enemy at the gates

frantz fanon
estetik, güzel yönleri olan ama bütünlüklü bakınca içinde pek çok hata bulunan bir film.
o açıdan zamanın ruhunu ve o kentin kültürünü ve insanını tam anlamıyla yansıtmıyor ama abd kafasıyla (bir tür oryantalizm, sağdan soldan duyulanlar, karkatürleştirmeler) yansıtıyor.
filmdeki bazı sıkıntıları spoiler altında yazacağım
1) 2 kişiye 1 tüfek düşüyor, o sahne hikayedir arkadaşlar. 2)politruk (yani siyasi komiser ha) ''imana'' geliyor ''zengin ve fakir her toplumda olacaktır. yetenek zengini yetenek fakiri'' gibi abuk bir cümle kuruyor. herhalde marksistlerin ''herkesten yeteneğine göre herkese ihtiyacına göre'' vecizesini bilmiyor ama adam güya politruk işte 3) ''annem mahalledeki en iyi patatesi yapar'' tamamen avrupa kültürünü rusyaya taşıma gayesiyle uydurulan saçma sapan bi cümle. (borsch de, shi de patates ne amk

böyle bakınca çekmeseler bunu daha mı iyiydi acaba diyorsun. ama rusların bu konu üstüne çektikleri de bu film kadar olay olmuyor çünkü hollywood amk. bondarchuk'un stalingrad diye filmi varmış kaçımız izledik. kaçımız bondarchuk diye birini tanıdık. angolsakson kalkıp da sovyetleri çekmesin arkadaş, indiana jones oryantalizmi gibi oluyor çünkü, gitsin a bridge too far (savaş köprüleri) çeksin, alkışlayalım, çünkü adam o hayatın içinden gelmiş.
bu başlıktaki tüm girileri gör