''Beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. Kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. İyi işleri olan sinek kaydı traşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. Ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. İlgimi çekerler. Küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. Adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. Azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. Serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. Kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem.Toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.''
sözleriyle kendisine çokça yakın hissettiğim güzel kişilik.
(bkz: factotum)
(bkz: ekmek arası)
(bkz: postane)
(bkz: sıradan delilik öyküleri)
charles bukowski
Terli, kırmızı suratlı ve sinirli babasından kalma pall mall'a şiir yazan, gittiği psikologta numara dahi yapmadan psikolojik olarak savaşa uygun değildir raporu alarak vietnam'a gitmemiş olan ve bizlere tembellik hakkımızı hatırlatan bar kavgacısı boksör abimiz
En sevdiğim yazar olup yeraltı edebiyatında baş tacıdır. en sevdiğim sözü her ay kaynayıpta ölmeyen canlıya güvenmem. ( Sexist değilim feministler lütfen...)
Mavi kuş şiirinden;
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boğuyorum,
fahişeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduğunu.
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama viski döküyorum üstüne
sigara dumanına
boğuyorum,
fahişeler, barmenler ve
bakkal çırakları hiçbir zaman
bilmiyorlar onun orada
olduğunu.
Yeraltı edebiyatı denildiğin zaman akla gelen değerli yazarlardandır.
Kasabanın en güzel kızı. Kendimi hikayeye koyup yaşayarak okuduğum mükemmel kitaptır.
sexist bir dayimizdir. kadinlar kitabi mutlaka okunmalidir. ayrica cilgin bir ruh hastasidir.
hak ettiğinden fazla rağbet görmüş bir yazar. tırt yani. overrated.
20'li yaşların başında iyi gidiyordu. o günlerde okuduğumda yeni, marjinal bir şey gibi gelmişti. ama yeraltı edebiyatının diğer isimlerini okuyunca -b.traven, louis ferdinand celine, john fante- o kadar da matah bir tip olmadığını anladım.
hikayelerinde kaydadeğer bir kurgu yok. ha "sokakları anlatıyor" falan derseniz, daha iyi anlatan var. babalar gibi jack london var mesela. dünyayı bir serserinin, alkoliğin gözünden görmek için okunması gereken ilk yazardır. bunun için bukowski'nin "kadının biriyle seviştim, kıçında sivilce vardı, barda vodka içtim, kustum, hank'in yerinde mevzu çıkardım" etrafında dönen vasat kurgularına ihtiyaç yok.
20'li yaşların başında iyi gidiyordu. o günlerde okuduğumda yeni, marjinal bir şey gibi gelmişti. ama yeraltı edebiyatının diğer isimlerini okuyunca -b.traven, louis ferdinand celine, john fante- o kadar da matah bir tip olmadığını anladım.
hikayelerinde kaydadeğer bir kurgu yok. ha "sokakları anlatıyor" falan derseniz, daha iyi anlatan var. babalar gibi jack london var mesela. dünyayı bir serserinin, alkoliğin gözünden görmek için okunması gereken ilk yazardır. bunun için bukowski'nin "kadının biriyle seviştim, kıçında sivilce vardı, barda vodka içtim, kustum, hank'in yerinde mevzu çıkardım" etrafında dönen vasat kurgularına ihtiyaç yok.
Tek başarısı laik sözlük'te birkaç paragraflık yazı yazmak olan kişiler tarafından tırt, overrated ilan edilmiş başarılı yazar.
bu ne şimdi?
adamı okudum ve gayet tırt olduğunu düşünüyorum. bir yazarı eleştirmek veya overrated olduğunu söylemek için ayakkabı kutusunda nobel ödülü mü olması gerekiyor?
tipik fan kafası bu. böyle bir idol bulur, kişiselleştirir, bir eleştiri geldiğinde kişilik suikasti yapmaya çalışır. tabi, ak partililerde ve justin bieber hayranlarında oluyor böyle, ama burada olması ilginç.
adamı okudum ve gayet tırt olduğunu düşünüyorum. bir yazarı eleştirmek veya overrated olduğunu söylemek için ayakkabı kutusunda nobel ödülü mü olması gerekiyor?
tipik fan kafası bu. böyle bir idol bulur, kişiselleştirir, bir eleştiri geldiğinde kişilik suikasti yapmaya çalışır. tabi, ak partililerde ve justin bieber hayranlarında oluyor böyle, ama burada olması ilginç.
Kötü bir yazar değildir.
Üstad bir yazar da değildir.
Ama çok iyi yazardır. Çünkü samimi ve akıcı yazar. Kasarsan, bir oturuşta bir bukowski kitabı bitirebilirsin. Bu özelliği takdire şayandır. Mizah ve hüznü başarıyla yoğurur öykülerinde. Zaten hank -lakabı- en son kitabı pulp için “en iyi işim” der. Ne postane, ne kadınlar, tartışmasız biçimde kendi dilinde geldiği en iyi noktadır pulp.
Aksini iddia edenleri knut hamsun'un açlık romanını okumaya davet ediyorum. Kitabın dizgisini yapan matbaacı kör olmuş! O derece sıkıcıdır, sen düşün.
Üstad bir yazar da değildir.
Ama çok iyi yazardır. Çünkü samimi ve akıcı yazar. Kasarsan, bir oturuşta bir bukowski kitabı bitirebilirsin. Bu özelliği takdire şayandır. Mizah ve hüznü başarıyla yoğurur öykülerinde. Zaten hank -lakabı- en son kitabı pulp için “en iyi işim” der. Ne postane, ne kadınlar, tartışmasız biçimde kendi dilinde geldiği en iyi noktadır pulp.
Aksini iddia edenleri knut hamsun'un açlık romanını okumaya davet ediyorum. Kitabın dizgisini yapan matbaacı kör olmuş! O derece sıkıcıdır, sen düşün.
knut hamsun'un açlık romanını yarısında köşeye atmış birisi olarak sadece knut hamsun'un romanındaki sıkıcılıkta hem fikirim.başlıkta adı geçen elemanın iki üç kitabını okumuştum.boş swh. yani 17-23 yaş arası için importante olabilir. otuzunuza falan gelip bukowski okuyorsanız napıyorsunuz siz amına koyayımdır
Samimi ve akıcı bir dile sahip iyi yazarlardan biridir