Anadolu

huseyinsimsek
En büyük kötülüklerin başında Anadolu gelir, köy kültürü, taşra kültürü ve folklor gelir. Yıllardır, özellikle de halkın desteğini almak isteyen kişiler tarafından saf, temiz, onurlu Anadolu insanı imajı zorla pompalanıyor şehir kültürüne.

Ancak işin rengi bize propaganda edildiği gibi değildir, istediğinizi söyleyebilirsiniz; ancak Anadolu elektrik gelmiş 17. yüzyıldır. En basitinden çiftçiliğin dahi ilkel şartlarla, hesapsız, bakımsız olduğunu görebiliriz, Anadolu ne denli zenginleşirse zenginleşsin, bir ucundan öte ucuna estetikten anlayamayan, bön, kaba insanlarla doludur, saygısız, küfrü ve erkekliği aşırı yücelten bu insanların evlerine bakarak da onlar hakkında bir fikir sahibi olmak mümkündür. Çoğu zaman ceplerinde bir sigara paketi ve evlerinde bir televizyon olduğu hâlde duvarları boyasızdır ve kapının önündeki ahırlar temizlenmeyen ve leş gibi kokan bir şekildedir. Hayvancılığı sadece para kazanmak olarak görerek oradaki hayvanlara da yaşamları boyunca zulüm göstermekten çekinez Anadolu erkeği. İster Manisa'da yaşayan Nusrat Ağa olsun ister Mardin'de yaşayan Ape Reşat, kadını kendinden aşağı görmekte, çocuğunun ihtiyaçlarını gidermekten acizdir. Zira durmadan ve cahilce üremekte olan Anadolu erkeği "malıyla" her ilişkiye girdiğinde onu hamile bırakır; zira ne korunmayı bilecek kadar akıllıdır ne kendini tatmin ederken kadına çektirdiği eziyetlerin farkındadır.

Anadolu erkeği, ilişkiye kadını düşünerek yavaş yavaş değil, birden, yırtarcasına girdiği için kadını da cinselliği iğrenç, acı verici ve korkunç olarak görür, hatta öyle ki cinselliği içeren organ adları bile bir yerden sonra küfür olur. Anadolu baştan başa temizlikten mahrumdur; zira Anadolu insanının temizlik anlayışı sadece düzenli bir görünümdür, kendine saygı duymadığı için gömlekleri pis ve pantolonu her daim çamur içindedir; ancak en pahalısından rakısı, mezesi her zaman masasındadır.

Çamurlu bir yola taş döşeyip üstünden geçmek bir hafta sürecekken, o bir sene boyunca çamura bulana bulana gider evine.

Anadolu'da kadına vurmak çok yaygındır, çoğu Anadolu erkeği kadını istemediği bir işe zorlama amacıyla genellikle kollarını kullanarak darp eder ve bu yolla istediğini alır. Anadolu erkeği oğlunu "erkek olmakla" ilgili eğitir, ona daha 15 yaşına gelince "karı" beğenir ve o "karının" babası, kızın gözü açılıp da "namussuz" olmasın diye hemen verirler isteyene kızlarını.

Boşuna dememişler "On beşinde kız, ya erde gerek ya yerde" diye.

Boşuna dememişler " Karının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin" diye.

İşte bunlar hep Anadolu sözleridir.

Anadolu bir başından öte başına pislikle, haksızlıkla ve tecavüzle çalkalanmaktadır.

En basitinden, komşusunun tellerini eğip arazisine büyükbaş sokan komşu da Anadolu'nun parçasıdır, beğenilen kızın rızası olmadan başka biriyle evlendirilmesi de Anadolu'nun parçasıdır.

Anadolu eğlenceleri de barbarcadır, arka arkaya dizilmiş arabaların kornalara basarak çok ses çıkarması ve bunu iyi bir şey zannetmesi, havaya ateş ederek eğlendiğini sanması gibi çok barbarca eğlenceler barındırır Anadolu.

Elbette dansları da oldukça çirkindir Anadolu milletlerinin, en çirkin ve estetikten uzak dansların Güneydoğu ve Doğu bölgelerindeki o çirkin halaylardan başlayarak Karadeniz'in amaçsız ve ilginç saçmalıklarına dolanmadan geçersek bizi bir parça estetik; ancak yine erkekliğin ve çükün yüceltildiği bir dans buluruz: zeybek.

Doğru düzgün incelendiği zaman Anadolu'da icra edilen en güzel dansın Kızılbaş Alevilerin semahı olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim; zira orada kadın ve erkek eşit bir statüde estetik ve sakin bir dans icra eder.

Anadolu müziği de çirkin ve üzücüdür, zira incelerseniz yiğitliğin ve savaşın çıkarıldığı zamanlarda Anadolu, aşktan, histen yoksun ve "Gaydırı guppak Cemile" kıvamında bir embesil sürüsüdür.

Anadolu halkları hangi kültürden olursa olsun milliyetçi, cahil ve aktarıcıdır.

İster Türk, ister Kürt, ister Gürcü, ister Laz olsun Anadolu erkeği hep aynıdır.

Bir sosyalist adam, çocuğunu doğar doğmaz sosyalizme hazırlamaya başlar, bir ülkücü adam, çocuğunu doğar doğmaz gömleklerle, tesbihlerle tanıştırır.

Zira Anadolu kültüründe insanın insan olarak pek değeri yoktur, ancak aldığı sıfatlar kadar değerlidir insan.

Anadolu erkeği bildiğiniz tipik çomardır.

Kız çocuklarının okursa "orospu" olacağına inanan, karma eğitime karşı ve aşırı cinsiyetçidir.

Anadolu insanı için cinayet, cinsellikten daha masumdur.

Anadolu insanı akıldan mantıktan olabildiğine uzak, nerede cin, peri, hayalet, yatır masalı varsa inanacak kadar korkak ve yüreksizdir.

Medenileşmiş şehir kültürünü bozup suçu arttıran da Anadolu insanıdır.

Köydeki "El alem ne der" baskısı şehirde kalktığından şehirde her pisliği yer Anadolu insanı.

Eğer şehir kültürü ile taşra kültürünü karşılaştırmak isterseniz 1940 İstanbul'una ve 1940 Kastamonu'suna bakın.

Kız çocuklarının keman eğitimi aldığı, kadınların etek giyebildiği, kocasından izin almasına ihtiyaç duymadan iş yeri açabildiği(Eskiden kadın çalışamazdı, Cumhuriyet döneminde de 1927'ye kadar koca iziniyle dükkan açma hakkı vardı; ancak daha sonra Kemalist rejim kadının tam özgür olmasına karar kıldı.) ve oy kullanabildiği bir dikta rejimi vardı tepede, insanlar parklarda bira içip eğlenebilirlerdi, fötr şapkalı ve gazete okuyan beyefendiler Beyoğlu'nda kahvelerini içerlerdi.

Ancak şimdi de Anadolu insanının ve onun zihniyetinin iktidarını görüyoruz.

Kötü olan her şeyde bir miktar Anadolu ruhu kalmıştır.

Ben hiçbir zaman Van'ın bir köyünde insanların bastırılmamış olduğunu görmedim, ben hiçbir zaman Rize'nin bir köyünde genç bir kadına evlilik için rıza sorulduğunu görmedim.

Anlamak istemeyenler için bir daha göstereyim, şehir kültürü Smyrna'dır, yani İzmir'dir.

Taşra kültürü Konya'dır.

Yaşamındaki boşluğu dinle doldurmuş, beyaz atlet giyen, uyuşmuş, tesbih sallayan, kıllarından gurur duyan , eşcinsellerden nefret eden, kadına insanlığı reva görmeyendir Anadolu.

Anadolu, Van'dır, Diyarbakır'dır, Yozgat'tır, Samsun'dur, Of'tur, Mardin'dir, Manisa'dır, Bingöl'dür, Çorum'dur, Tunceli'dir.

Anadolu, insanlığa reva değildir, bizden değilsen ötekisin zihninin soluk alabildiği yerdir.

Anadolu, cehaletin popülasyon bulmuş hâlidir.
bu başlıktaki tüm girileri gör