homo floresiensis

lexxpowder
İnsan olarak adlandırılan primatların homo sınıfının en fiziksel olarak en küçük ve bizim dışımızda soyu tükenmiş en son üyeleridirler. Flores adalarında yaklaşık MÖ 10000'li yıllarda yaşadıkları ve soylarının bu adada tükendikleri düşünülmektedir. Yani göbeklitepe'de sapiens dini icat etmiş ve ilk tapınak benzeri yapıtı yaptığında muhtemelen florresiensis hala flores adasında yaşamaktaydı. Bu adanın kendine has ekolojik bir dengesi, iklimi vardı ve genelde yasayan türler, ana karadakilerden daha küçük boylardaydı. Sebep olarak adanın besin kaynakları ve besin değerleri yönünden oldukça az bir kapasiteye sahip olması gösterilir. Zaten floresiensis De homo erectus'un bu adaya geldikten sonra adaya adapte olmaları sonucu bu kadar kısa ve küçük oldukları üzerinde durulur. (Dipnot: ara geçiş formu değildir. Nasıl ki aslan ve kaplan panthera türünün iki ayrı üyesiyse, floresiensis, neandertal, erectus, habilis vs. ve sapiens olarak biz de homo türünün ayrı üyeleriyiz.)

İlk kesin fosil kemik örneklerine 2003 yılında rastlanmıştır. Bu zamandan itibaren oldukça geç olması sebebiyle henüz haklarında çok fazla net bilgilere sahip olunamamıştır. Hemen hemen MÖ. 8000 ile MÖ. 20000 yılları arasında adada yaşadıkları tespit edilmektedir. Tabii çok daha öncesine, 80000 bin yıllıkk bir tarihe dayandıkları sanılmaktadır.Adaya ilk olarak nasıl çıktıkları hala muammadır. Erectusların da alet kullanmada ne kadar başarılı oldukları bilinmektedir. Ancak bir bot veya benzeri bir yapı üretip adaya ulaşmaları çok zor bir ihtimal olsa da en yatkın teori olarak bunun üzerinde durulmaktadır. Bir diğerine göreyse zamanın çevresel şartlarında flores adası ince bir köprüvari yolla ana karaya bağlanıyordu ve bu şekilde oraya ulaşıldı. Zamanla yükselen suyla beraber tamamen bağımsız bir ada haline geldi. Habilis'lerden evrildikleti veya yakın kuzen olduklarına dair bulgular da oldukça kuvvetlidir. ( kim bilir belki de bi erectus ve habilis melezleridirler.swh ) Pek çok homo türünün karşılaşması genelde kanlı biterdi. Bulunan fosil kayıtlarına göre sapiens ve floresiensis'te karşılaşmış ve sonuçları kanlı olmuştur. Genelde homo türleri birbirlerinden oldukça çekinir ve karşılaşmalardan kaçınırdı. Ancak üstün olan bir topluluk veya kabile benzeri kalabalık gruplar diğer gruplardan üstünlüklerini fark ederlerse yiyecek ve içecek gibi ihtiyaçları karşılamak adına karşı grubu düşünmeden katledebilir, yiyebilir veya kovalayabilirler. Çok çok nadir olsa da neandertal ve sapiens insan ırkları arasındaki gibi cinsel birleşmeler yaşanmıştı. Bu kadar az olmasının sebebi olarak muhtemelen farklı kokmaları düşünülmektedir.

Floresiensis insan ırkı, dini inançlar geliştirdiler mi, gerçek olmayan kurgular ve kurgusal karakterler hayal edebildiler mi henüz bunun hakkında net bilgiye sahip değiliz. Hem bulundukları alanın kısıtlı ve küçük olması, hem alet kullanma yönünden fiziksel ve teknolojik olarak yetersiz olmaları, hem de beyinlerinin diğer türlerden daha az işlevsel olması sebebiyle büyük tapınak gibi yapılar yapmaları son derece zordu. Ve muhtemelen bu sebeplerden herhangi bir dini algıya ve düşünceye yönelik keşifler yapılmadı çok zordur. Flores adasında rastlanılan mağara çizimlerinden yola çıkmak oldukça zordur. Çünkü onların düşünce yapısı bizimkinden tamamen farklı olabilir. Beyinleri hemen hemen bizim beynimizin 3/1'idir. Boyları ve kiloları neredeyse yarımız kadardır. Buna rağmen tamamen insan izole bir biçimde günümüze yakın bir zamana kadar varlıklarını sürdürmeyi başarmışlardır. Bu da boyun değil, işlevin önemini tekrar akıllara getirir. Swh.
bu başlıktaki tüm girileri gör