ela gözlüm ben bu elden gidersem

pencere
muhteşem bir karacaoğlan türküsüdür. böyle güzel ve derin insanlar doğurmuş anadolu'nun her karışı öpülmeye ve çok sevilmeye değerdir.
15 saatlik bir mesainin sonundan eve attım kendimi. hastanede yemekler berbattı hiç bir şey yemedim. molalarda açıp dinlemedim youtubeden duygulanırım korkusuyla. ben kimsenin karşısında duygulanmayı sevmem. buralarda bağıra çağıra duygulanabildiğim için kurulduğu güne dualar ediyorum sözlüklerin.
aşırı biçimlerde açıp. yemek yapıp yemem lazım. fakat kurşun oldum kaldım pc'nin başında, çıkartamıyorum kurşun gibi içimde kalan bu türküyü dinlemeyi.

15 saate en az 45 defa aklımda, içimde söylenen türküdür. heyytt be karacaoğlan, her karışı gezip öpülmeye değer bu topraklarda ne güzel gezip ne yüce aşklar yaşamışsın şeklinde şizofrence diyaloglar kurduğum da doğrdur.
bunları kendi zindanımda geçiriyordum aklımdan. sonra aklımda ve içimde mamak zindanında kemal burkay'ın yazdığı dizeler geçti, döndü durdu;

güneş altında tutsaklar
geçen sonbahara bakıyorlar
şirin mi şirin gecekondu evleri
samsun asfaltında otomobiller
ne güzeldir yollarda olmak şimdi...
bu başlıktaki tüm girileri gör