yüzbaşı şuşut

jakoben
sene 68. ankara mamak cezaevi. en büyük amcam devrimci karargah üyeliği suçlamasından içeride yatıyor. siyasilerin kaldığı bölümde. o zamanlar yüzbaşı şuşut var. işkenceci. amcamların ağzını yüzünü siktiriyor sürekli. bir keresinde koğuşun içine beylik tabancasıyla bile ateş etmiş. aradan geçti otuz sene. amcam iş sahibi oldu patron oldu. yüzlerce milyar vergi veren bir adam oldu. devleti zengin etti aslında devleti sömürenleri.tam otuz sene önce ağzını yüzünü sikmek için koğuşuna giren devlet örgütü otuz sene sonra ofisinden içeri imar ihalelerinde ucuza mal temini için girerken önünü ilikler oldu. neyse. babamla bir gün arabalı vapurda çay içerken şuşut'un götünde dolanan işkenceci bir eri tanıdı.tam otuz sene sonra. babamın anlattığına göre amcam az daha vapurdan atıyormuş adamı. pkk'lıları bilmem ama devrimciler akıllıdır. adamı sesinden bile tanırlar. işkenceci olmayın. iyi bir fikir değil. ha böyle spastiklikte yapıp ellerine bahane vermeyin tabi.neden bunu diyorum? devlet güçlü değil çünkü. her zaman teşkilatlı kalamıyorsunuz. birbirinin kuyusunu kazmaya çalışan, koltuğu ele geçirenin de sömürdüğü bir düzen var. elinizde copla üç sene adam döversiniz o kurum altı ay sonra kapının önüne koyarsa sizi götünüz açıkta kalır. sonuçta kapitalizmle yönetiliyorsunuz. parası olan güçlü olur. işte bu şartlar altında da otuz sene sonra ''beni hatırladın mı?'' cümlesi ve türk sinemasının klasik patron koltuğu dönüşü ile karşılaşmanız kaçınılmaz olur.işte bu çocuğunda ağzını yüzünü sikmişler. dayağı hak etmiş mi? etmiş gibi geliyor bende iğrendim yani. ama işte o çocuk bunu hiç unutmayacak. o polis unutacak ama.. kim bilir kaçıncı sopaladığı eleman bu.. ;

https://twitter.com/Derinkuvvet/status/1180184946956230656
bu başlıktaki tüm girileri gör