khk ile ihraç edilen akademisyenler nuriye gülmen ve semih özakça

giyotin
Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde "İşimizi Geri İstiyoruz" diyerek 5 aydır direnişte olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın açlık grevi 61. günü geride bıraktı. Gülmen ve Özakça'nın sağlık durumları açısından kritik aşamaya geldiği belirtiliyor.
spongezey

içimi biraz mutluluk biraz hüzün kaplatan bir fotoğraf.Bu insanlara biz de yoldaş olmadıkça nasıl başaracaklar bilmiyorum.umarım istedikleri gibi olur her şey.
giyotin
Türkiye komünist partisi bugün konuyla ilgili açıklama yaptı;

"Ses ver Türkiye! Nuriye Gülmen'e, Semih Özakça'ya, haklarına sahip çık

Ankara sokakları bir kez daha, işi, ekmeği elinden alınanlarla, onlara kasteden hükümet arasındaki mücadeleye sahne oluyor.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça iki aydan fazla zamandır Ankara'nın göbeğinde açlık grevi yapıyorlar. Hak, hukuk tanımayan Kanun hükmünde kararnamelerden (KHK) birisi ile işleri elinden alınan iki eğitimci, haklarını almak için, aç kalmamak için açlık grevindeler.

KHK ile işten çıkarma, Hükümet'in eski ortağı cemaate karşı mücadele etmesine bağlanıyor.

Oysa KHK kurbanlarının cemaatçi oldukları da, amacın cemaatle mücadele olduğu da yalan.

Hiçbir adli, hukuki işlem yapılmadan, hiçbir yargı kararı olmadan insanlar cemaatçi ilan ediliyor ve itiraz hakları da bulunmuyor. Hükümet kararıyla kanun yapılıyor, bu kanun kanunlara uymak zorunda olmuyor, Anayasa'ya da uyması gerekmiyor. Üstelik bu kanunla ortaya çıkan uygulamalara itiraz edilemiyor, mahkemeye götürülemiyor: OHAL!

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça haksızlığın da hak için mücadelenin de simgesi şu anda.

Cemaatle hiçbir ilgisi olmayan, olması mümkün olmayan iki eğitimci, cemaatle yıllarca ortak olmuş hükümetin kararnamesi ile işlerinden atıldı.

Açlık grevindeler.

Ulusun iradesini temsil ettiği iddia edilen Meclis'in hemen yanı başında ölüme yatarak haklarını arıyorlar.

Binali Yıldırım, kendisine açlık greviyle ilgili bilgi verilince “nerede, cezaevinde mi yapılıyor grev” diye soruyor. Başbakan başkentin ortasında hakkını arayanları duyamıyor ya da duymazdan geliyor.

Ama biz halkla dalga geçenlerin, insan emeğini hor görenlerin sonunun pek parlak olmadığını biliyoruz.

Emeğine sahip çıkan iki onurlu insan hayatlarını ortaya koydu. Direnişlerini yaygınlaştırmaya, seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Seslerine her gün yenileri katılıyor. İşine, ekmeğine, alınterine sahip çıkanların haklı mücadelesinin karşısında polis zoruyla durabilirler mi? Böyle zannediyorlarsa çok yanılıyorlar.

Türkiye Komünist Partisi grevi yasaklanan metal işçilerinin yanındaydı.

İnşaatlarda öldürülen inşaat işçilerinin yanındaydık.

McDonalds önünde kaynar suyla yaralanan küçük emekçi çocuğunun yanındaydık.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın şahsında haksız hukuksuz şekilde işinden edilen tüm eğitim emekçilerinin yanındayız.

Halkımızı bu haklı direnişe sahip çıkmaya çağırıyoruz.

İktidarı uyarıyoruz: bu iki aydınlık insanın başına gelebilecek her türlü kötü durumdan sorumlusunuz. Bu yanlıştan bir an önce dönün.

OHAL derhal bitirilmelidir.

OHAL dönemi KHK'ları iptal edilmelidir.

OHAL hukuksuzluğu ile hakları elinden alınanların hakları derhal geri verilmelidir. Bunun için herhangi bir ek adli işlem beklenmemelidir.

Devletin her kademesine çöreklenmiş cemaat yapılanmasına karşı gerçek ve hukuki adımlar atılmalıdır. Hükümetin dokunamadığı cemaat artıklarına göz yumulurken, keyfi biçimde yüzbinlerce insanın hedef alınmasına son verilmeli."
http://www.tkp.org.tr/tr/aciklamalar/ses-ver-turkiye-nuriye-gulmene-semih-ozakcaya-haklarina-sahip-cik
(bkz:türkiye komünist partisi)
giyotin
69 gündür açlık grevinde olan nuriye gülmen twitter hesabından israil'de açlık grevi yapan filistinlilerle ilgili bir video yayınladı, bu durumu duyurmak sorumluluğunda hissettiğim başlıktır.

"Merhaba, bugün direnişimizin 189., açlık grevimizin 69. günü. Bizim için çok anlamlı ve özel bir gün. Açlığımızın 69. gününü Filistin'de açlık grevinde olan tutsaklara adıyoruz. Aslında onlarla aynı açlığı paylaşıyoruz. Zalimler aynı, onlara zulmedenlerle bize zulmedenler, bizi işimizden atanlar aynı. Onlar aynı soydan geliyorlar. Biz de aynı soydan geliyoruz. Biz dünya halklarını temsil ediyoruz. Bugün onlarla açlığımızı paylaştığımız için gurur duyuyoruz. Akşam saat 18.30'da Filistin heyeti bizimle olacak ve alandan canlı bağlantı yapacağız. Tutsak Ahmed Saadat'ın eşi ve tutsak olan El-Fetih liderinin eşi ve Leyla Halid canlı bağlantıyla aramızda olacak. Herkesi bu kez hem devam eden saldırılara karşı bizimle dayanışmak, Yüksel direnişini sahiplenmek için, hem de Filistinli tutsaklara ses olmak için alana davet ediyoruz"
lazman
kim soyledi bunlarin fetodan dolayi ihrac edildigini ki,
semih özakça ve nuriye gülmen dhkp-c terör örgütü üyeliğinden dolayi ihrac edildiler.

kimse kusur bakmasin, evlatlarimizi terorist olsun diye gondermiyoruz okula.
2
tarihsel maddeci


"Bir an için unutalım Nuriye'yi, Semih'i

Şu annenin feryadına bir kulak verelim:

“İnanabiliyor musunuz, öpemedim çocuğumu. Sarılıp doya doya öpemedim. Sadece kemikten ibaret, erimişti. Kıyıp sarılamıyorsunuz bir şey olacak diye.”

Bu annenin yüreğindeki cehennem yangınının, tahammülsüz acının binde birini olsun, empati yapıp duyamıyorsanız eğer; sizin de yüreğiniz acımıyorsa, gözleriniz yaşla dolmuyorsa

ve de hâlâ “Ben de insanım” diyebiliyorsanız, bir kez daha kahrolurum ben.

Ve insanlığımdan utanırım. Yani sizlerle aynı türden olduğumdan utanırım.

Çağrışım olur; Hz. Muhammed'in Kur'an'da geçen şu sözü gelir aklıma:

“Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.” (İbrahim Suresi, 34. Ayet, Yaşar Nuri Öztürk Meali)

Ve de benim pek çok kez tekrarladığım şu kanaatim gelir aklıma:

Canlıların en yücesi, en şereflisi de, en alçağı, en iğrenci de insan türü içinden çıkar.

Beni bugüne dek kahreden, mahveden, acılara boğan tablo hep şu olmuştur:

Bir annenin, evladının tabutuna sarılıp feryatlarla ağıtlar yakışı…

Böyle bir görüntüye hiç dayanamamışımdır. Nerede olursam olayım, kaç yaşında olursam olayım, acıyla dolmuştur yüreğim. Önlenemez bir biçimde süzülmüştür gözlerimden yaşlar.

Ne diyelim?..

Keşke Nuriye ve Semih'in başına kötü bir şey gelmese…

Bu analar daha fazla acılara gark olmasa…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

29 Haziran 2017

Nurullah Ankut

HKP Genel Başkanı

bkz: http://kurtuluspartisi.org/bir-an/