17 mayıs galatasaray-arsenal

onurtasci
17 Mayıs 2000..
Yer; danimarka başkenti kopenhag'taki parken stadyumu..Maç uzatmalara gidiyor,15 dakikalık 2 devrede gol çıkmayınca penaltılara gidiliyor.Galatasaray penalti kaçırmazken , Arsenal sadece 1 penaltiyi gole çevirebildi ve galatasaray kupanın sahibi oldu.Ayrıca bugün an itibari ile (17 mayıs) Galatasaray bayramı olarak ilan edilmiştir.Bundan sonra her sene o gün bayram kutlanacak..
deist imam
"Kasım 1999'da avrupa'da bahisçiler galatasarayın uefa 2000 kupasını alma ihtimalini, 1e 250 olarak hesapladı. Ama burada türkiye'de kimileri için tek bir ihtimal vardı. Leeds united maçından önce avrupa'da ihtimaller 1e 16ya düşmüştü. Ama burada kimileri için hala tek bir ihtimal vardı. Burada seyredecekleriniz tek bir ihtimali olan insanların hikayesidir. Tek ihtimalli hikayeler tarihin ta kendisidir." Sözleriyle anlatılan ve aslanın sonunda "haydi popescu, haydi oğlum, haydi oğluuuuumm ve gooolll, ahaha kupa bizim, aman allahım kupa bizim." Sözleriyle destan yazdığı maçtır.
radis
sadece galatasaraylıların değil birçok insanımızın sevinçten gözyaşları döktüğü türk futbol tarihi açısından unutulmaz bir gündür.
17 agustos 1999 depreminin yaralarını henüz sarmışken hemen ardından gelen türkiye'nin 2000 yılındaki ekonomik bunalımlarına adeta bir teselli vermiştir.

italyan bologna , alman dortmund , ispanyol mallorca , ingiliz leeds united takımlarını deviren galatasaray finalde yine bir ingiliz devi olan arsenal'i normal süresi golsüz biten maçta, penaltılarla rumen futbolcu popescunun golüyle kupayı danimarkanın kopenhag şehrinden istanbula getirmiştir.

dönemin maçını anlatan trt spikeri Levent özçelik'in maç esnasında kurduğu cümleler hala birçok kişinin hafızasındadır.

- Aman Tanrım! direkler bir kez daha izin vermedi Tanrı bizim almamızı istiyor. (arsenal penaltı kaçırır)

- (arka planda çalan beethowenın 'für elise' polifonik telefon zili eşliğinde ) Haydi Popescu... Haydi oğlum!... Haydi oğlum!... Ve gol! (Ağlamaya başlar) Kupa bizim!... Kupa bizim!. Tanrım... Tanrım şu güzelliğe bakın!... Şu güzelliğe bakın!...

peki galatasaray'ın bu başarısı tesadüf müydü ?

sonsuza dek hayır , hiçbir zaman hayır , asla hayır... galatasaray aslında bu başarının temelini 1 temmuz 1984 günü sağlamıştır. Jupp Derwall teknik direktör olarak galatasaraya imza atmıştır. galatasaray yönetimi deneyimli teknik adama çeşitli imtiyazlar vermiştir.modern antreman ve taktiklerini hem galatasaray a takımına hem de altyapıdaki gençlere aşılamıştır. ali samiyen stadyumundaki kumla-çim arasında kalmış rezil sahayı yönetime rapor etmiş ve derhal uluslarası organizasyonlara uygun bir biçimde tamamı çim saha olacak şekilde değiştirilmesini bildirmiştir. Hemen ardından gelen mustafa denizli,souness,feldkamp ve fatih terim gibi teknik direktörler derwall'in aynı zamanda öğrencisi oldukları için derwall'e yakın politikalar izlemişlerdir. vizyonsal ve doğru transferler, kulüp bütçesinin denk bütçe esasına uygun kullanılması gibi başarılı politikalara imza atmışlardır. ve kaçınılmaz son olan Fatih terim'in önderliğinde 17 mayıs 2000 tarihinde galatasaray -şu ana kadar hiçbir türk futbol kulübünün yapamadığını yaparak- Avrupa'nın en prestijli ikinci kupasını müzesine götürmüştür.