ay atam miti

kam
Bu mit Memlükler döneminde Mısır'da yaşamış olan Türk tarihçisi Aybek üd Devâdârî tarafından kayda geçirilmiş bir Türk yaratılış mitidir arkadaşlar. Aybek üd Devâdârî'nin verdiği bilgilere göre bu efsaneyi halk dilinden yazıya aktaran ilk kişi Ulug Han Ata Bitikçi adlı eski bir Türk bilginidir.

Ulug Han Ata Bitigçi'nin içinde Ay-Atam Efsanesi'nin de yer aldığı bir kitabını ele geçiren Cebrail bin Bahteşyu adlı İranlı bir tarihçi, Ay-Atam efsanesini Türkçe'den Farsça'ya tercüme etmiştir. Bu farsça tercümeyi bulan Aybek üd Devâdârî efsaneyi olduğu gibi kendi kitabına aktarmıştır.

*bunu giren yazar olarak söylemeliyim ki mit sonradan değiştirilmiştir. Türklerin yaratılış mitleri anaerkil motiflerle doludur ve kadın tanrıça yaratma gücü vermeden erkek tanrı yaratamaz. ( Ak Ana ve Ülgen örnek) Tabiat ana, kayın+ana günümüzdeki kaynana vs. türk destanlarında ağaçlardan doğan insanlar, ölmek üzere olan birini ağacın emzirmesi gibi motifler sık sık karşılaştığımız bir durumdu. Altay yaratılış mitlerinde de ilk yaratılana zaten "kişi" denmiştir cinsiyet yoktur, oradan gelme olarak kişi kelimesi günümüzde de cinsiyet belirtmez. Tabi 19. yüzyılda derlenen mitler zamanla farklı dinlerden etkilenildiğini göstermektedir. başlığımızdaki mit bence diğer tüm türk yaratılış mitlerinden daha esidir çünkü yaratıcı etken olarak bir tanrı dahi yoktur ve insanı doğa yaratır. animist bir toplumdan da bu beklenirdi zaten. mit kısaca şöyle arkadaşlar

Çok çok eski çağlarda…

Çok yağmurlar yağdı. Gök delinmiş gibiydi. Dünya sele boğuldu, her yanı çamurlar kapladı. Çamurlar akan selle yuvarlanarak Kara Dağ'daki bir mağaraya doldular. Mağaranın içindeki kayalar yarıldı. Yarıkların kimileri insanı andırıyordu. Sürüklenen çamurlar bu insan biçimli yarıkları doldurdular.

Aradan çok zaman geçti….

Yarıklardaki balçıklar sular ile benzeşti, hâllodu. Güneş Saratan burcuna gedi ve havalar çok ısındı. Yarıklardaki balçık sular ile pişti. Yarıkların bulunduğu bu mağara tıpkı bir kadın gibiydi. İçi de insanlara can veren bir kadın karnı gibiydi. ( psikanalitik olarak incelenebilir, zaten her şey açık)

Dokuz ay durmadan yel esti….

Su, ateş, toprak ve yel, insana can vermak için birleştiler. Dokuz ay sonra bir insan çıktı ortaya. Adına Ay-Atam dediler. bugün ay ata/ dede denilmesinin sebebi.

Ancak bu mit zamanla değiştirilmiş devam ettirilmiş ve kadına olumsuz anlam yüklenmiş, aynı hadiseler tekrar yaşanıyor ve bu sefer kadın oluşuyor ama bir ayrıntı var güneş farklı açıyla vuruyor toprak tam pişmiyor onun için kadın oluyor gibi bir ifade var. Bu türk dünya görüşüne uymamaktadır, diğer yaratılış mitlerine de uymamaktadır, zaten bu 2. yaratılan kadına da Ayva dendi diyor mit. arapça bir kelime.