köy enstitüleri

koy enstituleri acilsin
Köyde yaşayan halkın okuryazarlık oranını, genel kültürünü ve tarım bilgisini artırma amacı güden öğretmenler yetiştiren; sonraları demokrat parti iktidarında kapatılan eğitim kurumları. Acilen açılsınlar.
2kilobiyik
Türkiye'de evet oyu verimesinin temeli köy enstitülerinin kapatılmasına dayanıyor. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde, köy enstitülerinde, diğer devlet okullarında eğitim görenler sonradan dünyadaki birçok ülkeden bizzat lisans teklifleri almışlardır. Bkz: Oktay Sinanoğlu. 22 yaşında, Ankara'da aldığı lise eğitimiyle Rusya, Abd gibi ülkelerin üniversitelerinden teklif almış ve ABD yi seçmiştir. Dünyanın en genç profesör ünvanını elde eden kişisidir. Çok uzak değil 60-70li yıllarda Atatürk'ün önerdiği şekilde eğitim veren okullarda vakit geçirenler bile şimdiki gibi dershane, kurs vb. gibi saçmalıklardan destek almadan şu anda kıçımızı yırttığımız yurtiçi veya yurtdışındaki üniversitelerde istedikleri dalda yüksek lisans yapmışlardır. Köy enstitüleri kalkınma açısından önemlidir. Köy enstitüsü ile başlayan düzelme liselere ve üniversitelere dayanır; bütün bunlar toparlanırsa o zaman biz göremesek de sonraki nesiller için her şey daha iyi olur.
dahafazlavietnam
zamanında türkiye'nin ilerici kesimini artırmış olan köy okulları. buradaki insanlar emekten yanaydılar çünkü okullarını kendileri boyarlardı. bu şekilde emeğin kutsal bir şey olduğunu anlamışlardı. hem pozitif bilimleri öğreniyorlardı hem de köyde hangi işi yapacaklarsa onu. marangozluk, balıkçılık, çiftçilik vb. şeyleri öğrenip köyde kalıyorlardı, böylece hem köylerin okuyan kesimi artmış oluyordu hem de köyden kente göç azaltılıyordu.
her alanda çok iyi eğitim veren bu kurumlarda öğrenciler hem dünya klasiklerini okuyor hem de müzik aleti çalmayı öğreniyor hem de mezun olduktan sonra ilerici bir insan haline geliyorlardı. dönemin hükümeti yüzünden "komünist yetiştiriyor" bahanesi ile kapatıldılar. bilime, aydınlığa darbe vurmak böyle bir şeydir. böyle eğitim kurumlarını kapatıp yerine imam hatip açarsan ülke yavaş yavaş geriye gider.
mezopotamya
Türkiyenin gelmiş geçmiş en iyi eğitim kurumlarından bir tanesidir mezun olabilmek için bile en az 20 dünya klasiğinin okunması şartı vardı bence birisi bunun ne kadar faydalı olduğunu anladığı için kapattı çünkü yozlaşmaktırılmak bazı insanların işine geliyor komünist yetişitiriyor gibi saçma sapan bahanelerle kapattılar sanırım bunlar her eğitimli insanlara bir çamur atacak gibi duruyor..
otuz9
ilk açılanlardan biri de lüleburgaz'daki Kepirtepe'dir. en son Kepirtepe anadolu öğretmen lisesi olarak devam etmiştir. lakin Öğretmen liseleri de kaldırılınca ortada bir hiç kalmıştır.
pencere
güzel ülkemizin başına gelmiş en iyi şeydi. kurucusu, fikir babası, bakanı, öğretmeni ve hatta kazma kürek işçisi, can yücel'in babası hasan ali yücel'dir.

bu aydınlık içindeki insan bu okulların açılış törenlerinde ilk tüzük maddesini bütün okul ahalisi önünde okuturdu. o tüzük maddesi de aklımda kaldığıyla şöyledir;

''şayet okul idarecilerinden, öğretmenlerinden, müstahtemlerinden her hangi bir kişi, bir öğrenciye fiziki bir şidette bulunursa, öğrencinin aynı şiddetle kendisini savunma hakkı vardır.''

bu eğitim maddesi kadar ilerici bir eğitim maddesi, hiç bir evrensel okul geleneğinde görmediğim aydınlık içinde bir maddedir.
bu okullardan mezun bir çok insanımızla tanışma fırsatım oldu. o insanlar, felsefeden, çatı tamir etmeye kadar her şeyi bilirlerdi.
emeği geçenlere bu vesileyle büyük teşekkürleri borç bilirim.