk ama Cenk gelmedi. Annesi nazlı teyzemiz sordu balkondan çıkıp bilmiyoruz dedik uğramamıştı yanımıza. Sabaha karşı telefonum acı acı çaldı. Arayan diğer bir arkadaşım uğurcan'dı. Cenk ile aynı binada oturuyordu. Daha doğrusu cenk uğur'un binasında oturuyordu onların kiracısıydı. Cenk, babasının apartman görevlisi olduğu binanın bodrum katında kendini asarak intihar etmişti.

Hani böyle şeyler hep haberlerde televizyonlarda olur ya, hiç başınıza gelmez sizin. Hani bir şekilde atlatılır hissi var ya. O hisle iki sokak falan aşağıda olan yere benim o zaman ki arabaya atlayıp son sürat gittim. Ölmemiştir çünkü ve yetişirsek hastaneye gideriz. Binanın önünde anne babası ağıt yakıyordu. Ne yapacağımızı bilemeden mahalle büyüklerimiz girmeyin deselerde biz dinlemeyip kardeşimle görmek istedik. İnanmazdım çünkü. Girdim. Cenk tek başına ifadesiz soğuk bakışlar biraz pişman ve endişeli bir suratla, yarım açık göz kapakları ve boynunda kendini astığı iple yerde cansız yatıyordu.

Bundan tam bir yıl önce , 21 temmuz'da kendine ardında bir mektup, neden yaptığına dair en ufak bir iz bırakmadan gitti cenk. Bizi de komplo teorileriyle bıraktı gitti.

Neden mi merdo? Bu cengo'nun en sevdiği ve bence cengo'nun yaşadıklarına en çok uyan türkü idi.

Buradan bu vesileyle sana bir mezar taşı da ben yontmuş olayım sevgili kardeşim. Annen ile konuşamıyoruz bizi her gördüğünde ağlamaya başlıyor hala. Sana en çok kızgın olduğumuz birinci konu ailen. İkinci konu ise bize her ne boktan derdin varsa anlatmadan kaçman. Ama yine de özledik ve çok seviyoruz kardeşim. Buraya senin için türküyü de neşrettim. Unutulmadın yani merak etme sakın.

"Sana bir gün olsun gülmedi hayat
Kaderi berbat merdo merdo
Burası gurbet burası gurbet

Gelme demedim mi merdo
Dönme demedim mi
Vururlar seni merdo merdo
Söylemedim mi? söylemedim mi?

Köprünün başında pusu kurarlar
Seni ararlar merdo merdo
İzin sorarlar seni kırarlar

Gelme demedim mi merdo
Dönme demedim mi
Vururlar seni merdo merdo
Söylemedim mi? söylemedim mi?

Mahsuni yanıyor derdo bitti baharı
Bahar ayları merdo merdo
Soldu dağları yeşil bağları

Gelme demedim mi merdo
Dönme demedim mi
Vururlar seni merdo merdo
Söylemedim mi? söylemedim mi?"