benim gibi ailesinin memleketi ile yaşadığı yer farklı olan kişilerin daha fazla hissedeceğini düşündüğüm durum. Baba yüzünden Kimlikte yazan hiç gitmediğim ve sevmediğim bir yer. (erzurum) Yaşadığım şehir ise insanlarından dolayı hiç Sevmediğim, bir türlü Kendimi ait hissedemdiğim bir şehir. (Bursa) Anne ve Anne tarafı ise en sevdiğim şehirden. (izmir)
durum böyle iken bazen kendimi "Ben nereye aitim?" sorgusunda buluyorum. Gönül izmir demek isterdi elbette ama senede 1 veya 2 kez gittiğin, mevsim geçişlerinden dahi haberdar olmadığın bir şehire ne kadar ait olabilirsin ki? Bursa'lıyım deyip geçiyorum bu yüzden ama aslında kimliksizim. Memleketim falan yok benim.
kendini hiçbir yere ait hissedememek
nevi şahsına münhasır denilen insan cinsi, yani hiçbir şey onu tanımlamaz, sınırlamaz, kalıplara sığmak istemez. Dınlere, takımlara, ideolojilere rest çekmiş kiş, hoşgelmiş.
yaşadığı yer/yerlerde seviklerinin sayısının az olması ilgi görememesi ve kendini yalnız hissetmesi dolayısıyla ortaya çıkan durumdur. kötüdür.
boşlukta gibi ama değil. kendine ait alan yaratmak gibi herkes kendini birşeye ya da bir yere hisseder ama sen hissetmessin kendi yerini kendi şeyini yaratmış gibi.
Galiba açıklayamadım.
Galiba açıklayamadım.
KENDİMİ KARANLIĞA VE HİÇLİĞE BOŞLUĞA SONSUZLUĞA AİT HİSSEDİYORUM
insanın boşlukta kalma durumudur.
üniversite yıllarımdı sene 2014'ün ortaları. babamı yeni kaybetmiştim. kendimi toplayamıyor içimi paramparça ediyordum. gün içinde gülüp eğlenirken geceleri uyuyamıyordum sızıp kalıyordum öylece. hep gittiğim kendi keşfettiğim deniz manzaralı terk edilmiş bir evin bahçesi vardı. sabaha karşı gidip oturup sigaramı yakıp müzik dinliyordum kendi kendime konuşuyordum. ilerleyen saatlerde eve doğru giderken yolda bir amcaya sırf babama benzettim diye sarılıp ağlamıştım. amca da sağ olsun sarılıp beni sakinleştirmişti. amca gitme dedim ya. gitme amca. sen bari gitme dedim. yapma dedim. bir şey demedi sadece sarıldı. öylece sokak ortasında sarıldık birbirimize. kendimi o an bir yere ait hissetmiştim ve şu an neredeyim bilmiyorum.
üniversite yıllarımdı sene 2014'ün ortaları. babamı yeni kaybetmiştim. kendimi toplayamıyor içimi paramparça ediyordum. gün içinde gülüp eğlenirken geceleri uyuyamıyordum sızıp kalıyordum öylece. hep gittiğim kendi keşfettiğim deniz manzaralı terk edilmiş bir evin bahçesi vardı. sabaha karşı gidip oturup sigaramı yakıp müzik dinliyordum kendi kendime konuşuyordum. ilerleyen saatlerde eve doğru giderken yolda bir amcaya sırf babama benzettim diye sarılıp ağlamıştım. amca da sağ olsun sarılıp beni sakinleştirmişti. amca gitme dedim ya. gitme amca. sen bari gitme dedim. yapma dedim. bir şey demedi sadece sarıldı. öylece sokak ortasında sarıldık birbirimize. kendimi o an bir yere ait hissetmiştim ve şu an neredeyim bilmiyorum.
Anne babamın memleketi, doğup 5 yaşında ayrıldığım şehir, yazın(okul harici) yaşadığım şehir ve üniversite okuduğum şehirler farklı şehirler olduğu için hiçbir zaman "memleketim şurası" diyemem. Kendimi hiç bir şehre ait hissetmedim. Hiçbir şehrin tam olarak yapısını bilmiyorum her şehir bende yarım.
Annem bulgaristan göçmeni, babam sivaslı, ben tekirdağda doğdum. 2 Yaşımda Muşa, 11 yaşımda İzmir'e, 18 yaşında Antalya'ya, 20 yaşından şu zamana kadar Ankara'da biri olarak. Hatta yakın zamanda Muğla'ya taşınacak biri olarak benimdir galiba.
Türkiyeden çıkış yaptığımda devletin beni ülke dışında göstermesi ama usa'ye girişimin yine gözükmemesi sonucu devletin bile benim nerede olduğumu bilememesiyle hissettiğim durum. Sırf bunun için oy bile kullanamadım.
Boş gezenin boş kalfası olmak.
Sizle yasamayı öğ-re-ne-mediğiimdeen
Kaffami hissetmiyooruum
Kaffami hissetmiyooruum