futbolun popülerleşmesinin nedenleri

iron
David Goldblatt, dünya futbol tarihi üzerine yaptığı ayrıntılı bir çalışma olan „Ball Is Round‟ (Top Yuvarlaktır), adlı kitabına, 'futboldan daha küresel bir kültürel pratik var mı?' sorusunu sorarak başlamaktadır. Bu sorunun devamında Goldblatt, soruya olumsuz cevap verebilmek adına çeşitli örnekler sıralamaya başlar. Mesela doğum, ölüm, evlilik gibi olaylar, dünyanın her yerinde gerçekleşmektedir.

Bunları her kültürde, farklı ritüellere sahne olmaktadır. Dinler içerisinde en yaygını olan Hıristiyanlık, Avrupa ile Amerika kıtalarının hemen hemen tamamına yayılmış olmasına rağmen Orta Doğu‟da, Kuzey Afrika‟da ve Asya‟da sadece kısmî bir nüfuza sahiptir. Matematikte ve fen bilimlerinde aşağı yukarı evrensel bir dil kullanılmaktadır ama bu dile sadece belli bir okuryazarlık seviyesindeki kişiler ulaşabilmektedir. Amerikan kültür endüstrisinin başlıca ürünleri olan McDonald‟s ve MTV‟ye de parayla erişilebilmektedir. İlki için doğrudan para harcamak gerekirken, ikincisi içinse önceden uydu anteni veya televizyon gibi çeşitli yan ürünlere maddi bir yatırımda bulunmuş olmayı gerektirmektedir.

Goldblatt ile birlikte aynı görüşleri paylaşan bir başka yazar da Pascal Boniface‟tır. Boniface tamamen futbolun küreselleşme olgusu üzerine bir kitap yazmış (Futbol ve Küreselleşme) ve o da kitabının girişinde futbol için, futbol küreselleşmenin son evresidir ifadesini kullanmıştır. Boniface bu konudaki örneklemelerine, Goldblatt‟a kıyasla biraz daha farklı bir açıdan başlar. Futbolu bir İmparatorluğa benzeten Boniface, tarihteki büyük imparatorlukların yayıldıkları coğrafyaların genişlikleriyle, futbol imparatorluğunun yayıldığı coğrafyanın genişliğini kıyaslar. Boniface‟ın örnek olarak verdiği Roma, Şarlken (Kutsal Roma Cermen), Moğol ve Napolyon imparatorluklarının hepsi, belli bölgelerle sınırlı imparatorluklardır. Mesela Roma İmparatorluğu ağırlıklı olarak Akdeniz çevresinde yerleşmişken, Napolyon İmparatorluğu‟nun yayıldığı alan da Avrupa‟yla sınırlı kalmıştır.öz konusu örnekler çoğaltılabilir. Sözgelimi Osmanlı İmparatorluğu üç kıtaya birden yayılmıştır, tıpkı Roma İmparatorluğu gibi, fakat kapsadığı alan, Batı Avrupa‟ya girememiş olması nedeniyle, Roma‟nınkinden daha azdır. Yeni Çağ‟da sömürge imparatorluklarının kurulmuş olması da bu tabloyu değiştirememiştir. İspanyollar, sömürgeciliğin ilk dönemlerinde Amerika kıtasında büyük bir hâkimiyet kurmuşlarsa da, Afrika ve Asya‟da herhangi bir etkilik gösterememişlerdir.

Güney Amerika‟da bugünkü Brezilya, Afrika‟da da bugünkü Angola ve Mozambik çevresini sömürgeleştiren Portekizliler ise Asya‟ya gelindiğinde sadece Doğu Hint Adaları‟nda ufak birkaç koloni kurmaktan öteye gidememişlerdir Daha sonraları Fransızlar ve özellikle İngilizler, belki dünya haritası üzerinde çok daha geniş bir yer işgal etmişlerdir ama yine de futbolun bugün en popüler spor konumunda olduğu ülkelerin toplam yüzölçümlerine erişememişlerdir. Boniface, günümüzün küresel imparatorluğu olarak addettiği ABD‟nin de stratejik açıdan dünyanın her yerinde olduğunu ama etki alanı ve popülarite açısından futbolun kesinlikle gerisinde kaldığını vurgulamaktadır.

Futbolun dünyanın neredeyse dört bir yanına yayılmış olması, akıllara hiç şüphesiz “neden başka bir spor dalı değil de futbol?” sorusunu getirmektedir. “Bromberger‟ye göre futbolun öteki sporlar karşısındaki üstünlüğünün en önemli nedeni basitliğidir. Bromberger‟nin bu sözüyle kastettiği birkaç durum vardır. Bunların ilki, futbolun hemen her yerde oynanabilmesidir.

Gerçekten dünyanın çeşitli coğrafyalarından farklı insanların futbol oynarlarken çekilmiş fotoğrafları şöyle bir göz önüne getirildiğinde, Bromberger‟ye hak verilmemesi mümkün değildir. Avrupa‟daki pırıl pırıl bir şehrin yemyeşil parklarında da, Brezilya‟nın alabildiğince uzanan geniş kumsallarında da, Afrika‟da bir çölde kurulmuş olan bir köyün meydanında da, İskandinavya‟nın kışın buz tutan göllerinin üzerinde de, tıklım tıkış bir metropolün banliyölerinin daracık ara sokaklarında da futbol oynanmaktadır.

Futbolu basit kılan bir başka unsursa, futbol oynamak için gerekli malzemelerin basitliğidir. Öyle ki futbolun az önce sayıldığı gibi hemen her yerde oynanabilmesinin temel nedeni de budur. Futbol oynamak için öncelikle bir top gereklidir ama oynanacağı topun resmi ölçülerde olmasını en az gerektiren sporun belki de futbol olması dolayısıyla, oynanacak topun bulunması çok da zor olmaz.

Son cümleyi biraz daha açıklamak gerekirse, örneğin basketbolda top sürme hareketi tamamen topun yerde sektirilmesine dayalı olduğu için, oynanacak olan topun, sahici basketbol topları gibi kauçuk esaslı olmasa bile en azından yerde sekecek esneklikte bir maddeden (lastik gibi) yapılmış olması gerekmektedir. Ayrıca topla yapılan sporların birçoğunda, oyunda kullanılan tek aksesuar top değildir. Mesela tenis ve masa tenisi gibi sporlarda topa vurmak için bir raket, beyzbol ve kriketteyse „bat‟ adı verilen bir sopa kullanılmaktadır. Buna karşın tekmelenebilecek ağırlıkta ve boyutta olan ve yuvarlanabilen hemen her türlü cisimle futbol oynanabilmektedir. Burada „cisim‟ sözcüğünün altını çizmek lazım, zira insanların zaman zaman uygun bir top bulamayıp bunun yerine konserve kutusu veya portakal gibi farklı nesnelerle futbol oynamalarına da şahit olunmaktadır.

Görüldüğü gibi futbol, temel oyun malzemesinin en kolay sağlandığı sporların belki de başında gelmektedir. Ayrıca oyundaki tamamlayıcı malzemelerin kolayca sağlanabilmesi bakımından da futbolun diğer birçok spora göre belirgin bir üstünlüğü bulunmaktadır. Burada tamamlayıcı malzemeden kasıt, oyunun oynandığı temel malzeme (top, raket, sopa, vs.) dışında, oyunun belli bir karakteristik özelliği olarak ortaya çıkan ve genellikle de oyundaki skor olgusunun şekillenmesinde belirleyici bir rol oynayan araçlardır. Futboldaki kale, basketboldaki çember, voleybol ve tenisteki file gibi…

Bunlar arasında yapımı en basit olan da futbol kaleleridir. Nitekim insanların kendi aralarında eğlenmek için yaptığı futbol maçlarında çoğu zaman kalenin sınırlarının, kale direği niyetine kullanılmış iki taşla tayin edildiğine rastlanmaktadır. Yeri geldiğinde bu kale direklerinin yerini bir ağaç da alabilir, bir bahçenin çitini oluşturan direklerden biri de… Oysa basketbol oynamak için bir çember yapmak gerektiğinde, bir sokakta veya boş bir arazide insanın hemen karşısına çıkabilecek ve çember yapılmasını sağlayacak bir malzemeye rastlanma olasılığı çok düşüktür. Voleybol ve tenis için de bir fileye ve oyun alanının sınırlarını belirleyecek çizgilere ihtiyaç vardır ki bunun için bulunabilecek en pratik çözüm bile herhalde uzunluğu en az birkaç metreyi bulacak bir ipten oluşmaktadır.