kapitalizm

allahu akbar
Kapitalizm, etimolojik olarak Fransızca kökenli bir kelime. TDK' ya göre kapitalizm sözcüğü "anamalcılık" demek. Bu dizgenin sahip olduğu misyon tüketmek üzerine kurulu bir toplum yaratmak. Bunu biraz daha açarsak eğer insanları ve onların ürettiği hemen hemen her şeyden bir rant sağlayarak oları birer meta haline getirip global piyasaya sunmak. Bu sistem, kimi zaman -eytişimsel özdekçilik anlayışı doğrultusunda- kah dini kah polisi kimi zamanda devletin diğer önemli kurumlarını kullanarak oligarşik olarak kendi düzenini yaratır. Hatta oligarşik örüntü bazen öyle bir raddeye varır ki bu plütokrasiye kadar gider. Artık bildiğiniz gibi globalleşen dünya ile birlikte diyalektik materyalizmi savunan çok az ülke kaldı. Peki, acaba neydi kapitalizmi ve buna bağlı alt fraksiyonlardan: " neoliberalizmi ve liberteryenizmi" bu kadar meşru kılan? Sigmund Freud'un "id" kavramına bağlı olarak insanoğlunun primitif yönü ağır basıyor olabilir hatta rekabet duygusunun varlığı da bunda önemli bir etken.
Maalesef ki bu sistem, insanoğlunun epistemolojik ve buna bağlı olarak oluşan felsefi bir nosyon olan ontolojik alanda da insanlar birbirleriyle hem sınıfsal olarak hem de diğer alanlarda bir harbin içinde. Yani insanoğlunun doğasının iptidai yönünü oluşturan bir açgözlülükle sermaye adı altında "kar" için makyevalist bir tutum içinde. Aslında kendi kuyumuzu kazıyoruz a priori(k) ve a posteriori(k) fenomenler doğrultusunda.
Dipnot: bu makaleyi sizler için yazan allahu akbar için ne yaptınız?

bu başlıktaki tüm girileri gör