ibrahim kaypakkaya

atticus finch
"diyarbakır'da bir kaya,
sanki yükselmiş aya
diyarbakır'da bir zindan,
zindanda kaypakkaya.."

polisin eline geçtiğinde akıl almaz işkence yöntemleriyle aylarca delik deşik edilmesine rağmen tek kelime söylemeyecek kadar iradeli bir insandır. fikirleri o dönem türkiye'de köyden kente göç olayının artması sebebiyle maoizm ekseninde gelişmiştir.
egeaydin
3 ay boyunca insan iradesinin kaldıramayacağı işkencelere direnerek "ser verip sır vermemiş" bir devrimcidir. ancak tezlerini benimsemem.

ibrahim kaypakkaya üzerine yapılmış objektif bir değerlendirme için şu adrese bakabilirsiniz: http://tarihselmaddecilikportali.tumblr.com/post/86128758586/ibrahim-kaypakkaya-%C3%BCzerine
iron
2003 yılının yaz aylarında bir grup yolcu, Malatya'nın köylerinden
arabayla geçerken, yol kenarında bulunan kayısılardan bir miktar almak
isterler. Kendilerine yetecek kadar kayısı toplar ve tarla sahibi köylüye
ücretini vermek isterler. Bu sırada yolculardan birisi köylüye:
“Amca sen İbrahim Kaypakkaya diye birisini tanır mısın?” diye sorar.
Böyle bir soru karşısında afallayan, bir o kadar da kaygılanan köylü
duraksar.
Yolcu sözüne devam eder:
“Biz onun yoldaşlarıyız!”
Bunu duyan köylünün yüzünde, içten içe duyduğu memnuniyetin
ifadesi olarak bir tebessüm belirir ve sözünü sakınmaz:
“Koyun o paranızı cebinize, ben Kaypakkaya'nın yoldaşlarından para
almam!”
Aradan geçen 30 yıla rağmen Malatya köylüleri onu unutmuyorlar.
İbrahim Kaypakkaya, mücadele pratiği içerisinde belli bir süre faaliyet
sürdürdüğü Malatya'nın köylüleri üzerinde derin bir iz bırakmıştır. Hiç
kuşkusuz ki bu tanınmanın bir nedeni de yoldaşlarının Onun görüşlerini
rehber edinip, bu bölgede faaliyetlerini devam ettirmeleridir. Bu tanınma ve
sahiplenmede; İbrahim Kaypakkaya'nın, elinizdeki kitapta ortaya koyduğu
görüşleri, ileriye sürdüğü tezler, Türkiye devrimci hareketinde pek çok
tabuyu yerle bir eden bilimsel analizleri belirleyicidir. TC faşizmi karşında
ilkelerinden ve görüşlerinden ödün vermeyerek işkencehanelerde katledilen
Kaypakkaya'nın bilimsel tezler doğrultusunda geliştirdiği sınıf analizine
dayanan görüşleri, Onun Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkı tarafından
sahiplenilmesini de beraberinde getirmiştir.
Ve hiç şüphesiz ki bugün, onun kurucusu olduğu Proletarya Partisi'nin
siyasal hattına ruh veren, İbrahim Kaypakkaya'nın temel teorik görüşleridir.
Bu görüşler kandır, ateştir ve çarpan koca bir yürektir. Ülkemizde yaşanan
siyasal süreç, bu görüşlerin lehine tanıklığını sürdürüyor. Bu siyasal hattaki
derin öz ve zengin siyasal hazine kavranmadan bu görüşlerin hakkını
vermek olası değildir.
Marksizm-Leninizm-Maoizmin evrenselliğini Türkiye gerçeği ile
tutarlıca kaynaştırabilen Kaypakkaya, uluslararası özelliklerle ulusalı
harmanlamada örnek bir tutum göstermiştir. Mustafa Suphi sonrası tek
komünist önderdir Kaypakkaya; biricik Marksist-Leninist-Maoist görüştür
Kaypakkaya'nın görüşleri. Öyle ki, onlarca yıllık çöl sessizliğini, zifiri
karanlığı bozup, ortaya koyduğu görüşlerle, kendi alanının Olimpuslu
Jupiteri olmuştur.
İleriye sürdüğü tezlerin anlam ve önemi; komünist önder Mustafa
Suphi'nin Kemalistlerce katledilmesi ve onun ardından Türkiye Komünist
Partisi'ni ele geçiren Ş. Hüsnü revizyonistiyle birlikte, 1970'lere kadar
süren, yaklaşık 50 yıllık suskunluğun, devrim adına piyasaya sürülen, her
türden revizyonist düşüncenin, Kemalizm kuyrukçuluğunun, sosyal
şovenizmin, Türk hakim sınıflarının peşine takılmanın, sınıf hareketini
pasifize etmenin ve modern revizyonizmin ortaya çıkmasıyla birlikte, işçi
sınıfı hareketini bu burjuva teorinin peşine takma anlayışlarının var olduğu
bir ortamda ileriye sürüldüğü bilindiğinde daha bir anlaşılır. Örneğin
bugünden bakıldığında, Kemalizm ya da Kürt Sorunu meselesinde, devletin
niteliği konusunda belli bir bilinç seviyesine erişilmiştir. Bu hiç kuşkusuz ki
toplumsal pratiğin bir tezahürüdür. Ancak buna rağmen halen bu konularda
yanlış anlayışlar olduğunu da bilmek gerekiyor. Bu konuların tartışılmasının
deyim yerindeyse birer “tabu” olduğu koşullarda, ileriye sürdüğü tezlerin
önemi ve değeri, bugünden bakıldığında daha bir anlaşılırdır. Çünkü ileriye
sürdüğü tezlerin doğruluğu, toplumsal pratik tarafından defalarca
kanıtlanmaktan geri durmamıştır ve halen de durmamaktadır.
İşte bugün, Proletarya Partisi'nin kendisine temel aldığı bu görüşler;
ülkenin yapısını ve devletin niteliğini doğru biçimde tahlil eden; devrimin
karakteri, yolu, hedefleri, dostları ve düşmanları sorununa net bir şekilde
açıklık getiren; Kemalizmin ipliğini pazara çıkarıp teşhir direğine mıhlayan;
ulusal sorun, özelde Kürt ulusal sorununu o ana dek hiç kimsenin
ulaşamadığı bir uzak görüşlülükle doğru bir şekilde çözümleyen
Kaypakkaya'nın görüşleridir. Elinizdeki kitap bu görüşlerin birinci elden
ifade edilmesidir.