laik sözlük yazarlarının en sevdiği şiirler

moskovakurdu
gözlerin gözlerime değince.
felaketim olurdu,ağlardım.
beni sevmiyordun,bilirdim.
bir sevdiğin vardı,duyardım.
çöp gibi bi oğlan,ipince.
hayırsızın biriydi fikrimce.
ne vakit karşımda görsem.
öldüreceğimden korkardım.
felaketim olurdu,ağlardım.
ne vakit maçka'dan geçsem.
limanda hep gemiler olurdu.
ağaçlar kuş gibi gülerdi.
sessizce bir cigara yakardın.
parmaklarımın ucunu yakardın.
kirpiklerini eğerdin,bakardın.
üşürrdüm,içim ürperirdi.
felaketim olurdu,ağlardım.
akşamlar bir roman gibi biterdi.
jezabel kan içinde yatardı.
limandan bir gemi giderdi.
sen kalkıp ona giderdin.
benzin,mum giderdin.
sabaha kadar kalırdın.
hayırsızın biriydi fikrimce.
güldü mü cenazeye benzerdi yüzü.
hele seni kollarına aldı mı.
felaketim olurdu ağlardım.
pamerg
hikayesi gözlerimi doldurmaya yeten bir şiirdir.

Ey saçları “alagorsan” kesik hanım kız!
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!

Bacağımla alay etme pek topal diye.
Bir sorsana o topallık bana nereden hediye ?

Sen Şişli'de dans ederken her gece gündüz,
Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz

Yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
Siz salonda dans ederken bizler savaştık .

Ey dudağı kanım gibi kıpkırmızı kız,
Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!

Olan işler dimağını azıcık yorsun!
Biliyorum elbisemle eğleniyorsun;

Biliyorum baldırını o kadar nazla
Örten bir tek ipek çorap kıymetçe fazla

Benim bütün elbisemden... Hatta kendimden...
Biliyorum: Çünkü bugün şu dünyada ben

Neyim? Bir hiç... İşe güce yaramaz topal...
Sen sağlamsın, senin hakkın, dünyadan zevk al:

Çünkü orda düşmanlarla boğuşurken biz
Siz muhteşem salonlarda şarap içtiniz!

Ey gözünün rengi bana yabancı güzel,
Her yolcunun uğradığı ey hancı güzel!

Sen yabancı kucaklarda yaşarken her gün
Yapıyorduk bizde kanla, barutla düğün.

Sen o sıcak odalarda cilveli, mahmur
Dolaşırken... Biz de tipi, fırtına, yağmur,

Kar altında kanlar döktük, canlar yıprattık;
Aç yaşadık, susuz kaldık, taşlarda yattık.

Sen açılmış bir bahardın, biz kara kıştık;
Bizden üstün ordularla böyle çarpıştık...

Gülme öyle bana bakıp pek arsız arsız
Sen ey dışı güzel, fakat içi çamur kız!

Sana karşı haykıranı, mecbursun dinle;
Bugün hesap göreceğiz artık seninle:

Ben cephede geberirken, geride vatan
Aşkı ile bin belalı işe can atan

Anam, babam, karım, kızım, eziliyorken
Dağlar kadar yük altında... gel, cevap ver, sen

Bana anlat, anlat bana, siz ne yaptınız?
Köpek gibi oynaştınız, fuhşa taptınız!

Anavatan boğulurken kıpkızıl kanda
Yalnız gönül verdiniz siz zevke, cazbanda...

Ey nankör kız, ey fahişe unutma şunu:
Sizin için harp ederken yedim kurşunu.

Onun için topal kaldı böyle bacağım,
Onun için tütmez oldu artık ocağım.

Nazlı nazlı yatıyorken sen yataklarda
Sallanarak ölü kaldık biz bataklarda.

Kalbur oldu süngülerle çelik bağrımız,
Bu amansız boğuşmada öldü yarımız,

Ya siz nasıl yaşadınız? Bizim kanımız
Size şarap oldu sanki... Şehit canımız

Güya sizin mezenizdi! Yiyip içtiniz;
Zıpladınız, kudurdunuz arsız, edepsiz!..

Gerçi salonlarda senin “yıldız”dı adın,
Hakikatte fahişesin ey alçak kadın!

Ey allıklı ve düzgünlü yosma bil şunu:
Bütün millet öğrenmiştir senin fuhşunu.

Omuzun da neden seni fuzuli çeksin?
.........................................
Kinimizin şiddetiyle gebereceksin!..

1926

Hüseyin Nihal Atsız
atticus finch
onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serip gelişen hayatın düşmanı.

çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına:
çürüyen diş, dökülen et,
bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler,
ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet.

bursa da havlucu recebe,
karabük fabrikasında tesviyeci hasana düşman,
fakir köylü hatçe kadına,
ırgat süleymana düşman.
sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman...

nazım hikmet ran
yassikoheninoglu
BE HEY DÜRZÜ


ne ararsın tanrı ile aramda
sen kimsin ki orucumu sorarsın
hakikaten gözün yoksa haramda
başı açığa niye türban sorarsın


rakı şarap içiyorsam sanane
yoksa sana zararım içerim
ikimizde gelsek kıldan köprüye
ben dürüstsem sarhoşkende geçerim


esir iken mümkünmü ibadet
yatıp kalkıp atatürke dua et
senin gibi dürzülerin yüzünden
dininden de soğuyacak bu millet


işgaldeki hali sakın unutma
atatürke dil uzatma sebebsiz
sen anandan yine çıkardın amma
baban kimdi bilemezdin şerefsiz

Neyzen Tevfik
rigmo
şiir demek, miractanyuvarlananninja demektir bu böyle biline. şiirlerle dans eden hanımefendidir kendisi. Ben pek anlamam şiirden. Dinlerim okurum denk gelirse öyle özel bir ilgim yok.
edit: imla
dreammirror
Bir ucu bir kuyuda kaybolan rüzgârlı bir şosede
bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
yüzü saçlarıyla örtülü kavuşma saatımızın
bir de ağır yürüyor ki deli olmak işten değil
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
ben de telefon direğine bağlıyım kollarımdan
yüreğim de yorgun mu yorgun duracak nerdeyse
bir de alnıma bir su damlıyor aynı yere artsız arasız
Bana doğru yaklaşıyor kavuşma saatımız yalnayak
ben de seni düşünüyorum da seni düşünüyorum
ben de seni düşündükçe o da ağırlaştırıyor yürüyüşünü
bu böyle giderse yıkılabilirim direğin dibine
o yanıma varmadan