adı bahtiyar

the spook
En sevdiğim türkülerden birisidir. Bir de Ahmet Kaya'nın sesi işin içine girince, duygularınıza hakim olamıyorsunuz. Sözleri Yusuf Hayaloğlu'na ait olan bu türkü 70'lik açtırır.

Ahmet Kaya'nın ağzından bu türkünün hikayesi;
"Çok uzun zaman önce İstanbul'da şubelerde kaldığım zaman bir arkadaş tanımıştım, kendisi Diyarbakırlı'ydı. İsmini sorduğum da isminin Bahtiyar olduğunu söylemişti bana. Günde iki sefer dörder saat arayla götürüyorlardı işkenceye, geri getiriyorlardı, hamur gibi atıyorlardı. Tek söylediği şey, "adım Bahtiyar" diyordu. Başka bir şey söylemiyordu...


Doksan yedi gün boyunca, tam doksan yedi gün boyunca gerçek adını kimse öğrenemedi ve sonra cezaevinde karşılaştık; incecik, dal gibi bir çocuktu.. Bütün dileği dışarı çıktığım zaman (ondan önce çıkacağım için, çok önceleri çıkacağım için) Diyarbakır'dan gidip bağlamasını almamı ve onu kullanmamı istiyordu. Kuru soğan yetiştiriyordu bardak içinde. Yaşayan arkadaşlar vardır mutlaka içinizde; onu yeşil soğan haline dönüştürüyorduk, çiçeğimiz maalesef oydu, başka bir şey yoktu..

Sonra ben dışarı çıktım, onu uzun zaman göremedim. Sonra Yozgat'a gitmiş, onu öğrendim. Bir gün çok büyük bir tesadüf, Diyarbakır'a giderken gazetede beni çok sarsan bir resimle karşılaştım; bir ölüm ilanındaydı Bahtiyar...

Cezaevindeyken bildiğim bir tek şey vardı geride kalan, tam ölüm ilanındayken öğrendim gerçek ismini ve Diyarbakır'a gittim, müthiş bir cenaze töreni vardı.

Herşeyden önce Bahtiyar çok güzeldi.

Bildiğim bir tek şey vardı: "Diyarbakırlıydı, Kod Adı Bahtiyar'dı..."

Geçiyor önümden sirenler içinde
Ah eller üstünde, çiçekler içinde
Dudağında yarım bir sevdanın hüznü
Aslan gibi göğsü, türküler içinde

Rastlardım avluda hep volta atarken
Cıgara içerken yahut coplanırken
Kimseyle konuşmaz dal gibi titrerdi
Çocukça sevdiği çiçeğini sularken

Diyarbakırlıymış, adı Bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar
Yaralıyım, yerde kalan sazı kadar.

Beni tez saldılar o kaldı içerde
Çok sonra duydum ki Yozgat\' ta sürgünde
Ne yapsa ne etse üstüne gitmişler
Mavi gökyüzünü ona dar etmişler.

Gazete de çıktı üç satır yazıyla
Uzamış sakalı çatlamış sazıyla
Birileri ona "ölmedin" diyordu
Ölüm ilanında hüzünle gülüyordu.

Diyarbakırlıymış, adı Bahtiyar
Suçu saz çalmakmış öğrendiğim kadar
Geçiyor önümden gül güzlü Bahtiyar
Yaralıyım, yerde kalan sazı kadar.
bu başlıktaki tüm girileri gör