9 nisan 2018 yine bir beklentisiz topluma günaydın

jakoben
nevet. toplumdan beklentimin kalmadığı bir gün daha.kim bilir bugün,bu durumun kaçıncı senesi gerçi.. içlerine çıkmak ,onlarla taşıtlarda seyahat etmek, iletişim kurmak hiç biri içerisinde merak barındırmıyor.hatta yük gibi geliyor.bu bağnazlığın içerisinde her hangi bir sektörde üretim merakım yok.bu toplumdan onay almak ihtiyacım kalmadı.bu toplumun kadınını da merak etmiyorum.türbanlısı zaten emperyalizm tarafından ele geçirilmiş ve içgüdülerinden arındırılmış,yaşam denen olgunun değişkenliklerinde macera aramak yerine kütük gibi yaşayan ve açıkçası negatifliği ile moralsiz bir toplum inşaasında ilkin vazife gören itici köleler.diğerleri kısmı ise en az onun kadar acıklı çünkü bu kölelerin arasında bunu değiştirmek için mücadele etmeyen, sıranın kendisine gelmesini bekleyen o vakte kadar ise instagramdan falan penis kovalayan zavallılar. kendimi sefil görüyorum.sefilim çünkü bir şeyleri değiştirecek gücüm yok.sefilim çünkü yalnızım.sefildim bu yüzden örgütlendim.insanların kendilerine acımamasından nefret ediyorum.bu otoriterinin içinde insan hiç mi sormaz kendisine ben köle miyim lan diye?sormaz çünkü birey değil.etrafına bakıyor ve kimsenin kendisini hala daha köle olarak görmediğini farkettiğinden kendisi ile bu konuda hesaplaşmıyor.birbiri ile konuşmadan birbirinden fikir alabilen yüce insanlar.sezgin ve seçkin zekalar..sanatçı olmak isterdim.fakat bu toplum sanatla değil zor kullanarak değişebilir ancak onu farkettim.bu toplumda sanat diye pazarlanan olgular insanların birbirilerini birbirilerinden üstün görmesine sebep olmaktan başka bir boka yaramıyor.işlevsiz sanat.bencilleştirilmiş içselleştirilmiş sanat.umut satan boş sanat.bu toplumda ne yapılır mutlu olmak için sorusu insanı jakobenizme götürüyor.başka bir yere gidebildiğini iddia edebilen varsa duymak isterim.