faşizm

anne boleyn
bazı hümanist arkadaşlar, kendi milletini sevmeyi, tarihiyle gurur duymayı sanki ırkçılıkmış/faşistlikmiş gibi yansıtıyor. bunu özellikle komünistler ve pkk destekçileri yapıyor. bakın kürtler demedim. çünkü ırkçı değilim. sadece Türk milliyetçisiyim. ırkımı çok seviyor, tarihimle gurur duyuyorum. Türk milliyetçisi olmam diğer milletleri küçümsüyor ve nefret ediyorum demek değil. sadece Türk'e, Türkiye'ye, Atatürk'e düşman olana düşmanım. ırkçılık yaptığımı düşündükleri için, Türk'ü övmemi hazmedemediklerinden bana cephe alıyorlar. bana ırkçı/faşist diyorlar. en büyük ırkçı işte bunlardır. Türklüğü, tarihimizi övdüğümüzde ''ırkçı'' yaftası yapıştırırlar. Çünkü Türkleri sevmezler. düşüncelere saygı diye anırırlar ama Türklüğü öven birini hazmedemezler. Türk faşisttir derler ama eşinin çocuğunun yanında çarşı iznine çıkmış bir komutanı sırtından bıçaklarlar. Bu faşist Türk diye anıranları unutmayınız. Faşist diye anırıp çarşı iznine çıkan askerleri linç edenleri de unutmayınız. Hepsi aynı bokun laciverti. Bırakın Türklere faşist desinler. ne demişler kişi kendinden bilir işi.
5
cavit15
hakkında binlerce yorum yapılmış, binlerce kişi binlerce kişiyi bu sözü kullanarak dışlamış olduğu kelime. artık her hoşunuza gitmeyen faşist, faşizm, faşizan demeyi bırakın lan. faşizm denilen hastalıklı zihniyettir, kabul. Ama her halta da faşizm denmez.

Faşizm; bir zümrenin, grubun kendi fikrini, isteğini başka bir zümreye dikta etmesi/ etmek istemesidir. Biri birine faşist deyince ne diyen faşist olur ne denilen. birine faşist demek seni faşist yapmaz (paradoks oluşturmaz) birine faşist demek sadece bir durum tespiti yapmaktır. allahını seven artık şu kelimeyi öğrenip de kullansın bu ne lan önüne gelen faşist.
zirvedekicahil
İnsanlık asla faşizmden kurtulamayacak çünkü hepimiz faşistiz. En özgürlükçü insanın bile lanetlediği insanlardan bir farkı yok. Neden mi?

Üçüncü dalga deneyi ve stanford deneyi üzerinden açıklayacağım. Üçüncü dalga deneyi çocuklar üzerinde yapılmış ve doğru şartlar altında en masum gördüğümüz çocukların bile nasıl cani psikopatlara evrilebileceğini göstermiştir.

Stanford deneyi ise mutlak gücün yozlaştırıcılığını gösterir. Sıradan insanlar, diğer insanlara üstün hale getirilir. [Gardiyan-Tutuklu rolü yapıyorlar] En sonunda gardiyanlar vahşileşmeye ve mahkumlara kötü davranmaya başlar. Bu insanlar aramızda dolaşan insanlar değil miydi? Öylelerdi.

Onları faşist yapan neydi? Sınırın olmaması. Günlük hayatınızda belli bir çizgi vardır. Asla geç(e)mediğiniz bir çizgi. Mesela çizgiyi aşar bir insanı öldürürseniz, cezalandırılırsınız. Bu nedenle kendinizi bundan alıkoyarsınız. Bunun ortadan kalkması için birey ya bu sınırı aşmalı yada toplumsal histeri [mass hysteria] duruma gelmelidir. Bu duruma gelen insanlar içinde insanların olduğu bir oteli bile yakacak duruma gelebilirler.

İşte bu yüzden faşizm, adalet ve demokrasinin olduğu yerde olmaz. Zira adalet ve demokrasinin olduğu yerde her zaman bir sınır vardır. Günümüzde birçok internet sitesinin ve forumun hatta günümüzün en popüler sözlüklerinin bile çatırdayarak yıkılmasının nedeni işte bunda gizlidir.

Benim gerçekten faşist olmadığına inandığım insan, bir zamanlar faşist olup hatasını farkeden insandır. Zira o, vahşi kısmını yenebilmiştir.

Yüzüklerin efendisinde güzel bir sahne vardır. Frodo, yüzüğü galadriel'e uzatır ve der ki; "eğer yüzüğü kullansan bunu ona [saurona] ödetir miydin?" galadriel evet der. Ancak verdiği cevap çok güzeldir. "Ödetirdim ancak her şey böyle başlardı"

Diyelim ki, sonsuz bir gücünüz var. İstediğiniz bir dünya yaratabilirsiniz. Şimdi yarattığınız dünyayı düşünün. İşte o hayal, en faşist duygularınızın uyandığı yer.

Kısacası, insanların "kahrol faşizm" demeden önce kendi faşistliklerinden kurtulmaları lazım. Sen kurtulabildin mi derseniz hayır diyorum.
lexxpowder
Zirvedekicahil isimli arkadasın belirttiği üzere Çocukların faşizme başlamasını "i declare war" filmiyle,
Sıradan insanların mahkum-gardiyan deneyiyle faşizme başlamasını ise "the experiment" filmiyle görebiliriz.
prometheus
Faşizm olgusu bir anda ortaya çıkmaz ya da insanın içerisinde bekleyen, DNA ya kodlanmış bir şey değildir. Faşizmi yaratan en büyük etken koşullardir. Mevcut sistem içerisinde koşullar oluşur ve bunu önleyecek bir mekanizma yoksa şayet faşizm koşulları ortaya çıkar. İnsanlığın faşizmden kurtulması yine bu sistemin ortadan kalkması ile mümkün olacaktır.
kargalı karga paşa
Faşizm şudur budur değildir.
Faşizm tam anlamı ile italyan ırkçılığının adıdır ve mussolini tarafından yapılanlar doğrudan faşizmin sonucudur.

Tabi ki bizim toplumumuzda neyi tam anlamıyla kullanabildik ki?

Belirtmekte fayda var ki, (anlaşılan anlamıyla kullanacaksak) herkes kendi inandığı ve savunduğu doktrin içerisinde faşisttir. Her ideoloji kendi içerisinde faşizm barındırmaktadır.



deist imam
Sözlükte savunucusu olan ideoloji. Faşizm bu dünyaya hitleri mussoliniyi musallat etmistir. Ayrica ulkemize kenan evreni musallat ederek bir sagdan bir soldan öldürmüştür. Umarim bütün faşistler bir gün gerekli cezayi alir ve bu bok gibi ideoloji de tarihin tozlu sayfalarina karisir
dokuzkoydenkovulanadam
Faşizme göre insanların hakları devletin onlara verdiklerinden ibarettir. vatandaşların canı da, malı da devletindir. Faşizmde vatandaş devlet yararına çalışır. Devlet, milletin ve onun her bir mensubunun hayatının tümünü yönetir. Tek bir parti idareyi ele geçirir. Bu parti askeri disipline tabidir. Devlet bir şefin elindedir. ilk olarak italya'da mussolini ile ortaya çıkmış rejimdir (ne kadar da komünizmi çağrıştırıyor ama dimi :)
neptune
siyaset bilimci dr.lawrence britt'de,20.yy ın gördüğü en tipik faşist rejimleri inceleyerek benzer bir şekilde faşizmin 14 karakteristik özelliğini tespit etmiş ve benzer bir makale yayınlamıştır zamanında. burada da size çok tanıdık gelecek,tavır,tutum ve uygulamaları görebilirsiniz ;

1. güçlü ve sürekli milliyetçilik: faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer ıvır zıvırı kullanma eğilimindedir.

2. insan haklarının aşağılanması ve hor görülmesi: düşmandan korku ve güvenlik ihtiyacı nedeniyle, faşist rejim altındaki insanlar, 'ihtiyaç' gereği belirli durumlarda insan haklarının göz ardı edilebileceğine ikna edilirler. insanlar işkence, yargısız infaz, siyasal suikast, uzun süreli gözaltı gibi uygulamalara karşı başını başka tarafa çevirme, hatta bunları onaylama eğilimindedir.

3. düşmanların/günah keçilerinin birleştirici bir neden olarak tanımlanması: ülkenin güvenliğini ve bütünlüğünü tehdit eden düşmanın ortadan kaldırılması için insanlar histerik kalabalıklara katılıp sokaklara dökülür; bu düşman tanımının içinde ırksal, etnik ya da dinsel azınlıklar, liberaller, komünistler, sosyalistler, teroristler, vs. vardır.

4. ordunun ve militarizmin yüceltilmesi: yaygın yerel sorunlar olduğunda bile, orduya hükümet bütçesinden aşırı miktarda pay verilir ve yerel gündemler göz ardı edilir. askerler ve ordu hizmetleri alabildiğini yüceltilir.

5. cinsel ayrımcılığın şahlanışı:faşist ulusların hükümetleri, neredeyse tamamen erkek-egemen olma eğilimindedir. faşist rejimlerde, geleneksel cinsiyet rolleri daha katı hale getirilmiştir. kürtaj karşıtlığı ve homofobi had safhadadır.

6. kitle iletişim araçlarının kontrol altına alınması: kimi zaman medya hükümet tarafından doğrudan kontrol edilirken, diğer durumlarda dolaylı olarak diğer genelgeler, mevzuatlar, sempatik medya temsilcileri ya da yöneticileri tarafından kontrol edilir. sansür, özellikle savaş dönemlerinde oldukça yaygındır.

7. ulusal güvenlik takıntısı: "korku" hükümet tarafından, kitleler üzerinde harekete geçirici bir araç olarak kullanılır.

8. din ve yönetimin iç içe geçmesi: faşist ulus hükümetleri, ulus içindeki en yaygın dini, kamuoyunu manipüle etmek için bir araç olarak kullanır. dini retorik ve terminoloji, dinin ana doktrinlerinin hükümet politikalarına veya eylemlerine tamamen karşıt olduğu durumlarda dahi, hükümet liderleri tarafından yaygın olarak kullanılır.

9. özel sermayenin gücünün korunması: faşist uluslardaki sanayi ve iş aristokrasisi, sıklıkla hükümet liderlerini iktidara getirenlerdir. bunu hükümetle iş dünyası arasında karşılıklı çıkara dayalı bir ilişki tesis ederek ve belli bir iktidar eliti yaratarak yapar.

10. emek gücünün baskı altına alınması: faşist hükümete karşı tek gerçek tehdit emeğin örgütlü gücü olduğundan, işçi sendikaları ya tamamen saf dışı edilir ya da şiddetle baskı altına alınır.

11. aydınların ve sanatın küçümsenmesi: faşist uluslar, yüksek öğrenim ve akademiye karşı açık bir düşmanlığı körükler ve teşvik eder. profesörlerin ve diğer akademisyenlerin sansüre uğraması, hatta tutuklanması yaygındır. sanatta ifade özgürlüğü açıkça saldırı altındadır ve hükümetler genellikle sanata bütçe ayırmayı reddeder.

12. suç ve cezalandırma ile baskı altına alma: faşist rejimlerde, polislere kanunları zorla uygulamaları için neredeyse sınırsız bir yetki verilir. insanlar genellikle, polisin suistimallerine göz yummaya ve hatta vatanseverlik adına sivil özgürlüklerden feragat etmeye razı olur. faşist uluslarda, sınırsız güce sahip ulusal bir polis kuvveti vardır.

13. adam kayırma ve yozlaşmada sınır tanımama: faşist rejimler neredeyse her zaman, yönetim kadrolarına birbirini atayarak hükümetin güç ve otoritesini onları hesap vermekten korumak için kullanan bir grup ahbap ile müttefikleri tarafından yönetilir. ulusal kaynakların ve hatta hazinenin tahsisi ya da bunların hükümet liderleri tarafından açık bir şekilde gaspı, faşist rejimlerde rastlanmayan bir olgu değildir.

14. hileli seçimler: faşist uluslardaki seçimler bazen tamamen göz boyama amaçlı yapılır. diğer zamanlarda ise seçimler, çamur atma kampanyaları, hatta muhalefet adaylarının öldürülmesi, seçmen oylarının ve seçim bölgelerinin kontrolü için yasama kurumlarının alet edilmesi ve medya manipülasyonu gölgesinde yapılır. faşist uluslar, tipik olarak kendi yargı sistemini seçimleri manipüle ya da kontrol etmek için kullanır.
4
2 /