Mahir çayan

baylupen
Mahir Çayan, sanılanın aksine askere kurşun sıkmadığı için kızıl derede kuşatılmış ve vurulmuştur. Yanlış hatırlamıyorsam on ya da on bir arkadaşıyla birlikte öldürülüyorlar. On kişilik bir grup olmalarına rağmen tüm mermilerini havaya ateş açarak tüketiyorlar. Zaten o çatışmada da tek bir askerin bile burnu kanamamıştır. Askerleri vurabilmek için çok defa fırsatı olmasına rağmen böyle bir eylemde bulunmamıştır. Kimin kime kurşun sıktığını iyi bilmek gerek. O dönemde Süleyman Demirel Radyo yayınında canlı olarak şunu beyan etmiştir. "Gerekirse halkı ile birlikte tüm kızıl dereyi yakın ama Mahir oradan sağ çıkmayacak!" Bu sözleri söyleyenler mahir için bütün köy halkını öldürmek istemiştir. Halka kurşun sıkmayı doğru bulanlara karşı ayaklanmıştır mahir. Ve hatta çatışma öncesinde mahir, kendisini kuşatan askerlere şunu söylemiştir:
"Ey askerler, beni iyi dinleyin. Hepiniz bizleri tanırsınız, hangi üniversiteleri okuduğumuzu iyi bilirsiniz. Bir düşünün hele, biz size emir verenlerin koltuklarında oturabilirdik isteseydik, fakat istemedik. Çünkü hukuk kirlenmiştir, bizi sizlere düşman gösterdiler. Biz size dokunmayız."

Bunu dedikten sonra ise şu ünlü sözünü söylemiştir. "erleri çekin, rütbeliler gelsin!" Buradan da anlıyoruz ki mahir, asla ve asla askere kurşun sıkmamıştır. Rütbeliler ise mahiri kuşattıklarında yanlarında amerikan ajanlarıyla geziyorlardı. Çünkü mahirin ölmesini onlar istiyordu...

Asıl korkaklar o rütbelilerdi, korktukları şeyse mahirin iki tabancası değil fikirleriydi...

Yanlış anlaşılmayı istemem, askeri severim, hukuk kirli olmadıkça...

bu başlıktaki tüm girileri gör