bakirelerle yapılan ayinler

vaybanavaylarbana
Bekaret çoğu toplum için sembolikleşmiş bir değerdir. Her kültürde farklı bir yeri olan bekaretin Okült ritüeller için ise önemi bambaşkadır.

Tarih boyunca gerek tapınma gerekse isteklerin gerçekleşmesi adına yapılan bir çok ezoterik ritüelde bakire kızlar kullanılmıştır. Stonehenge'de çok eski çağlardan günümüze kadar gerçekleştirilmekte olan pagan ritüellerinin en önemlilerinden bir tanesi ekinoks döngüsü için yapılan pagan sabbat ayinleridir. Öncelikle çıplak vücutlarına baldıran otundan hazırlanan özel bir macun süren tarikat üyeleri çırıl çıplak ateş etrafında dönmeye başlar ve bir süre sonra macunun etkisi ile farklı ve halüsilatif bir boyuta geçerler. Bu durum ateş tamamen sönene kadar devam eder.

Ateşin sönmesinin ardından tarikat üstadı çemberin içerisine girerek müridleri etrafında dönerken bakire bir kız ile ilişkiye girer. Ritüel güneş doğmadan sonlandırılır. 1969 senesinde Anton Szandor Lavey tarafından kurulan ve şeytana tapınmayı ilk defa bir forma sokan Şeytan Kilisesinde de her ayın 13 ünde yapılan şeytana tapınma ayinlerinde pagan ritüellerinden esinlenerek hazırlanmış olgular bulundurur. Üyeler genellikle hayvan kemiklerinden yapılmış kadehlerle şarap içer ve uyuşturucu kullanırlar. Metal müzik eşliğinde baş rahibin iki yanında ve arkasında toplam 3 bakire kız çıplak olarak özel figürlerle dans ederler. ritüelin sonlarında kızların vücuduna sürülen keçi kanı üyeler tarafından yalanarak temizlenir ve son olarak ortada ki kız ile baş rahip diğer iki kız ile ise topluluğun iki seçkin üyesi ile ilişkiye girerek ayini sonlandırırlar. Paganist ritüeller pagan tanrılarına teşekkür etmek amacıyla yapılırken Satanist ayinler ise şeytana adak amacı ile gerçekleştirilir. Bir kaç asır önce Japonya'da büyük Himuro ailesi kendi adlarını taşıyan arazide cehenneme açılan bir kapı olduğuna inanıyordu. Bu kapının bulunduğuna inandıkları noktaya Japonya'nın en esrarengiz yapılarından bir tanesi olan devasa boyutlarda ki Himuro malikanesini yaptırdılar. Kendilerini Cehennem kapısının bekçileri olarak gören aile'nin zamanla inançlarını aşıladıkları kişilerden hatırı sayılır bir mürid kitlesi oluştu. Malikanenin bodrumundaki gizli labirent ağından ulaşılan cehennem kapısının olduğu oda da kapının mühürlü kalması için müridleri ile beraber yüz yıllarca kaçırdıkları bakire kızları şeytana kurban ederek ritüeller yaptılar. Himuroların küçük kızı bir gün ansızın ortadan kaybolunca aile reisi üm müritleri ve ailesini öldürerek intihar etti. Bölgede yaşayan yerlilerin yaklaşmaya korktuğu bu uğursuz mekan bir süre atıl kaldı. Ryozo Munakata adlı bir araştırmacı 8 kişilik bir ekiple malikaneyi araştırmaya gitti fakat ekibiyle beraber hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldu. Polis memurları mekanı araştırmak yerine istifa etmeyi tercih ettiler. Bir süre sonra Junsei Takamine liderliğindeki bir gurup maceracı aileleri ile birlikte malikane civarına taşınarak incelemeler yapmaya başladılar. Kısa bir süre içerisinde araştırmacılar aileleri ile birlikte arkalarında hiç bir iz bırakmadan ortadan kayboldular. Günümüzde oyunlara ve filmlere konu olan Himuro malikanesi gizemini halen korumaktadır.