adab-ı muaşeret

Valar dohaeris
adab: Edeb kelimesinin çoğuludur. Usul, yol, yordam, davranış kaideleri, terbiye anlamlarına gelir. Ahlak ve terbiyenin gerektirdiği konuşma ve hareket tarzıdır. Adaba uymayanlara edepsiz denir.

muaşeret: "Birbiriyle toplumsal ilişkiler içinde bulunma."
Örnek cümle: "Biz bu farkın muaşeretten üsluba, insan ve zevke kadar derinleştiğine inanıyoruz." (A. H. Tanpınar)

adab-ı muaşeret: eski, arapça kökenli Günümüzün türkçesinde görgü kuralları olarak kullanılan deyimdir. toplum ilişkilerinde ki kuralların tümü olarak tanımlanabilir. insanlara saygılı olmak, yüksek sesle konuşmamak, çirkin kelimeler kullanmamak, insanlara hoş görülü davranmak gibi her topluluğun kendine has geçmişten gelen kurallarıdır.

Bu kurallara Örnek vermek gerekirse; yürüyen merdivenlerde sol taraf acelesi olan, merdiveni hızla çıkmak isteyen insanlar içindir. Yürüyen merdivende Sol tarafta durup bu insanlara engel olmak adab-ı muaşeret kurallarına aykırıdır.
minimalist laik
Teyzem cok kullanırdı bu kelimeyi, kendisi ahlak ve maneviyata önem verir, her zaman ahlaklı bir musluman olmaya ozen gösterirdi.

Tabi eve geç geldim diye bir ton küfür hakaret vs deyip sonra namaza dururdu.
Yan komşusunun perdelerini çekiştirmek onun favori hobisydi.

Kısacası bu kelimeyi kullanan bir m*slüman görürseniz, uzaklasin
1
radis
lisedeki müdür yardımcımızın ağzından düşürmediği malum sözdür. ismi 'tekin' ama isminin yanından bile geçemeyen klasik kıl bir memurdu. bir pazartesi günü bahçede içtima için beklerken birden mikrofonu alıp 'arkadaşlar cuma günü okul çıkışından sonra kız ve erkek öğrencilerimiz parklarda sevişmişler biraz adab-ı muaşeret' deme cesaretinde bulunmuş ve cemaatçiliğini konuşturmuştur. her zaman adab-ı muaşereti örnek gösterir ve dilinden düşürmezdi. fakat uygulamada kendisi buna uymuyordu. devletin interneti ve bilgisayarı ile porno sitelerinde gezinirken yakalanmış , 16-17 yaşındaki kız öğrencileri yoktan sebeplerle odasına çağırıp bacaklarına ve kalçalarına bakmış ve sözlü olarak taciz etmiştir.
1