charles bukowski

dr vitus werdegast
hak ettiğinden fazla rağbet görmüş bir yazar. tırt yani. overrated.

20'li yaşların başında iyi gidiyordu. o günlerde okuduğumda yeni, marjinal bir şey gibi gelmişti. ama yeraltı edebiyatının diğer isimlerini okuyunca -b.traven, louis ferdinand celine, john fante- o kadar da matah bir tip olmadığını anladım.

hikayelerinde kaydadeğer bir kurgu yok. ha "sokakları anlatıyor" falan derseniz, daha iyi anlatan var. babalar gibi jack london var mesela. dünyayı bir serserinin, alkoliğin gözünden görmek için okunması gereken ilk yazardır. bunun için bukowski'nin "kadının biriyle seviştim, kıçında sivilce vardı, barda vodka içtim, kustum, hank'in yerinde mevzu çıkardım" etrafında dönen vasat kurgularına ihtiyaç yok.
bu başlıktaki tüm girileri gör