intihar etmek

piizci
Götüm yemiyor ailesiz olsam ederdim ama insan engelli bir kardeşi ortada bırakamıyor yapamıyor birilerini düşünerek yaşamaktan ve hatta düşünerek yaşamaktan bıktım bilmemek mutluluktur. bi arkadaş demiş bencil işi diye doğru demiş ne diyelim dayanma gücü ya da yaşama cesareti gerek bana bu başlığa iyi şeyler yazın lan ne bileyim kuşlar muşlar demeyin de işte belki tayyip ölür deyin iyi olur o günü düşünerek yaşamak bile bazen kendine bağlıyor yalan yok bir de Mehmet pişkini unutmayın lan unutmayın!
weed
Belki her şeyden kurtuluştur. Belki sorumluluktan kaçıştır. İntihar edebilen insan zaten cesaretlidir korkak değildir. Ben cesaretsiz olduğum için hâla kendime birlikte intihar edecek partner arıyorum.
laiikice
intihara kolay yol falan diyen var amınakoyim POASMDPAÖDLASKMFKSJDN


kendimden biliyorum intihar en zor yoldur o an elinizden gelerek ve bilerek herkesten vazgeçersiniz kimi zaman herkes içindir kimi zaman kendiniz için elinize aldığınız hap jilet balkon direği silah ip bunlar elinizdeyken tüm hayatınızı sanki o an ölüyormuş gibi düşünürsünüz ve genel olarak intihar tutmaz çünkü ölmek o kadar zordur ki sen zoru başarmaya çalışırsın insanlar sana kolay yol der.
2
pencere
elbetteki intihar eden insanlarla ilgili genel kanı bunu dengesiz bir psikolojiyle yaptıklarıdır. bu kanı bir yere kadar bilimsel olarak doğru da kabul edilebilir. fakat iş bana gelince her şey değişir. şimdilik veya gözle görünür bir zamanda intihar etme eylemselliğinde bulunacağımı sanmıyorum.
fakat daha önce bir çok kere uzun uzun intihar mektupları yazmışlığım var. bu konuda yeterince ustalaşmak isterim. bu eylemselliği gerçekleştirirsem, insanları bunun psikolojik bir buhranın getirdiği, mantıksız bir sapma sonucu aldığım karar olmadığı konusunda ikna etmek isterim. hatta becerebilirsem, hayatımda yaptığım en mantıklı eylemsellik olduğunu ispatlamak isterim.
kimsenin kimseyi sevgisiyle bile bir duygusal tahakkümle yaşatmak gibi fiiliyatı olmamalı. herkes seçeceği yolda özgürdür. edilmesini asla önermem. son ana kadar pozitif bir çıkış alanı elbette vardır. lakin bazen bu eylemselliği gerçekleştiren insanların lince uğrattıklarını görmekteyim. bunu asla hakketmiyorlar.
1
pencere
bugün üst üste 8-10 leman sam şarkısı dinleyerek denediğim eylemselliktir. süründürdü fakat öldürmedi. üzerine 3-5'de 80'li, 90'lı yıllar sezen şarkısı sapladım kendime lakin yine de kanadım kanadım ölmedim.

intiharcı arkadaşlara deneyselliklerinde başarılar dilerim. (mecazi denemelerden bahsediyorum elbette. gençlerin deyimiyle temsili olarak)
pencere
elbette kimsenin aklına son çare olarak bile getirmemesi gereken eylemselliktir. tanımı yaptık, merama geçebiliriz.

aslında en gürültüsüz insan eylemselliğidir. bir bütün çaresizlik içinde çare yaratıp yaşayan insanlara saygım elbette çok büyük. fakat bu maymunlar ve zombilik cehennemi haline gelmiş yaşamda kimseye zarar vermeyip giden insanların arkasından denmedik laf bırakmayan kişiler görünce çok üzülüyorum. sanırım bu da bir linç çeşidi. korkarım ki linç artık her yerde. yaşarken de öldükten sonra da kurtulanamayabiliniyor. fakat bilin ki gidenin çok da sknde olmuyorsunuz artık.

süreç bilin ki bir çok çare ve çaresizlik olasılığı düşünülerek alınmış bir karar süreci oluyor. bu yüzden, bu tür bir eylemsellikle giden güzel insanlara geri zekalı, veya ruh hastası gözüyle bakmayı bırakın artık.

ben böyle bir sürece girecek olsam eylemi mutlaka pazartesi yapardım. cuma mübarek gün, cumaları gezegeni insanların başına iş çıkartarak gitmek istemem. bu arada ben ateistim. fakat cuma gerçekten güzel bir gündür. ertesi gün tatil. namazıdır, mezarıdır, taziyesidir mafhetmek istemem insanların hafta sonunu. hem belki mucizeler vardır ve hafta sonu gerçekleşerek ölmeye gerek kalmaz. kimse güle oynaya ve isteyerek intihar etmez haliyle. çaresizlikten veya utançtan gerçekleştirir bu eylemselliği.

kesinlikle kendimi son ana kadar depresif, kederli bir hale sokmazdım. aksine paramın son kuruşuna kadar harcayarak her şeyin biraz tadını çıkartmaya ve keyif almaya bakardım. zaten çok da param yok. hatta korkunçtur ki eşek gibi çalışmama rağmen genelde hiç param yok.
bol bol film izlerdim ben de. genelde komedi filmeri izleyerek atabildiğim kadar çok kahkaha atmaya çalışırdım. komedi filmi olmasa da durumsallıkla tamamen alakalı olan ''on of'' filmini bir kez daha izlerdim.

mutlaka 8-10 sayıfalık bir mektup yazardım. son kez uzun uzun kafa sikmeyeceksen intihar etmenin zevki nerede? hem o arada çok sevdiğim şarkıları bir kez daha dinleme şansım olurdu.
mutlaka kansız bir son hazırlardım kendime. bir yerlerden atlayarak yahut mermiyle, bıçakla kanlı gitmek istemezdim. insanlara iş çıkmasın daha fazla benim yüzümden.

çalıştığım hastanede her gün mutlaka bir kaç kez morga ex götüren bir temizlik görevlisi görüyorum. görevli arkadaş duruma oldukça yabancı haliyle. onca işi arasında bir de bu angarya çıkıyor başına. maaş asgari ücret, iki göz odada kaç boğaz yolunu gözlüyor allah bilir. bir de seni mi dert edecek.
nasıl verebilecekler beni böyle bir temizlik görevlisine soğuk çöplüğe götürmesi için tek başıma. ne güzel hayallerim ve umutlarım vardı daha benim.

offf ulann off!!!
pencere
bu eylemselliği gerçekleştirecek birey önceden çok dillendirmez genellemesi ne kadar doğru bilmiyorum. intihar etmek durumunun anlık bir fiil değil süreç olduğu kanaatindeyim.

en az yaşamak kararı kadar intihar etmek süreci de olağan üstü bir süreçtir. insan ruhu bir kazana atılmışçasına yoğun kaynar durur bu süreçte. daha önce bir çok yamayla mükemmeleştirdiğiniz sayısız anlamsallık kaotik bir entropiye dönüşür. doğadaki ve insanlardaki bütün çelişkiler kıl kıl dağılır, çözülür bu süreçte. zaten kendinizi çoktan param parça etmişsinizdir. elinizde tuttuğunuz ruhunuzun yumakları kötü kokusu dayanılmazdır. ellerinizden zaten nefret ediyorsunuzdur artık.

gezegenler ve sonsuz uzay yıldızlar kadar çok nedenleri olabilir bu halin. hepsinin son tahlildeki formülasyonu çaresizliktir. dayanılmazlık ve dayanışılmasızlıktır.

uzun süredir herkese çok ayıp olur diye intihar etmiyorum. ulan yüz binlerce güzellik arasından böyle bir yaşama sebebi süzer mi insan kendine? her şeyin entropisinden gelen koku burnumun direğini kırıyor.

viktor hugo'nun da ölmeden önce dediği gibi.

"ışık, ne olur biraz daha ışık"
2 /